'Erdoğan kendini tanımlamış'

'Erdoğan kendini tanımlamış'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gün içindeki seçim gezisinde ikinci durağı Tokat oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ben onun kadar edepsiz, alçak,ahlaksız değilim" sözlerine karşılık Kılıçdaroğlu, "Kendisini tanımlamış. Diyorum ki siyasette bir ede
Seçim gezisi boyunca hem kendisinin hem de Başbakan'ın posterlerinin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Barış içinde güzellik içinde demokrasi içinde seçime gidiyoruz. Allah aşkına o küfür ne? Siyasette küfürün yeri var mı? Birisinin Recep Bey'e ders vermesi lazım. O dersi siz vereceksiniz. Demokrasi ile halk verir" dedi. Kitleye yönelttiği sorulara meydanın bir bölümünden yeterince güçlü karşılık gelmemesi üzerine bu gruba sık sık takılan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
 

"Korkak adamdan parti lideri mi olur?"

"Onun istediği kanalda onun istediği gazetecilerle karşıma çıkabilir mi? Kimseye küfür etmem, hakaret etmem. Herkese saygılı bir insanım. Bir kişinin ünvanı ne olursa olsun ister Başbakan olsun. Kemal kardeşinizin karşısına çıkması için üç şart lazım. Geçmişi temiz olacak, kul hakkı yemeyecek. Mangal gibi yürek olacak. Korkak adamdan parti lideri olur mu?"
 

AKP'nin ağacı meyve vermez"

"Emeklinin derdini biliyorum. Kahvede rahat olmadığını biliyorum. 9 milyon emekli olduğunu biliyorum. İsterseler tek başına bir partiyi iktidar yaparlar. Buradan emeklilere sesleniyorum. Sizin beklediğiniz intibak yasasını ben çıkartacağım. Milli gelirden pay vereceğim. 9 milyon emekliden 9 milyon oy istiyorum. AKP'nin gövdesini ben silkeleyeceğim dallarını silkelemek size ait. Recep Bey'in ezberi yine bozulacak. AKP'nin ağacı meyve vermez. Çünkü bereketsiz hükümet."
 

"Atanamayan öğretmen kalmayacak"

"Yaylaları olan bereketli olan bu ülkeye ithal kurbanlık koyun getirdiler. Şimdi sıra geldi ithal öğretmene. 2002'de atama yapılmayan öğretmen kalmayacak demişti. Sözünü tutmadı mı? Benim sözüm söz. Atanamayan öğretmen kavramı kalmayacak. Yakında ithal doktor getirecekler anlaşılıyor ki ithal oy da getirecekler."
 

"En büyük bölücü"

"En büyük bölücü kim? Ankara'da yan gelip yatan Recep bey. Bayrak üzerinden siyaset yapıyor. O bayrak 73 milyonun sen kim oluyorsun da o bayrağa dil uzatıyorsun. Şehitlerimize kelle demişti. Ezberini bozdum, şifresini çözdüm, kimyasını bozdum."

"Yolsuzluk yapan bakanlar kimlerdi?"

"Benim bakanlarım yolsuzluk yaptı dedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir başbakanın benim bakanlarım yolsuzluk yaptı dediğini duyudunuz mu hiç? Peki ya o bakanlar kim? Söylemedi."

Erdoğan ne demişti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde yaptığı konuşmada Hopa olaylarını anlatmış ve oldukça sert ifadeler kullanmıştı. Başbakan Erdoğan özetle muhalefete şu sözlerle yüklenmişti:

"-Bir bölümde 150 kişilik bir grup taş atmaya başladılar otobüsümüz ciddi isabetler aldı. Bir koruma polisimiz aldığı isabetle otobüsten düşerek maalesef şu anda yoğun bakımda. Beyin ameliyatı geçirdi. 72 saat uyutulması gerekiyor.
-Bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş.
-Orada bir pankart var CHP'nin. Pankart şu CHP'nin hemen yanındaki pankart: "Tek yol sokak, tek yol devrim, altında imza Halkevleri. Bununla ne demek istendiği zaten ortada. Biz bunlara sadece sandıkta gereken cevabı vereceğimizi söylüyoruz.
-Enteresan olan CHP Genel Başkanı'nın ölen kişinin evini ziyaret edeceğini açıklaması, şahsımla ilgili de "rüzgar eken fırtına biçer" diyor.
-Böyle bir genel başkan olur mu? Neyin rüzgarını ektik ki fırtına biçeceğiz. Yani birileri sana aynısı yaptığında ben de sana mı bunu söyleyeceğim. Ama ben onun kadar edepsiz, alçak, ahlaksız değilim."

 

"Doğru değil"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yozgat mitinginde ise Hopa'da Başbakanın konvoyuna yönelik taşlı saldırıyı değerlendirmiş, "Bir siyasetçinin otobüsünün taşlanması doğru değil" demişti.
 

"Kaynak hortumcuların elinde"

Yozgat konuşmasında sözleri sık sık sloganlarla kesilen Kılıçdaroğlu, "AKP eğer yoksullukla mücadele etseydi, 2. 5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölmezdi. O Kübra'nın günahı AKP'nin boynundadır" dedi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Yoksulluğu yeneceğiz. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Aile sigortasını getireceğiz. Kadın kardeşlerim, unutmayın, size seçme seçilme hakkını getiren parti CHP dir. Şimdi unutmayın, 12 haziran dan sonra halkın iktidarında ilk 4 ay içinde aile sigortasını getireceğiz. Kadınlarımıza ekonomik güvence, siyasal özgürlük sağlayacağız. Geliri olmayan, geliri asgari ücretin altında olanlara 600 TL yatıracağız. Biz yoksulluğu tarihe gömeceğiz diyoruz, bize söylediğine bakın Allah aşkına. Bunun kaynağı nerede? Bu memlekette yeteri kadar kaynak var. Yeter ki o kaynağı hortumcuların elinden alalım."

"Karşılıklı soru cevap yapalım"

Kemal Kılıçdaroğlu mitingte, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı televizyon programında karşılıklı soru sormaya davetini yineledi. Başka ülkelerin devlet başkanlarının da benzer şekilde televizyon programlarına çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın buna yanaşmayacağını yeniden gündeme getirdi.

"İstersen 2050'den bahset. Dilin kemiği yok"

Partisinin Tokat mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, alandaki ''Camdan değil, candan dinlemeye geldik'' pankartını okuyarak, ''Eyvallah ben de candan konuşuyorum zaten. Recep Bey gibi camlara bakıp konuşmuyorum, ne yapalım. O inanmadan konuşuyor. Doğruları söylemiyor. Doğruları ifade etmiyor. 2023'ten bahsediyor, eyvallah. İstersen 2050'den bahset. Dilin kemiği yok'' ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ben gerçeğe bakarım, Türkiye'ye bakarım. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölüyorsa o dert benim derdimdir. Ankara'da yan gelip yatanların değil. Biz bu ülkede barışı sağlayacağız. Biz bu ülkede bir çocuğun bile yatağa aç girmediği gül Türkiye'yi kuracağız. Annelerin sabahleyin iki yanaklarından öptüğü, karınları doymuş çocuklarını umutla okula gönderdikleri bir Türkiye istiyoruz. Biz bu ülkede her evde tencerenin kaynadığı, herkesin karnının doyduğu bir güzel Türkiye istiyoruz. Biz güzel Türkiye, özgür Türkiye, çalışan Türkiye, herkesin iş, aş sahibi olduğu Türkiye istiyoruz.''

Kılıçdaroğlu, çiftçilerin kendisinden mesaj beklediğini ifade ederek, ''Çiftçilerimiz mesaj bekliyor 'ne olacak' diye. Çiftçi kardeşlerimiz unutmasın. Onların traktörde kullandıkları mazotun litresini 1,5 lira yapacağım. Bu, Kemal'in sözüdür. Sizin Kemal'in sözüdür. 1,5 lira yapacağım. Bu ülkede çiftçi rahat bir nefes alacak. Onu borçtan kurtaracağım. Elektrik borcunu sileceğim. Rahat bir nefes alacak'' dedi.

Arpa hasadının bittiğini, sıranın buğday hasadına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Maliyeti 70 kuruş. En azından 5 kuruş kar verip, 75 kuruş fiyat ilan edin. İlan ettiler mi? Yine çiftçiyi aracıya, tefeciye mahkum edecekler. Bütün çiftçi kardeşlerime sözüm var. Taban fiyatı bir yıl önceden ilan edeceğiz. Her üründe ilan edeceğiz. Çiftçi hangisini karlı buluyorsa onu üretecek. Çiftçiyi namerde muhtaç etmeyeceğiz'' diye konuştu.

Son günlerde yoğun tipi, dolu yağışı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, pek çok ürünün tarlada kaldığını belirterek, ''Hiç bu konudan Recep Bey söz ediyor mu? Hiç söz veriyor mu? 'Çiftçi doludan mağdur oldu...' böyle bir cümle duydunuz mu?'' dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Vallahi ben de duymadım. Niye duymadım biliyor musunuz? Sabah kalkıyor Kılıçdaroğlu, öğlen oluyor Kılıçdaroğlu, ikindi oluyor Kılıçdaroğlu, akşam oluyor Kılıçdaroğlu, gece yatağa giriyor, rüyada görüyor Kılıçdaroğlu. Rüyada kabus görüyor. Diyor ki, 'şimdi yahu nereden çıktı bu Kılıçdaroğlu'. Ben söyleyeyim halkın bağrından çıktı bu Kılıçdaroğlu. Tabii rüyayı görüyor. Kılıçdaroğlu'nu görüyor rüyada. Tabii ki de uyanıyor, odada Kılıçdaroğlu yok. 'Oh' diyor, 'meğer sanalmış' diyor. Seni indireceğim o koltuktan. Ne yaparsa yapsın ben bu ülke için, hizmet etmek için yola çıktım. Ben cebini düşünen politikacılardan değilim. Ben halkı düşünüyorum. Halk zenginleşecek, halk varlık sahibi olacak.''

Kılıçdaroğlu, miting alanındaki bir pankartı okuyarak ''Güzel bir pankart var. Pancar 2002 110 lira, pancar 2011 98 lira. İşte AKP. Biliyoruz AKP'nin derdi, ben kazanayım, halk kazanmasın. Ben köşeyi döneyim, halk dönmesin. AKP'nin derdi 'millete din, iman edebiyatı yapayım, ben han hamam sahibi olayım' diyor. AKP bu, gerçeği görün, AKP'yi 12 Haziran'da sandığa gömün'' dedi.

"Aile sigortası da olacak, yeşil kart da olacak"

Aile sigortasına ''Bu olmaz, parayı nereden bulursun'' gibi gerekçelerle çok itiraz edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Baktılar para var, imkan da var, 'ya bu adam bunu yapacak galiba', sonra döndüler, 'efendim aile sigortasını getirecekler ama yeşil kartı iptal edecekler' dediler'' ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, alandakilere, ''Kemal kardeşinizin aile sigortasını getirdiğinde yeşil kartı iptal edeceğine inanıyor musunuz'' diye sordu. 'Hayır' cevabı alan Kılıçdaroğlu, ''Ben de size inanıyorum, yeşil kart sağlık sigortasıdır. Aile sigortası, aileye ekonomik güvenceyi getiren sigortadır. Aile sigortası da olacak, yeşil kart da olacak. Tabii Recep Bey'in ezberi bozulacak. Varsın bozulsun, onun ezberi bozulabilir, halkın ezberi bozulmasın, halkımız güçlü olsun, dirayetli olsun, sandığa gitsin, kararını versin, halkın iktidarını kursun istiyoruz. Yapacağız, yola barış içinde çıkacağız'' dedi.

-''9 MİLYON EMEKLİNİN 9 MİLYONUNDAN DA OY İSTİYORUM''-

Alandakilere ''emeklinin durumu iyi mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Samimi söylüyorum, ne zaman kürsüye çıksam, 'emeklinin durumu iyi değildir' desem, hemen kürsüye çıkıyorlar AKP'liler, bir değil, birkaçı birden, 'Efendim diyorlar, siz emekliyi bilmiyorsunuz, emekliyi tanımıyorsunuz, emekliye para verdik, cepleri para dolu, siz haberiniz yok, emekliler yaz tatillerini Kanarya Adalarında geçiriyorlar' diyorlar'' ifadelerini kullandı.

Meydanda bulunanlara 'Siz tatili Kanarya Adası'nda mı geçirdiniz?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Tokat'ta geçirdim, diyorsunuz'' dedi. Emeklinin derdini, kaç para aldığını, kahvehanede rahat oturamadığını, kahvehaneye gittiğinde çay ısmarlayacak para bulamadığını bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Emekliyi ikinci sınıf yurttaş haline getirenin AKP olduğunu da biliyorum. 9 milyon AKP olduğunu da biliyorum, eşleriyle beraber 13-14 milyon emekli, isteseler bir partiyi tek başına iktidar yapabilirler. Buradan sesleniyorum, sizin beklediğiniz intibak yasasını ben çıkaracağım, emekliye milli gelir artışından pay vereceğim'' diye konuştu.

''Emekliyim, mağdurum, hakkımı alamadım, AKP'ye de oy vermiyorum, emekliler uyanın'' şeklindeki dövizi okuyan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Eyvallah, emekliler uyanırsa Türkiye de uyanacak. Bütün emeklilerden oy istiyorum. 9 milyon emeklinin 9 milyonundan da oy istiyorum. Bir fire bile istemiyorum. AKP'nin gövdesini Türkiye'nin 81 ilinde de silkeliyorum. Arada bir, birileri düşüyor. O düşenleri siz tanıyorsunuz. Şimdi ben gövdesini silkeleyeceğim, dallarını silkelemek de size ait. Söz mü? AKP'nin dallarını Tokat'ta silkeleyecek misiniz? Recep Bey'in ezberi yine bozulacak, AKP'nin dallarını silkelediğinizde demeyin ki 'bir meyve düşer, biz de faydalanırız'. Çok dikkatli olun her an Recep Bey düşebilir. Düşüreceğiz. 'AKP'nin ağacı meyve vermez' diye neden diyoruz? Çünkü bunlar bereketsiz hükümet. Bereketsiz bir iktidar. Bereketi olursa işsizlik olur muydu? Bereketi olsaydı mazot 4 lira olur muydu? Bereketi olsaydı işçi hayatından memnun muydu? Bereketi olsaydı esnaf hayatından memnun olmaz mıydı? O nedenle diyoruz ki bu hükümet bereketsiz. Bakın o kadar bereketsiz ki yaylaları olan, meraları olan, çalışkan insanları olan, güneşi, bereketli yağmurları olan bu ülkede yurt dışından ithal kurbanlık koyun getirdiler. Ne söyleyeyim ben başka. Bizim yaylalarımız var mı, meralarımız var mı, çalışan insanlarımız var mı? Allah aşkına ithal angus, ithal koyun ne oluyor? Şimdi sıra geldi ithal öğretmene.''


"Sen şehitlere 'kelle' dedin Recep bey. Ben de 'onurumuzdur' diyorum onlara"

''Öğretmenim, atanamadım, şifre mi gerekiyor? Mağdur öğretmenler'' ve ''İthal öğretmen istemiyoruz. Ataması yapılmayan öğretmenler platformu'' yazılı pankartları okuyan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'''Recep Bey size bir söz vermişti 2002'de, 'Atanamayan öğretmen kalmayacak, hepsini atayacağız' demişti. Sözünü tuttu mu? Sözünü tutmadı Recep Bey demek. 'Baba Kemal, sözümüz sözse oyumuz da sözdür, atanamayan öğretmenler'. Benim sözüm söz. Atanamayan öğretmen kavramı kalmayacak. Önce ithal angus getirdiler, sonra ithal koyun getirdiler. Şimdi ithal öğretmene soyunuyorlar. Yakında ithal doktor da getirecekler. Herhalde öyle anlaşılıyor ki bir de yakında ithal oy kullanan adam getirecekler. Yahu bu memleketten ne istiyorsun sen. Bu memleket ve bu yurttaşlar çalışmak istiyor, üretmek istiyor, alın teri dökmek istiyor, kazanmak istiyor, evine helal ekmek götürmek istiyor. Bu yurttaşlar bir arada, barış içinde, kardeşçe yaşamak istiyor. Bir bakın en büyük bölücü kim? Vallahi siz benden iyi biliyorsunuz. En büyük bölücü Ankara'da yan gelip yatan Recep Bey. En büyük bölücü. Recep kalkmış diyor ki 'bayrak üzerinden siyaset yapıyor'. Yahu arkadaş o bayrak hepimizin bayrağı, sadece benim bayrağım değil ki. 73 milyon yurttaşımızın ortak paydasıdır şanlı bayrağımız. Sen kim oluyorsun da o bayrağa dil uzatıyorsun.
Bu, şehitlerimize 'kelle' demişti, öyle değil mi? Sanıyor ki ben unuttum. Ben efendilikten dile getirmiyorum. Sen şehitlere 'kelle' dedin Recep bey. Ben de 'onurumuzdur' diyorum onlara. Onun ezberini bozdum, kimyasını bozdum, şifresini çözdüm. İtiraflara başladı, kalktı dedi ki 'benim bakanlarım yolsuzluk yaptı' Allah Allah, bakanları yolsuzluk yapmış. Biz biliyorduk ama birisinin itiraf etmesi lazımdı. Allah büyüktür Recep beye itiraf ettirdi ve dedi ki 'Benim bakanlarım yolsuzluk yaptı'. Siz hiç Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir Başbakan'ın 'benim bakanlarım yolsuzluk yaptı' diye itiraf ettiğini duydunuz mu? Şimdi biz diyoruz ki Allah aşkına itirafa devam et, kim o bakanlar, bir öğrenelim bakalım. Söyler mi, söyler mi? Siz meraklanmayın Kemal kardeşiniz gene sinirlerini bozacak, o gene itirafa başlayacak. İtiraf ettireceğim ona. Hiç merak etmeyin siz.''

Ahi geleneğinden gelen esnafa da seslenen Kılıçdaroğlu, ''Aile sigortası çıktığı zaman en çok sen yararlanacaksın. O kadıncağız alacak, çoluk çocuğunu senin dükkanına gelecek. Önce senin dükkanından alış veriş yapacak. Sen ona güleryüz göstereceksin. O sana hizmet verecek, esnaf ona hizmet verecek ama onun yoksulluğunu kimse bilmeyecek. Çünkü bizim inancımızda da felsefemizde de sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Onu onurlu bir dille yapacağız, esnaf kazanacak, toptancı kazanacak, sanayici kazanacak, Türkiye kazanacak'' dedi.

''Sabah kalkıyor Kılıçdaroğlu, gazete okuyor Kılıçdaroğlu, Allah bilir roman okuyor Kılıçdaroğlu, film seyrediyor Kılıçdaroğlu, gece uyuyor Kılıçdaroğlu, bir sürü laf ediyor, küfrediyor gene Kılıçdaroğlu'' diyen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Diyorum ki çıkıyordun, diyordun ki 'ben efeyim, ben yiğidim, ben adam gibi adamım' eyvallah, eyvallah. Gel arkadaş, senin isteğin televizyon kanalında, senin istediğin gazetecilerle, sen bana soru sor, ben cevaplayayım. Ben de sana soru sorayım, sen cevap ver. Bakalım, millet görsün. Recep Bey, onun istediği televizyon kanalında, onun istediği gazetecilerle Kemal kardeşinizin karşısına çıkabilir mi, çıkabilir mi, çıkabilir mi? Bu taraf herhalde 'çıkabilir' diyecek. Recep Bey, Kemal kardeşinizin karşısına çıkabilir mi, çıkabilir mi? Mümkün değil diyorsunuz, niye çıkamaz? Ben karate kursuna gitmedim, boksör değilim, okumuş yazmış adamım, onun deyimiyle Kemal efendiyim, efendi insanım ben, kimseye hakaret etmem, kimseye küfür etmem, benimle aynı dünya görüşünü paylaşmasa bile herkese saygı duyarım. Saygılı bir insanım ben. Bir kişinin unvanı isterse Başbakan olsun, unvanı isterse belediye başkanı olsun, unvanı ne olursa olsun bir kişinin Kemal kardeşinizin karşısına çıkması için üç tane şart lazım. Bir, geçmişi temiz olacak. İki, kul hakkı yemeyecek. Üç, mangal gibi yürek lazım, yüreği olacak. Arkadaşlar hatırlattılar dediler ki (Tokatlılar kadar yüreği olacak) dediler. Peki size bir soru, korkak adamdan Başbakan olur mu? Korkak adamdan parti lideri olur mu? Onun için diyorum 12 Haziran'da sandığa giderken korkmayan, hesap veren, hesap vermeyi namuslu görev kabul eden, halka hesap verirken onuruyla veren bir Başbakan adayı seçin, halkın iktidarını kurun.''


"Gücün yetiyorsa pırlantada vergiyi arttır"

Kılıçdaroğlu, ''AKP'nin hortumları kesilecek demişsiniz, hiç meraklanmayın. Kemal kardeşiniz AKP Genel Merkezine bağlanan hortumları kesecek, hiç endişe etmeyin'' dedi.

Kılıçdaroğlu, ''Bunlar öyle cepleri para dolu. Öyle Türk lirası da değil Amerikan dolarlarıyla dolu. Köşeyi döndüler. Ama size bir şey daha söyleyeyim benim bildiğim Tokatlı erkekler centilmendir'' ifadelerini kullandı.

''Tokatlı erkekler centilmen mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Tokatlı erkekler centilmen, bu akşam eve giderken kuyumcuya uğrayın ve eşlerinize birer tane pırlanta yüzük alın. Para mı yok? Ama pırlantada vergiyi sıfır yaptı Recep Bey. Kefen bezi alırsınız vergi var, pırlantada yok. Su içersiniz vergi var, pırlantada yok. Otobüse binersiniz vergi var, pırlantada yok. Oğlunuza defter alırsınız vergi var, pırlantada yok, telefonla konuşursunuz vergi var, pırlantada yok. Niye pırlantada yok çünkü mahdum beyin kuyumcu dükkanı var, pırlanta satıyor mahdum bey. Sandığa giderken bunu da düşünün. Vergi adaletini sağlayacağız, mazotu 1,5 lira yaparken bağırıp çağırıyorlar, gücün yetiyorsa pırlantada vergiyi artır, artırır mı? Arttıramaz çünkü yoksa mahdum beyi kızdıracak. Hazır tezgahı kurmuşken götürecek'' diye konuştu.

Bugün Tokatlılardan önce seslendiği Yozgatlıların selamını da ileten Kılıçdaroğlu, milletvekili adaylarına destek isteyerek, ''Bakın Orhan Diren istihdam yaratıyor, Tokat'ın ekonomisine katkıda bulunuyor, çalıştı, üretti, koşuşturdu, Tokat'ı, Tokatlıların derdini dile getirdi. Onun elini kaldırıyorum, hepinizin huzurunda saygıyla selamlıyorum. Şimdi başka arkadaşlarımız var, o arkadaşlarımız da sizin çocuklarınız, onlar da mutlaka Tokat'a hizmet etmek istiyorlar. Diyorlar ki bir yetmez, iki yetmez, üç yetmez, 'Tokat'ı istiyoruz' diyorlar, Tokat'ın tümünü istiyorlar'' dedi.

 

Kılıçdaroğlu Kastamonu'da

Kılıçdaroğlu, partisince Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

''Bu ülkede sadece ve sadece size hizmet etmek için yola çıktım. Benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var'' diyerek konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, kimsenin önünde diz çökmediğini, kimseye minnet duymadığını, kimseden emir ve talimat almadığını, emir ve talimatı sadece milletten alacağını, en büyük güvencesinin millet olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, ülkesini, insanları sevdiğini ve hizmet etmek istediğini belirterek, bir amacı, ahdi olduğunu, CHP iktidarında tek çocuğun bile yatağına aç girmeyeceğini kaydetti.

Siyasette hep saygıyı koruyacağını, insanlara saygı duyacağını, her yerde, her ortamda millet için çalışacağını ve doğruları söyleyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, geçmişte CHP'nin çok eleştirildiğini anlattı.

''CHP proje üretmez, CHP öneri getirmez, CHP sadece eleştirir, CHP'nin dünyadan haberi olmaz'' denildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Yeni CHP proje üretiyor, halkın sorunlarına değiniyor, gençliğin sorunlarına değiniyor, işçinin, çiftçinin, esnafın partisi oldu. Yani halkın partisi oldu, yani sizin partiniz oldu, yani Türkiye'nin partisi oldu'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, aile sigortasını getireceklerini ve hiçbir yoksul kalmayacağını belirterek, 600 lirasını alan her ailede çocukların yatağa aç girmeyeceğini, ailenin, mahallenin, kentin ve Türkiye'nin mutlu olacağını, barış içinde yaşayan bir Türkiye oluşturacaklarını kaydetti.

Kastamonu'da da işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''işsizlik yok, herkesin keyfi yerinde'' dediğini iddia ederek, çiftçinin, esnafın borç içinde olduğunu söyledi.

Bütün sorunları bildiğini ve bunları çözeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, esnafın, çiftçinin, emeklinin kazandığı bir Türkiye'yi halkın iktidarında yeniden yaratacaklarını dile getirdi.

''CHP iktidara gelirse borçlar artar, borçların faizleri yükselir'' denildiğini de aktaran Kılıçdaroğlu, alanda bekleyen vatandaşlara buna inanıp inanmadıklarını sordu ve ''hayır'' yanıtını aldı.

Kılıçdaroğlu, halkın iktidarında herkesin borcunun düşeceğini ifade ederek, çiftçi için mazotu 1,5 lira yapacağını, elektrik borcunu sileceğini, emekli aylığından kesilen yüzde 15 kesintiyi kaldıracaklarını, esnafa, KOBİ'lere sıfır faizli kredi vereceklerini bildirdi.

''İcra dairesinin sayısı birdi, icra dairesinin sayısını üçe çıkardı"

''AKP Kastamonu'ya bir şey verdi mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, vatandaşların ''Hayır'' yanıtı üzerine ''İcra dairesinin sayısı birdi, icra dairesinin sayısını üçe çıkardı. Size hizmet yaptı. Sizi takip edecek, borçlarınızı takip edecek, ödemeyeni hapse atacak, böylece AKP'nin adaleti gerçekleşmiş olacak'' dedi.

Kastamonu'nun buna layık olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, fabrikayı kapatıp icra dairesi açan bir iktidarın Kastamonu'ya hizmet eden bir iktidar olmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, emeklilerin durumunun da iyi olmadığını savunarak, milletin 12 Haziran'da ''AKP'yi sandığa gömmesi'' gerektiğini dile getirdi.

Yorulmamak üzere yola çıktıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, adım adım, ilçe ilçe, il il gezdiğini ve AKP'nin maskesini indireceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, TBMM'de Kastamonu'nun derdini dile getiren bir milletvekili bulunmadığını iddia ederek, dile getirilmediği için Kastamonu'ya geldiğini söyledi.

Partisinin Kastamonu milletvekili adaylarını gösteren Kılıçdaroğlu, ''Yetki verin, aslanlar gibi çıkıp Kastamonu'nun sesini TBMM'de bütün Türkiye'ye duyursunlar'' dedi.

Halkın iktidarında hizmetin yolunun, siyasetin yolunun halka hizmet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Siyaset sadece hizmet etmek değil, aynı zamanda hesap vermektir. Biz milletimize hesap vermeyi namuslu görev kabul ederiz. Hesap vereceksiniz ki herkes bilmeli ki temiz siyaset iktidardadır. Hesap vereceksiniz ki topladığınız her kuruş verginin hesabını millete verip, milletten açık yüreklilikle oy isteyebilesiniz. Ben geldim. Söz veriyorum, hesap da vereceğim size hizmet de edeceğim. Beş kuruşu, kimseye kaptırmayacağım, her kuruş vergiyi bu millet için harcayacağım.''

Kastamonu'nun erkeklerinin centilmen olduğunu ve eve giderken eşlerine birer pırlanta yüzük almalarını isteyen Kılıçdaroğlu, ''Pırlantada vergi yok, kefen bezinde var. Pırlantada vergi yok, konuştuğunuz telefonda, içtiğiniz suda, yediğiniz peynirde, içtiğiniz kullandığınız ilaçta var'' diye konuştu.

Çiftçinin mazotundaki KDV ve ÖTV'yi sıfırlayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, pırlantaya da vergi koyacaklarını bildirdi.

Konuşmasında YGS'deki şifre iddiaları ve ardından yaşanan gelişmelere de değinen Kılıçdaroğlu, annelere ''12 Haziran'da sandığa gidin çocuklarınızın umudunu söndüren Erdoğan'a adam gibi ders verin ki unutmasın'' diye seslendi.

Kılıçdaroğlu, yeni CHP'nin halkın, işsizlerin, mazlumların, ezilenlerin, durumu iyi olmayanların, geleceğe umutla bakanların partisi olduğunu belirterek, ''Birlikte mücadele edeceğiz ve halkın partisini 13 Haziran'da iktidara getireceğiz ki Türkiye rahat bir nefes alsın'' dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye'de AKP'nin gövdesini silkeliyorum, dallarını silkelemek size ait. Bunlar bereketsiz bir hükümet. Bereket olsa dallarını silkelediğinizde meyve düşer. Dikkat edin her an Recep düşebilir, meyve falan düştüğü de yok. Bereketsiz iktidar olmasa işsizlik bu boyutlarda olmaz, bereketsiz iktidar olmasa çocuklar açlıktan ölmez, bereketsiz iktidar olmasa emekliler rahat bir nefes alır. Bu iktidar bereketli olsaydı esnaf güzel siftah yapardı. Bu iktidarda bereket olsaydı Kastamonu'da zaten varı yoğu üç tane devlet fabrikası, üçünü kapatmazdı. Demek ki bereketsiz bir iktidara, bereketli bir günde son vermek için söz veriyoruz. Söz mü?''


Notlar

CHP'nin saat 16.00'da başlaması planlanan Kastamonu mitingi, Kılıçdaroğlu'nu taşıyan helikopterin kötü hava koşulları dolayısıyla yaklaşık 1,5 saat geç gelmesi üzerine saat 17.30'da başlayabildi. Kılıçdaroğlu'nun helikopteri yağmur altında Kastamonu şehir stadına indi. İnişin ardından gazetecilerin yolculuğunun nasıl geçtiğini sordukları Kılıçdaroğlu, ''Zor oldu ama geldik'' yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını vatandaşlar zaman zaman yoğunlaşan yağmur nedeniyle şemsiyelerle korunarak dinledi. Kılıçdaroğlu'nun Kastamonu mitinginde geniş güvenlik önlemleri alındığı dikkati çekti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.