İmamoğlu hakim karşısına çıkıyor: Siyasi yasak getirilebilir mi?

İmamoğlu hakim karşısına çıkıyor: Siyasi yasak getirilebilir mi?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla bugün hakim karşısına çıkacak; kendisi için 'siyasi yasak' da isteniyor.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Savcı, hapis cezasının yanı sıra İmamoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'siyasi yasak' içeren 53. maddesinin de uygulanmasını da istiyor.

İMAMOĞLU'NUN AVUKATINDAN DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, bugün görülecek duruşma öncesi Gerçek Gündem muhabiri Filiz Gazi'ye açıklamalarda bulundu ve bir karar çıkmasını beklemediğini söyledi:

"Daha önceki taleplerimize ilişkin savcılık mütalaayı incelemek üzere süre istemiş ve tanıkların dinlenmesi yönünde işlem yapılmasını istemişti. Savcılığın, bu taleplere ilişkin mahkemenin ara karar oluşturmasını bekliyoruz. Savcılık görüşünü tanıkları dinledikten sonra mı açıklar, yoksa bir kısmına ilişkin yarın görüşünü açıklar mı bilemiyoruz. Bugünle ilgili beklentilerimiz buna ilişkin usule işlemlerin tamamlanmasıdır.”

SİYASİ YASAK GETİRİLEBİLİR Mİ?

Polat, "Siyasi yasak getirilebilir mi?" sorusu üzerine de şunları söyledi: 

“İddianamenin düzenleniş biçimine baktığımızda evet, bu ihtimal var. Fakat hukuken değerlendirdiğimizde bu ihtimal sıfır. Buradan bir ceza çıkması mümkün değil. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik herhangi bir şey yok. Kaldı ki dava zaten Süleyman Soylu’nun 'bana hakaret etti' demesiyle şu ana kadar ortaya koyduğumuz delillerle çökmüş durumda. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik olarak hakaret edildiği iddiasıyla açılmış olan bu davadan hukuk kuralları içinde bir cezanın çıkmasını beklemiyorum ama iddiadaki istem, siyasi yasağı da içeren bir istem."

DAVANIN HAKİMİ 'SÜRGÜN EDİLDİ'

Kararın aslında geçtiğimiz 1 Haziran'da gerçekleştirilen duruşmada çıkması bekleniyordu. 

Ancak mahkeme heyeti, İmamoğlu’nun avukatlarının celse arasında sunduğu uzman görüşüne ilişkin raporun incelenmesi için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmetmişti. 

Duruşmadan bir ay sonra dikkati çeken bir gelişme yaşanmış; hakim Hüseyin Zengin'in görev yeri değiştirilmişti. 

Gazeteci Barış Yarkadaş, 'sürgünü' şu sözlerle duyurmuştu:

"(...) Biz gözlerimizi 21 Eylül’e çevirmişken, önceki gün arayan başka bir kaynağımın verdiği bilgi ise olayın seyrinin değiştiğini gösteriyordu. Hukukçu kaynağım, 'Ekrem Bey’in davasına bakan hakimin tayinini çıkardılar. Hakim Bey, Samsun’da görevlendirildi' bilgisini verdi.

Ankara’da yaşayan ve adli çevrelerdeki gelişmeleri yakından takip eden kaynağım, 'Hakim Bey bu tayini istemiyormuş. Ancak buna rağmen, duruşmadan iki hafta sonra, 19 Haziran 2022 tarihli kararname ile görev yeri değiştirilmiş' dedi.

Kaynağımın iddiasına göre, beklemediği bir anda tayini çıkarılan Hakim Zengin, itiraz için HSK’ya başvurmuş. Yakın çevresi ve mesai arkadaşlarına iktidarın adliye içindeki uzantılarının davaya yönelik ilgisinin kendisini bıktırdığını söylediği belirtilen Hakim Zengin, buna rağmen Kartal Adliyesi’ndeki görevinde kalmak istiyormuş. Kaynağıma göre, Hakim Zengin, mevcut görevinde kalabilmek için HSK’ya giderek sözlü talepte de bulunmuş. (...)"

Zengin’in yerine ise Anadolu Adliyesi 11. Asliye Mahkemesi hakimi Mehdi Komşul atanmıştı.

NE OLMUŞTU?

CHP'li Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019'da yapılan yerel seçimlerde yaklaşık 13 bin oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Yüksek Seçim Kurulu, 6 Mayıs 2019'da 4'e karşı 7 oyla seçimi iptal ettiğini açıkladı.
Kurulun 4 üyesinin muhalefet şerhiyle birlikte 250 sayfayı bulan gerekçeli kararında, 'Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmamasını', 'seçim sonuçlarına müessir (etkileyici) olay ve hal' olarak tanımladı ve seçimin iptal gerekçesi yaptı.

Karara, dönemin YSK Başkanı Sadi Güven ile üyelerden Cengiz Topaktaş, Kürşat Hamurcu ve Yunus Aykın muhalefet şerhi koydu.

23 Haziran 2019'da yinelenen seçimi bu kez yaklaşık 800 bin oy farkla kazanan İmamoğlu, 30 Ekim 2019'da Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne 'İBB Başkanı' olarak katıldı.

İmamoğlu kongredeki konuşmasında; seçim sürecinde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, seçim süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalar sergilediğini, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nın seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini söyledi. İktidarın 31 Mart'ta kaybettiği seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini de ekledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019'da İmamoğlu’nun konuşmasını hedef alarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” ifadesini kullandı.

İmamoğlu ise, gazetecilerin Soylu'nun sözleriyle ilgili sorusu üzerine "31 Mart’ta seçimi iptal edenler, dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüze baksınlar. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” tepkisini gösterdi.

'AHMAK KELİMESİNİN MUHATABI SÜLEYMAN SOYLU'DUR'

YSK Başkanlığı tarafından 15 Kasım 2019'da yapılan ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın ardından dava açıldı.

İmamoğlu, ocak ayında Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ara celsede sözlerine şöyle açıklık getirdi:

"Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım.

Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK'nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.