Gençlik kurultay istiyor

CHP Gençlik Örgütleri, kurultay çalışması başlattı. Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız'ın koltuğunu koruma güdüsüyle hareket ettiğini belirten Genel Başkan Yardımcısı Uğur Arslan, kurultay için imza topladıklarını, Kılıçdaroğlu'nun da süreci yakından izlediğini ifade etti, "Hedef 312" sloganı ile başlatılan çalışmanın kısa zamanda sonuçlanacağını söyledi.

 KILIÇDAROĞLU TAKİP EDİYOR

 Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin çeşitli illerinden bini aşkın gencin CHP Genel Merkezi'ne giderek yetkililerle görüşmesinin yankıları sürüyor. Konuyla ilgili HABERDAR'a değerlendirmede bulunan CHP Gençlik Örgütü Genel Başkan Yardımcısı Uğur Arslan, kurultayın partiye zarar vereceği görüşüne katılmadığını ifade ediyor.

Koltuğunu koruma arzusu ve güdüsünün partiye ihanet olduğunun altını çizen CHP'li Arslan, "Normal takvimi göre bizim Haziran ayında 14. Olağan Gençlik Kurultayını yapmamız gerekirdi. Biz bu görevlere seçilerek, hem de olağanüstü kongre ile geldik. O gün olağanüstü süreci başlatan nedenlerden pek çoğu bugün fazlasıyla var.

Demokrasi sözleriyle yola çıktığımız arkadaşlar, kendileri koltuğa oturunca seçimlerden korkar oldu. Talebimizi Genel Merkez yöneticilerimize ilettik. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu durumu yakından izlediğini ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'ü görevlendirdiğini söyledi" dedi.

"VERDİĞİMİZ SÖZÜN ARKASINDA DURACAĞIZ"

 Gençlik Kolları Genel Merkezi'nin 3 ayda bir zorlama ile toplantılar yapabilir hale geldiğini belirtten Arslan, şöyle konuştu; "Maalesef Gençlik Kolları MYK'sı bile işlevsiz hale geldi. Görüşlerimizi toplantılarda ifade etmek isteriz ama 2-3 ayda bir zorlama toplantılar yapılıyor.

En son yaptığımız toplantı Kobani'de yaşanan dram üzerineydi. O toplantıda diğer konuları konuşmamız yersiz olurdu. Olağanüstü kurultay ile göreve gelmiş kurul başkanımın seçimlerden kaçan bu tavrı beni çok şaşırtıyor. Demokrasi, insanların işine geldiğinde kullandığı bir kavram olmamalı. Mevcut Gençlik Kolları Başkanı, 'Ana kademe kurultay yapmasa bile ben yapacağım' lafını yemiş olmamalı. En azından oturduğu makamın ağırlığı bunu gerektirir"...