İlk hedef İstanbul...
CHP Silivri İlçe Örgütü geçtiğimiz Cuma akşamı toplandı. Gündem maddesi olarak “Büyükşehir Yasa Tasarısı” üzerine görüş ve düşüncelerin dile getirildiği toplantı da, CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekilleri Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Süleyman Çelebi ve Faik Tunay da partililere hitap ettiler. Toplantı da, birlik ve beraberlik mesajları verilirken, yerelseçimlerde ilk hedef İstanbul olarak işaret edildi. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıkla da konuşmasında, başarı için birlik ve beraberlik vurgusu yaparken, hiç birimiz bu görevlerde kalıcı değiliz. Burada önemli olan CHP’nin başarısıdır” dedi ve ekledi “İmama kızıp da cami terk edilmez!”
CHP Silivri Başkanı Mümin ’nun başkanlık ettiği toplantıya, CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekilleri’nin yanı sıra Silivri Belediye Başkanı Özcan , Silivri Belediyesi Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri, CHP Silivri Kurulu Üyeleri, Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve çok sayıda parti mensubu katılım gösterdi.
TUĞLU: AKP RANTINI ARTTIRMANIN PEŞİNDE
Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Silivri Başkanı Mümin , yasanın rantı arttırmak yönünde çıkartıldığına dikkati çekerken şunları kaydetti: “AKP Hükümeti, bu yasayla rantını arttırmanın peşinde. Sizlerin cebinden çıkacak olan vergiler artacak. Bölgesel anlayış büyüyerek, konfederasyonların altyapısı tamamlanacak. Zaten süreç itibariyle baktığımızda bu hazırlanmış olarak karşımıza çıkıyor. Yoksul vatandaşlar tamamen açlığa, yoksulluğa mahkûm edilecek. Biliyorsunuz daha önce burada 8 belediye varken teke düşürüldü. Sayın Belediye Başkanımız da onları bütünleştirmek ve düzenlemek için uğraştı. Şimdi 13 köyümüz daha mahalle olarak belediyemize bağlanıyor. Böylece 35 mahalleye ulaşmış olacağız. Tabiî ki bu yasa Anayasasi tarafından bozulmazsa ki bu da zor gibi görünüyor. Bu köylere zaten hizmet götürülmekteydi ama bu yasayla tam anlamıyla belediyemizin hizmet sınırları içerisine girmiş olacaklar.”
ASLANOĞLU: BÜYÜK BİR ADALETSİZLİK VAR
CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, örgüt toplantısındaki konuşmasında konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Ankara ve İstanbul’dan sonra 14 il daha Büyükşehir yapıldı 1984’ten bu yana. Kimi nüfusa kimi de keyfi uygulamalar sonucun da. Ankara, İstanbul ve İzmir’de en büyük kriter nüfus olarak görülüyor. Ama diğerlerindeki kriterleri ben anlamıyorum. Örneğin, Erzurum neden Büyükşehir oldu? O dönemlerde mücavir alan nüfusu 300-350 bindi. yılında ise İstanbul ve Kocaeli farklı bir uygulamaya gitti. İl belediyeleri kişi başına 1 lira alıyorsa, Büyükşehir belediyeleri 4-4,5 lira alıyor. Örneğin Erzurum’un nüfusu 330 bindi. Mücavir alanını 2ö kilometre büyüttüler. Nüfus 450 bine çıktı. Yıllık bütçeden aldığı pay 200 milyon liraydı. 600 nüfuslu bir Ş.Urfa’nın mücavir alanını
“ADALET GİBİ ÜNİTER DEVLET DE BİZLERE LAZIM”
Adalet gibi üniter devlet de bizlere lazım. Önceden ilçelerde ın başkanlık ettiği ve İl Genel Meclis Üyeleri’nin oluşturduğu komisyon yatırım yapılacak olan yeri tespit ederdi. Bir yerde devlet eli vardı. Hatta eskiden valiler, İl Genel Meclisi’nin başkanıydı. Tabi halkın iradesi her şeyin üstündedir. Şimdi ne kadar yandaş olurlarsa olsunlar, bir yerde Kaymakam ve valilere devletin adamı gözüyle bakmak zorundayız. Sonra İl Genel Meclisi Başkanları oldu, siyaset ağır bastı. Belki İstanbul bu sisteme hazırdı ama Türkiye buna hazır değildi. Doğu ve Güneydoğu’da belli bir süre bu birliktelik yürütülmeliydi.
“SİLİVRİ’YE DE HAKSIZLIK YAPILIYOR”
Belediyeler başında da söylediğim gibi kişi başına gelir elde ediyor. İl Belediyesi 1 lira alıyorsa, Büyükşehir olanlar 4,5 lira alıyor. İstanbul’da bu pay ilçelere dağıtılırken de nüfusa göre ayarlanıyor. Peki şimdi, Silivri Belediyesi’nin oturduğu alan kaç kilometrekare? Şişli Belediyesi’nin oturduğu alan kaç kilometre? Şişli Belediyesi sadece çöp topluyor. Yol yapmıyor, kanal yapmıyor. Temizlik yapıyor, güzellik yapıyor… Ama aldığı kişi başı ücrete baktığınızda burada da büyük bir adaletsizlik var.
“BU İNSAN HAKKI İHLALİDİR”
Yeni Büyükşehir olan illerin büyük çoğunluğu, Türkiye’deki orman köylerinin önemli bir kısmını barındırıyor. Antalya, Muğla, Manisa gibi… Buradaki insanlar 3 kuruşta olsa buradan bir pay alıyorlardı. Şimdi ne yapacaklar? Bir kere bu Anayasa’da güvence altına alınmış olan insan haklarının ihlalidir. Biz belediyelerin mali açıdan özerk olmasından yanayız. Bir belediyenin mali açıdan kaynağı ne kadar çok olursa, o kadar fazla hizmet verir.
“AMAÇ KÖY TÜZEL KİŞİLİKLERİNİN MALLARI”
Bu son çıkan yasa tamamen baskının sonucudur. Milletvekillerinin özgür iradeleriyle bir oylama yapılsaydı, inan ki bu yasa meclisten geçemezdi. Bu yasanın amacı, köy tüzel kişiliklerine ait olan malların merkez belediyenin eline geçmesi ve kontrolünün sağlanmasıdır. Ama onlar buna plan bütünlüğünün sağlanması demekteler. Bu doğru değildir.
“2B FİYATLARI BU AY SONUNDA AÇIKLANACAK”
2B konusundaki fiyatlar en geç ayın 20’sinde açıklanacak. Fiyatların özellikle orman köylüsü açısından çok yüksek olmayacağı yönünde düşünüyorum. Buna dair çok da fazla bir endişem yok.
“KONUYU ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYORUZ”
Bu yasa tamamen antidemokratiktir. Türkiye’nin üniter devlet yapısını bozmak üzerine tasarlanmış bir yasa. Biz bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürüyoruz. Biz asla Büyükşehir karşı değiliz ama adil olmak kaydıyla uygulanmasını istiyoruz. Biz ‘Büyükşehire’ değil ‘bütünşehire’ karşıyız.
“ÖNCE İSTANBUL’U ALMALIYIZ”
Sonuç olarak belediyelerimize sahip çıkmalı, bu anlamda duyarlı olmalıyız. Ben Özcan ’ı sevmeyebilirim ama görevi süresince saygı, ve hizmette kusur etmemeliyim. Önümüzde bir seçim var ve başarılı olmak zorundayız. Birbirimize sahip çıkmalıyız. Bunun başka yolu yok. Ve öncelikle de İstanbul’u almalıyız. Yoksa işimiz zor. Bu nedenle birbirimizi kırmak gibi bir lüksümüz yok.
IŞIKLAR: İLÇE BELEDİYELERİNİ KAPATMAYA CÜRET EDEMEDİLER
Çıkartılan yasanın tam anlamıyla halkın iradesini yok sayan bir anlayışın ürünü olduğunu söyleyen Silivri Belediye başkanı Özcan , “Bu yasa, halkın iradesini yok sayan bir anlayışın ürünüdür. Bu dönem aslında ilçe belediyelerini de kapatmak istediler ama buna cüret edemediler. Benim gördüğüm taslakların birinde bu da var. Yani bu taslağa göre İstanbul’da tek belediye kalacak. 81 belediye Başkanı, 1 Devlet Başkanı ve 30 tane de bakan düşünürseniz, bütün ülkeyi 112 kişiyle yönetme düşüncesindeler. İnsanları yalnızlaştıran, güvencelerinden yoksun bırakan, biat ettiren ve hizmeti lütuf haline getiren bir anlayışın hayata geçirilmesi çabasındalar. Zaten ne odalar kaldı ne sendikalar kaldı… Şimdi de kentlerdeki yaşam biçimini yok etmeye çalışıyorlar. Şu an da bile ilçe belediyelerinin çok bir anlamı kalmadı. Plan yetkiniz yok, karar veremiyorsunuz. Yok, ana arterler İBB’nin… Kıyı kenar derken böyle bir karmaşa içindeyiz “ dedi.
“MUHTARLARIMIZ YOK SAYILDI”
Başkan , yasayla birlikte ların da değersizleştirildiğine dikkat çekerken açıklamalarına şöyle devam etti: “Yerel hizmetlerin yapılmasında, liğin önemini hepimiz görüyoruz. Önümüzdeki haftadan sonra gidip 13 köyü daha teslim alacağız. Ve diyeceğiz ki onlara ‘Onlar yok ama biz buradayız’ belediyenin farkını orada göstereceğiz. Yok, canımızdan onlara da gideceğiz ve eksiklerini gidermek için çalışacağız. O köylere yalnız olmadıklarını söyleyeceğiz. Oralarda büyük emek harcayarak bir şeyler yapma mücadelesi veren larımızın dahi hiçbir önemi kalmadı. Bu yasa bunu gösterdi. Daha yasa çıkmadan KİPTAŞ ve TOKİ o lerde karalamalarını yaptılar. Büyük bir yağmanın eşiğine geleceğiz.
“BU YASADAN YANA DEĞİLİZ”
Özel İdare paylarının düzenlemesi nasıl olacak? Büyükşehir’e gidip oradan mı gelecek? Bizim teslim alacağımız 13 köyün toplamı 220 kilometrekare. Bir Bakırköy 36 kilometrekare, Şişli 25 kilometrekare… Bu anlamda bakarsak, temizliğini yapması gereken İBB 3 senedir beş kuruş para ödemedi. Böyle bir ayrımcılık da var. Biz tüm bu olumsuzlukları izole ederek, merkezden çevresine yayılan bir anlayışla el atmadık yer bırakmadık Silivri’de. Yıllardır yapılamayan hizmetleri yaptık. Ama biz yapabiliyoruz diye bu kanun iyi mi? Hayır değil tabiî ki. O belde belediyelerinin açılmasını hala savunuyorum. Hala yerinde yönetimden yanayız.
“BUNUN DA ALTINDAN KALKACAK GÜCÜMÜZ VAR”
Bu yasanın bir adım sonrası rejim değişikliği. Parlamentonun dışından hesap sorulamayan bir hükümet, kabine kurulacak. Daha sonrasını da hepimiz tahmin edebiliyoruz. Yasalar çıkıyor ama yönetmelikler ortada yok. Bir yılda bu köylerin teslim alınması ve entegresi için uğraşacağız. Bunun da altından kalkacağız elbette. Şimdiden hazırlıklarımıza başladık. Köylülerimize nasıl olacağını, onların ne yapması gerektiğini anlatacağız. DSİ’nin yeraltı sularına sayaç takıp, hayvanlarını dahi sulayamayacak duruma nasıl geldiklerini anlatacağız. Gereken hizmetler neyse oradaki vatandaşlarımıza da bunu ulaştıracağız. Bu anlayışın da tek teminatı bugüne kadar olduğu gibi CHP.
“İMAMA KIZIP CAMİ TERKEDİLMEZ”
Hatalarımız elbette olabilir, eksiklerimiz de.. Ama imama kızıp cami terk edilmez. İmamlar gelip geçer ama cami yerindedir. Görevler gelip geçer. lerde böyledir. Yöneticiler gelip geçer, partiler kalır. İnsan haklarının korunması, üniter devlet yapısının sürekliliğini devam ettirmek gibi görev ve sorumlulukla karşı karşıyadır CHP. Bu sorumluluk, çıkan yasayla daha da önem kazandı. Ötekileştiren anlayışı ortadan kaldırıp, herkesin elini tutmaya çalışacağız.
“HİÇ BİRİMİZ, HEPİMİZDEN DEĞERLİ DEĞİLDİR”
Bizim tek rakibimiz var o da kendimiz. Biz hata yapmadığımız sürece, orada bulunanın kim olduğu önemli değil. Ben ya da bir başkası… Hiç önemli değil. Bu yasayla birlikte çember bir ‘tık’ daha kilitlendi. Bir daha çevirdiklerinde nefes alacak yer kalmayacak. O zaman da iş işten geçmiş olacak. Bu nedenle içimizdeki kişiselliği, onun adamı, bunun adamı anlayışını bir kenara koyacağız. Hiçbirimiz, hepimizden daha değerli değildir.
TUNAY: AKP’NİN KARŞISINDA DURABİLECEK TEK GÜÇ CHP
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay’da bir özeleştiri niteliğinde yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Ben başka bir siyasi gelenekten buraya geldim. Dönem dönem hatalarım olabilir ki, hatasız kul yoktur. Maalesef ki hala, insanları ötekileştiren, dışarıya itmeyi marifet sayan bir anlayış var. Bu anlayışla hiçbir yere gidemeyiz. Ben kendi isteğimle buraya geldim. Bu saatten sonra faik Tunay ve benzerlerinin geçmişini sorgulamak ne etik ne de insani ve ahlaki… Aileden, dededen CHP’li olmak gerçekten gurur duyulacak bir şey. Ama benim dedem geçmişte CHP’li değilse, ben dedemi kesemem ki! Bunları bir kenara bırakıp önümüzdeki seçimlere odaklanmalıyız. Neden? Çünkü AKP’nin karşısında durabilecek tek güç CHP’de ondan.
“BU CUMHURİYET HERKESİN”
Türkiye geneline baktığımızda farklı alışkanlıklar görüyoruz. Evet, belki yıllarını CHP’ye harcamış, yağmur çamur desteklemiş… Sonra Belediye Başkanı’ndan bir isteği oluyor ve şartlar gereği bu gerçekleşmeyebiliyor. Bu sefer başlıyor o Belediye Başkanı hakkında kötü konuşmaya. Ama AKP’de fırtınalar kopmasına rağmen kapının dışında birlik ve beraberlik var. Bizim de bu anlayış içinde olmamız gerekiyor. Bunun içinde öncelikle birbirimizi sevmemiz gerekiyor. Tek çıkar yol bu. Bu Cumhuriyet herkesin. Kimseyi dışlamak gibi bir lüksümüz yok, olamazda. Kapımızı açmalı, herkesi bu çatı altında toplamalıyız.
ÇELEBİ: SİLİVRİ’DE BAŞARILI ÇALIŞMALAR VAR
Toplantının sonunda konuşan CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Süleyman çelebi, Silivri Belediyesi’nin başarılı olduğuna dikkat çekerken “Bizleri bu çalışmalar değil, yaşadığımız sorunlar, Türkiye’nin gidişatı, Cumhuriyet’e ve Atatürk Devrimleri’ne yönelik saldırılar yoruyor. Bende bir dosya dolusu müracaat var. İş isteyenlerle dolu. Ama Silivri’den bir tek müracaat yok. Özellikle yönetiminde bizim olmadığımız ilçelerden gelen bu taleplerin gereğini yapamamak ne kadar üzücü, biliyor musunuz? Büyükşehirlerde ve ilçelerde biz olsak yönetimde, bunları konuşacak mıyız? Bırakın genel iktidarı, de olsak yine bunları konuşmaz, üzülmeyiz. Çünkü sorunları çözeriz. Bu sadece belediye kadrolarına alarak değil, çevrede istihdam yaratan işletmelere yönlendirilerek çözümü yapılabiliyor. Silivri’ye baktığımızda işte bu anlamda bu sorunun burada çözüldüğünü görebiliyoruz. Bu başka bir mutluluk. Bunun değerini bir bilsek ve diğer ilçelerle karşılaştırınca hangi noktada olunduğunu görebilsek kıymeti daha iyi anlaşılacaktır” dedi.
“2014’DE İBB’Yİ ALACAĞIZ”
Çelebi 2014 Yerel Seçimleri’nde İBB’yi alacaklarına inandığını kaydederken açıklamalarına şöyle devam etti: “İBB’yi bu seçimlerde alacağımıza olan inancım tam. Ama CHP’liler ele ele verirse, birbirlerini ben değil biz merkezine koyarlarsa bunu yaparız. ‘Ben varsam tamam, ben yoksam olmaz’ mantığını kınıyorum. Bunu kim yaparsa yazıklar olsun. Bu seçimlerde İstanbul’u aldığımızda, İstanbul’un değil Türkiye’nin fethini gerçekleştireceğiz. Türkiye makûs talihini yenecek, demokrasi, özgürlükler hayata geçecek. Seçimin startını şimdiden vererek, kol kola hedefe yürüyeceğiz. Bizim kavga diye bir derdimiz yok. Bizim mücadele alanımız hizmettir ve bunu da en iyi şekilde sunacağız. Sadece belediye değil siyasal hizmetlerimizi de sürdüreceğiz. Bizler her zaman Silivri’nin emrindeyiz. Bu seçimler son şansımız ve seferberlik haline geçmeliyiz. Unutmayın ki, bu başarı da sizlerin olacak.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.