“Işıklar karakter zafiyeti içindedir”

“Işıklar karakter zafiyeti içindedir”
AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş dün gerçekleştirdiği basın toplantısında ilçe gündemine bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu.
Özcan Işıklar’ın Cem Güner ile yaptığı yazışmalar toplantının en çarpıcı gündem konusu oldu. Yazışmalardan bahseden Karakaş, “Belediye Başkanı şantaja teslim olmuştur. Paraya boğarım diyerek zihniyetini ortaya koymuştur. Kendisi yönetim zafiyetinin yanında tam bir karakter zafiyeti içindedir. Silivri Belediyesi böyle bir zihniyet tarafından yönetilmektedir” dedi.

 

AK Parti Silivri İlçe Başkanı her ay olduğu gibi bu ayda basının karşısına geçti ve gündemi değerlendirdi. Aylık olarak basınla gerçekleştirdiği buluşmalarda yerel ve ulusal gündemi değerlendiren Karakaş’ın bu ay gerçekleştirdiği değerlendirme toplantısında gündeminde İBB’nin yaptığı hizmetler, 4+4+4 eğitim sistemi, üniversite harçlarının kaldırılması, Suriye meselesi, Terör olayları, Boğluca Deresi çalışmaları, Silivri Belediyesi çalışmaları yer aldı.

Karakaş’ın basın mensuplarının sorularını da yanıtladığı toplantıya AK Parti Silivri İlçe Gençlik Kolları Başkanı Ferhat Gezener ve Kadın Kolları Başkanı Elif Koryürek ile İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Bayram da katıldı.

Karakaş’ın gündeminde yer alan konular arasında geçtiğimiz günlerde ilçede oldukça yankı uyandıran Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile Gazeteci Cem Güner arasındaki özel yazışmaların kamuoyuna yansıması ve Kültür Merkezi meselesi de vardı.

 

Bina Perşembe günü yıkılacak

Geçtiğimiz meclis toplantısında gündeme gelen yıkım polemiğine açıklık getirmek istiyorum. Park Otel karşısında yıkımı bekleyen binanın durumu ihalesi yapılmış olan ve yıkımı yapması gereken firma ile alakalı olarak o firmanın iç problemleri nedeni ile gecikmiştir. İhaleyi almışlar, trafik lambaları sökülmüş, elektrik su ve doğalgaz hatları sökülmüş yıkıma hazır halde şuanda. Burada aksilik olmazsa yarın makine yola çıkacak. Özel bir yıkım işlemi gerçekleşecek. Perşembe günü makine Silivri’ye inmiş olacak. Dün beni de aradılar bilgi verdiler. Perşembe günü bina indirilmiş olacak. Hemen ardından parçalama, demir ayrım ve moloz işlemleri seri şekilde gerçekleştirilip hafriyatı kaldırılacak. O sahayı da bir an önce açmak istiyoruz. Şuan 12 metre olan dere genişliği 30 metre olacak. O köprülerin yeniden imalatı yapılacak. Sorunsuz bir şekilde bu çalışmalar gerçekleştirilecek. Müteahhitten kaynaklı yıkımın aksaması nedeni ile firmaya İBB protesto gönderdi bu uzamadan dolayı Silivri halkı tedirgin olmuştu. Ancak sorun çözüldü. Bu yıkımın gecikmesi nedeni ile Silivri Belediye Başkanı bizi özür dilemeye davet etmişti ancak burada özür dilemesi gereken biri var ise o da Cumhuriyet Halk Partisi adına kendileridir. Halkı yanlış yönlendirme çabaları ile bu süreci uzatan kendileri ve mensup oldukları partinin yöneticileridir. Bakanlar kurulu karar almasaydı da hukuki süreç beklenseydi hala bekliyor olacaktık çünkü kendileri yüzünden.

 

Kasaplar sokağı projesi başlıyor

İSMEK binası için hazırlanan hatırlarsanız çok görkemli bir projemiz vardı. 1 milyon 750 bin TL değerinde bir proje. İhalesi yapıldı ve yer teslimi Cuma gününe kadar gerçekleştiriliyor. Artık o projede hayata geçmek üzere. Beyaz Masa, Zabıta, İSMEK binası da orada olacak. Spor kompleksi de içinde olacak. Birkaç gün içerisinde orada da çalışmalar başlamış olacak ve hareketli güzel bir binayı hizmete açmış olacağız. İsmek merkezimiz şuanda kirada biliyorsunuz.

 

Eğitim çalışmalarına desteğimiz sürüyor

İki okulumuz daha kendi bölgelerinde yapılmak sureti ile hizmet edecekler. Eğitim hizmetleri için iki bölgemizde daha çalışmaların önünü açtık. Yapımına başlanıyor ihale süreci tamamlandı. Hasan Özvarnalı İlköğretim Okulu ve İmamhatip Lisemizde bu iki okulumuzda da su taşması sorunları vardı bunları giderdik. İki okulumuzda sorunsuz olarak eğitim öğretime devam edebilecek.

 

Silivri kaderine terk edilebilecek bir ilçe değildir

Hafif metro ile alakalı bir projeden sizlere bahsetmiştik. Bunun uygulama planının bile yapılması Silivri’de bir devrimdi. Biz bunu yaptık. Birazdan planlardan bahsedeceğiz. Bir vilayet refleksi ile ve nufus potansiyeli de öngörülerek şekillendiriliyor. Silivri basit bir ilçe değil. Bütün planlama ince detayları düşünülmüştür. Uzun vadeli bir proje olduğunu unutmamak gerekir. Hem maliyet hem iş hızı açısından çok zor bir proje olduğunu hatırlatmak isterim. Bu gelecek nesil için atılmış dev bir adım. Silivri’deki idarecilerin yol meydan fikrinden uzaklaşıp büyük düşünmesi gerekiyor. İki yol bir meydan yapmak marifet değildir. Silivri için küçük düşünmektir. Dönemsel imkanları kaçırmamak gerekir. Belediye Başkanı başta olmak üzere tüm ilçe başkanları ve kanaat önderlerini duyarlı olmaya davet ediyorum. Bir il refleksi ile hareket etmelerini rica ediyorum. Planlamada iki önemli noktaya dikkat çekmek istiyorum. Silivri E-5 planlaması ve Selimpaşa ile ilgili planlamalar. Şimdi konumu açısından Selimpaşa’nın Silivri’den daha önce gelişmesi durumunu öngörenler var. Planlama yapılırken Selimpaşa’da bu anlamda hassasiyet gösterilmesi gerekiyor. Sahil düzenlemesi, çevre düzenlemeleri, altyapı çalışmaları, İstanbul’a bakan konumu açısından önem taşıyor. Bu konuda Selimpaşa’da gerçekleştireceğimiz bir toplantı ile detaylandıracağız. Kentsel dönüşümün orada önünü açacak hamlelerimiz de olacak. Kavaklı yolundan Çanta sınırına kadar olan bölümle ilgili olarak planlama da Belediye Meclis gündeminde. Silivri’de daha nefes alınabilecek, sahile Gümüşyaka’dan girip Selimpaşa’dan çıkılabilecek şekilde düzenlemeler yapılması, bir çok inşaat alanının yeniden düzenlenmesi, E-5 güneyi planlamasının önemini gösteriyor. Kentsel dönüşüm içerisinde imara kısıtlı hale gelmiş olan yerlerin yada yıkılacak yerlerin düzenlenmesi zihniyet açısından da şehircilik mantığıyla da bir devrim olacak ve bu adımlar atılacaktır. Okullar, camiler, yaşam alanları, yollar ve bunların bir çok etkileşimleri de planlandı. Bunun için Silivri’nin çok ciddi şekilde büyük düşünmesi gerekiyor. Silivri’nin bu sebeple vizyon sahibi insanlar tarafından yönetilmesi gerekiyor. Silivri kaderine terk edilecek kadar gözden çıkarılmış bir ilçe değildir.

 

Mezarlıklar Müdürlüğüne yeni bina

Yeni mezarlığımızda Mezarlıklar müdürlüğü için bir bina yapacağız Silivri’de.. Mezarlıklarımız için de çok ciddi hizmetler gündemimizde var. Çanta mezarlığı konusu gündemimizdedir. Halkımızın bayram ve kabir ziyaretleri ya da defin işlemlerini kolaylıkla yapabileceği planlarımız var.  Yeşili bol mezarlıklar bizim gündemimizdedir.

 

Bütçenin yarısını bir projeye bağlamak hayalciliktir

Kültür Merkezi tam bir fiyasko. Sayın Belediye Başkanı seçildiği günden bugüne üzerimize bu konuda ne kadar iftira atmış ise Belediyecilik hayatında birebir bunları yaşadı. Öztekler firması ile yaptığımız anlaşmayı hatırlatıp Balcı ile kıyaslamak saçmalıktır. Öztekler ile yaptığımız protokolün hala arkasındayız. Öztekler ile bağış protokolü yaptığımızda hala kendisine sağlanmış bir rant yoktu. Firma ödeme planını yapmıştı, taşeron firmayı bulmuştu, imalata da beton dökmek sureti ile başlanmıştı. Yerel seçim süreci başlayınca Belediye Başkanı süreci bu durumu etik bulmayarak durdurdu. En son görüştüğümüzde Öztekler hala sözünün arkasındaydı ben bu sözümü yerine getireceğim diyordu. Ancak Belediye Başkanı ben bu rantı sağlamam diyerek kendisi o protokolün altında ezildi. Kirli ilişkiler var mı yok mu kendi yaptığı protokol araştırılacak. Kendi yaptığı protokolün altında kendisi ezildi. Sahte imzalarla gündeme geldi. Yapılan bu protokolü açığa düşürme konusunda Belediye geçen hafta tarihi bir hata yaptı. Hesapsız kitapsız bir şekilde 50 Trilyonluk bir Kültür Merkezi için alelacele karar alması yönetim zafiyetidir. Silivri Belediye bütçesinin yarısını ona ayırmak hiç bir şey yemeseniz içmeseniz iki yılda bitireceğinizin sözünü vermeniz imkansız bir şeydir. Nasıl yapacak satıp savıp mı yapacak? Yapacağı imalat ile Balcı’nın protokolünü de boşa çıkaracaktır. Belediye Başkanı şark kurnazlığı yaparak o protokolü boşa çıkartıp suça iştirak etmektedir. Meclis üyelerini de buna alet ediyor. Kandemir’in bu konuda tavrı takdire şayandır. Aralarındaki kişisel hesapları bilemem ama bu konuda doğru bir tavır sergilemiştir. Bu evrakı da yargı sürecinde ilgililere sunuyoruz. Bu Kültür Merkezi projesi AK Parti Meclis üyelerinin ortaya çıkarttığı bir meseledir. Kendi kendilerine takip ettikleri bir mesele değildir. Süreci takip etmedi, bağışçı ile görüşmeleri sürdürmedi. Biz sorduk hala net cevaplar bile veremedi. Bu konunun üzerine AK Parti Meclis grubu gittikten sonra mecbur kalmış ve panikleyerek bu girişimlerde bulunmuştur. Resmen şuan cebelleşiyor bu işle. Silivri Belediyesinin telefonları borçtan kesilmişti, mazot vermiyorlar şuan borçtan. Silivri Belediyesi kendi araçlarını Silivri sanayisinde tamir ettiremiyor. Borçtan dolayı… Bunları anlatarak Belediyeyi itibarsızlaştırmak istemiyorum ama hal böyleyken 50 trilyon değerinde bir imalata girmeye kalkmak hayaldir. Hesap kitap bilmezliktir. Yönetim zafiyetinin en üst noktasıdır. Öztekler şunu bunu söyledi diyerek laf ebeliği ile geldikleri durum ortada. Bu protokol ile yönetim zafiyetinin en üst sınırında olduğunu girişimleri ortaya koymaktadır. Kandırmaca anketlere karşın halk kendisine cevabı verecektir. Yüzde 51 alabilecek bir Başkan alelacele işlere girmesi yanlıştır. Kültür Merkezi projesi ile ilgili Balcı protokolü için hangi bürokratlara soruşturma açtı? Hangi odalarda imzalar atıldı? İmza sahte deniliyor bu basit bir şey mi? Kim elden imzalattı bu protokolü? Neden bunları soruşturmak yerine üstünü kapatmaya çalışıyorsunuz? Sen bu protokolü imzalarken kendi bürokratın neden bunu takip etmedi? Hangi birim bu konudan sorumluydu da ilgilenmedi, sizi bilgilendirmedi? Neden şantiyeler kurulmadı? Silivri Belediyesi üzerine düşen sorumlulukları neden yerine getirmedi? Bu konularda açıklama yapmak yerine Öztekler’den bahsedip geçiştirmek istemesi yargı da cevap bulacaktır. 4 trilyonluk imalatla Silivri’yi zarara uğratmışlardır.

 

Başkanın aynı zamanda Karakter Zafiyeti vardır

Bir yönetim zafiyeti durumunu ilk biz dillendirmiştik kendisi hakkında. Şimdi başka bir zafiyet tespitimiz daha var onu dillendirmek istiyorum. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın deşifre olan mail yazışmalarına baktığımızda karakter zafiyeti de yaşadığı görülmektedir. Bunu da ben söylemiyorum ha. Eski çalışma arkadaşları, kendi partilileri söylüyor. SilivriLeeks diyebileceğimiz belgelerden bahsedeceğim size. Gazeteci kimliğine bürünmüş olan şahısla Belediye Başkanı arasındaki mailleşmeleri gördük. Yayınlanan maillerin sahte olduğunu biri iddia ediyor mahkeme koridorlarında koşuyor ama öteki hiç yalanlamıyor bile. Ne kadar çirkin ilişkiler içinde olduklarını Kaan Göktaş kardeşimizin bize attığı maillerde de inceledik gördük. Bakın değerli arkadaşlar bu Belediye Başkanının konuşmalarından size bir kesit sunacağım. Gazeteci kisvesine bürünmüş bu şahsa bugüne dek prim vermemiş biri olarak bu şahıs hakkında Başkan’ın meclisteki sözlerini aynen sizinle paylaşıyorum. Belediye Başkanına soruluyor. Cem Güner’e küfürlü mesajlar gönderdiniz mi deniliyor. Bakın ne diyor. “Tamamı onurumu şerefimi hedef alan saldırılar. Şahsımı ve kurumumu karalamaya yönelik bir sürü haberler yapıyorlar. Beni olduğumdan farklı göstermeye çalışıyorlar. Beni tanıyan bilir ki ben o yazılanlarda bahsedilen yapıda biri değilim. Yazdıkları yetmiyormuş gibi bir de cep telefonuma mesaj atıyor. Kırk elli tane mesaj var sakladığım ancak kamuoyu ile paylaşamıyorum. İçeriği çok ucuz. Sürekli bir rahatsız edilme söz konusu” diyor. Bir arkadaşımız mecliste bu mesajlara karşılık verdiniz mi diye soruyor ve bakın ne cevap veriyor. “Ailem ve çocuklarım var. En çok önemsediğim konu babalarını tanımadığı olmayan bir şekilde görmelerini istemem. Hakkımda yazılan asılsız haberlerin ardından telefonuma da mesaj atılınca dayanamadım ben de bir mesaj attım.” Diyor. Mesaj attığı kişi gazetecilik mesleğini etik şekilde yapan biri değil ki. Bunu söyleyen Belediye Başkanı… “Şantaj ve tehtidler ile karalayarak, siyasetçilerin ve ailelerinin çocuklarını da kullanarak telefon numaralarını porno sitelerine ekleyen, tuvalet kapıları arkalarına milletvekillerinin cep telefonlarını yazacak kadar çirkin bir tavır içine giren birine nasıl cevap verilir ki. Bende kendisine onun anlayacağı dilden mesaj attım. Emin olun ki onun anlayacağı dil insani bir dil değil” diyor.

 

“Normal şartlarda işini emeği ile yapan gazetecilerle sorunum yok. Ama bunu şantaj aracı olarak görenlerle asla işim yok prim vermeyeceğim ve asla teslim olmayacağım” diye konuşmasında özellikle belirtiyor Özcan Işıklar bunları. Cem Güner hakkında söylüyor.

 

Şantaj’a teslim olmuştur

Bakınız nasıl teslim olmamış. Gerçek değeri olmadığı halde önüme konulan faturalarla benden para koparmaya çalışanlar var. Silivri’de 3 tane kişi var ve bunlarla bırakın gazeteci siyasetçi olarak karşılaşmak, insan olarak bile karşılaşmayı istemem diyen Belediye Başkanıdır. Sonuç ne biliyor musunuz? Mail ortamında “Abi nasılsın” diye soruyor biri, diğeri de ona “Sağol kardeşim iyiyim sen nasılsın” diye soruyor. Abi Kardeş diyorlar şimdi birbirlerine. Bir dönem Özcan Işıklar’ın ekibinde Belediye Başkanlığı yapmış olan Abdullah Yıldırım’ın bir açıklamasından okuyorum sizlere. “Özcan Işıklar diye biri benim için artık yoktur. Yalancının tekidir. Benim artık muhatabım değildir. Kişiliği oturmamış dediğim kişi odur. Etrafında yalakalarla dolaşan hayal dünyasında yaşayan biridir” Değerli arkadaşlar karakter zafiyeti dedim ya. Bu konuda Belediye Başkanı olmasında emeği olan en önemli isim Abdullah Yıldırım ile geldiği nokta bu.

 

Bu maillerin ortaya çıkması tarihi bir olaydır

Cem Güner ile bir daha asla bir araya gelmem, işim olmaz, prim vermem diyen adama, Cem Güner’in neler yaptığını, yazdığını sizlerde okudunuz. Şimdi biri ona abi diyor, öteki ona kardeşim diyor ve ona çeşitli imkanlar sağlamak noktasında girişimler yapıyor. Hatta emirler veriyor. Şu bu belgeleri kaldır, Hüseyin ve Metin yarın öbür gün bu belgeleri bana karşı kullanmasınlar diyor. O zat-ı muhteremin hangi karakterde olduğunu herkes biliyor. Bugün belediye başkanının içine düştüğü durum çok zavallı bir durumdur. Silivri Belediyesinin nasıl bir zihniyetle yönetildiğini, insanların hangi mantıkla susturulduğunun en güzel örneğini burada görüyoruz. Sayın Belediye Başkanının bu ilişkiler içerisine girmesine, kendisine çok ağır hakaretler eden birisi ile böyle ilişkilere girmesi… Selami bey ile ikimizin bedduasını aldığı için bunları yaşıyor. Belediye Başkanı kendisine yapılanları yalayıp yutuyor ise böyle ilişkilere giriyor ise biz buna onay ve destek veremeyiz. Seni her türlü noktada imkanlar sağlarım, paraya boğarım diyerek hangi mantıkla insanları susturduğunu, hangi mantıkla şantaja nasıl boyun eğdiğinin de karakter zafiyetinin de en güzel kanıtıdır. Bu maillerin ortaya çıkması tarihi bir olaydır. Kim nasıl çıkarttı bilmiyorum ama Kaan kardeşimizden bize gelen mailleri okuduktan sonra çok uzun bir süre bekledim ama Belediye ayağından bir açıklama gelmedi. Ailesini bu kadar rencide eden bir adama Belediye Başkanının boyun eğmesi, bu adamı kendine dost edinmesi şunu akla getiriyor. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

 

1 Kasım Silivri için ikinci kez kurtuluş olacak

Yerel seçimlerin öne alınması konusuna da değineyim. Çok tarihi bir güne denk gelecek. Mazbata tarihi 1 Kasım’a denk gelecek. Silivri’nin kurtuluşuna. Silivri 1 Kasım itibari ile Sayın Belediye Başkanı ve ekibinden kurtulacak. AK Parti ve hizmetleri ile daha erken karşılaşacak. AK Partinin neler yapmak istediğini seçim sürecinde hep birlikte anlatacağız. Erken seçim kararı ile birlikte siyasi atmosferin hızlanacağını bu konuda asıllı asılsız bir çok belgelerle olaylar çıkacağını biliyoruz. Silivri’de bu süreçte seviyeli bir siyasi zeminde projelerin yarışmasını arzu ederiz. Silivri’nin en güçlü siyasi partisiyiz. Seçim alma noktasındaki en güçlü parti olarak seçime hazırız. Belediye Başkanı anketlerle kendisini kandırsın. AK Partinin oy oranı hiçbir zaman yüzde 35lerin altına düşmedi ki bizi yokmuş gibi göstererek kendisini ve ekibini kandırsın. 1 Kasım Silivri’nin ikinci kez kurtuluşu olacak. Sandık günü geldiğinde Belediye Başkanı cevabını alacaktır.

 

Kralın soytarısı vazifesini yerine getirmiş

Festival sürecinde ben tatildeydim. Ömer Çetin’in festivalde sunuculuk yaparken söyledikleri İSKİ binası meselesini bana ilettiklerinde çok şaşırdım. Şimdi şöyle söyleyeyim. Tarihte Kral ve soytarısı diye bir şey var. Soytarının bir görevi vardır. Bütün yaptıkları ile kralını eğlendirmek. Ömer Çetin’in misyonunun bu olduğunu düşünüyorum. O görevi yerine getiren biri olduğunu görüyorum. O bahsettiği konuda Kralına olayı doğru bir şekilde anlatamadı. Ömer Çetin aklı başında bir insan olarak bilinirdi ama Belediye Başkanına “3 yıldır burada gerekli düzenlemeler yapılmadığı için, Atatürk büstü çevresi iyi planlanamadığı için, otopark sorunu çözülemediği için sorumlusu sensin” diyemediğinden bu İSKİ binası meselesini diline doladı büyük olasılıkla. Üstlendiği görev bu olduğu için Kralı eğlendirmek ve yanlışları bile doğru gibi anlatmak onun vazifesi. Ben bir belediye başkanı olsam o söylemden sonra bir dakika tutmazdım böyle bir adamı yanımda. Orası sonuçta sadece Cumhuriyet Halk Partisinin festivali değil. İnsanlar oraya siyaset yapmaya değil eğlenmeye gidiyorlar. Orada her siyasi görüşten, her partiden insan var. Her kesimden insanı davet ediyorsun. Silivri’nin festivalini yapıyorsun. Daha anında beni arayanlar oldu. Böyle bir şeyi nasıl söyler diye alanı terk edenlerin olduğunu biliyorum.

 

İSKİ 1 ay içinde taşınıyor

İSKİ binası konusunu açıklayayım. İSKİ bir kurum ve taşınmak işi programlarında yoktu. Eski para ile bu işin maliyeti onlara 500 milyar lira. Yeni bir bina bulup, tutup, teçhizatları  ve sistemleri ile kurumu taşımak, yer değiştirmek bu masrafı kaçınılmaz kılıyor. Sayın Belediye Başkanı projesini açıkladıktan sonra bina arayışlarına girdik. Emniyetin yan tarafında bir bina bulduk anlaşmasını hemen yaptık. Hatta iki aylık kirasını ödedik. İhalesi yapıldı. Teçhizat ve tesisatları döşeniyor. 300 çalışanı olan bir kurumu taşıyorsunuz bu o kadar basit bir şey değil. O binanın fiziki koşullarını kuruma uygun hale getirmek öyle bir günlük iş mi? Ancak bir ay içerisinde sanıyoruz taşınmış olacaklar. Belediye de bu süreci takip ediyor. Olması gerekenden hızlı bile ilerliyor. Belediye Başkanı özür bekleyeceğine teşekkür etmeli bize. Bu kadar ucuz bir yaklaşım olamaz.

 

Boğluca projesi 4,5 ayda bitecek

Boğluca çalışmasını sürdüren firma Meriç nehrini de yapan firmadır. Oldukça tecrübeli bir firma. Görüşmelerimize göre proje planlanandan da erken teslim edilecek. Dört yada dört buçuk ayda bitmesi öngörülüyor. İnşallah yakın zamanda orada da dere içinde bir basın toplantısı yaparak çok daha detaylı bir bilgilendirme yapacağız.

 

Haber: Fatma Sarıbıyık

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.