İsrail resmen özür dilemedikçe normalleşemeyiz
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İsrail resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze’ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin düşünülemez olduğunu söyledi. Filistin Dışişleri, İçişleri ve Maliye bakanları ile Filistin’in yurt dışı temsilciliklerinde görevli 90 büyükelçi, Dışişleri yetkilileri, Filistin 2’nci Büyükelçiler Konferansı’nda bir araya geldi. Konferansın açılış konuşmasına, “Filistin’in gözü yaşlı annelerini selamlıyorum” diyerek başlayan Erdoğan, Mavi Marmara baskını sırasında hayatını kaybeden 9 kişinin isimlerini tek tek saydıktan sonra, “O fedakar kardeşlerimizin hatıralarını, mesajlarını ve maruz kaldıkları katliamı unutmadık, unutmayacağız” dedi. Erdoğan özetle şunları söyledi:
Filistin Türkiye’nin davası
Zulüm üzerinden siyaset yapanlar, zulümlerinin ebedi, güçlerinin mutlak olduğunu zannedenler er geç yüreklerindeki kin ve nefrete yenileceklerdir. Hiçbir inanç, hiçbir düşünce sistemi masum insanların hunharca, barbarca katledilmesini maruz görmez ve göstermez. Tevrat, Mısır’dan Çıkış Bölümü’nün 13’üncü ayetinde, ‘Adam öldürmeyeceksin!’ diye emrediyor. Öyleyse Filistin halkına reva gördüğünüz zulmü ne ile izah ediyorsunuz? Çocuklara ilaç ve gıda götüren bir gemi dolusu merhamet elçisine nasıl silah doğrultuyor ve nasıl kurşun sıkıyorsunuz?
Gelinen aşamada uluslararası camianın dikkati, ağırlıklı olarak Libya, Mısır ve Suriye’deki gelişmelere odaklanmış olabilir. Ancak biz, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının gözardı etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Zira, Filistin davası Türkiye’nin davasıdır. Filistinli kardeşlerimizin bütün dertleri bizim derdimizdir.
Bütün taraflar uluslararası hukuka ve birbirlerinin haklarına saygı göstermeli, birbirlerinin endişelerini anlamaya çalışmalı ve bu ortak soruna ortak bir çözüm geliştirmelidir. Türkiye olarak, İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasıyla çözülmesini arzu ediyoruz.
Gemiler Yunanistan’da
Gemilerle gıda götüren insanlar hangi insani değerler için hayatları pahasına denize açılıyorlarsa uluslararası örgütlerin de insanlığın vicdanı adına harekete geçmesi gerekiyor. Yunanistan’da gemiler bekletiliyor. Yunanistan ‘Filistin için biz ne yapabiliriz?’ diye bize soruyor. Bu nasıl bir samimiyet, nasıl dürüstlük? Başta BM ve ABD olmak üzere, uluslararası çevreler İsrail’in tek taraflı, şımarık uygulamalarına prim vermeye, insanlık dışı uygulamalara gözlerini kapamaya devam ederse, bu suçun bir faili olarak anılmaktan kurtulamazlar.
Bize, ‘Filistin ne de Filistinliler kendi içinde beraber değil ki, siz ne için koşturuyorsunuz?’ diyorlar. Kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, kardeşler arasında helalleşme olur. Filistinliler arasındaki bölünmüşlüğün aşılmış olması bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Böylece Filistinli kardeşlerimiz, davalarına karşı uluslararası çevrelerin elindeki son kozu da almış, Filistinliler’in barış görüşmelerindeki konumu çok daha kuvvetlenmiştir. Siz bir araya geldiniz ya birileri çılgına döndü. Sizin birleşmeniz onları ürküten noktadır. Önümüzdeki süreçte öncelikli mesele, teknokratlardan oluşacak uzlaşı hükümetinin kurulmasıdır ve şimdi bütün enerjimizi bunun en kısa zamanda gerçekleştirilmesi için harcamalıyız. Uzlaşı hükümetinde hangi yetkilinin Başbakanlık görevini üstleneceğinin halen çözüme kavuşturulamamış olmasını endişeyle izliyoruz.
Özürle ziyaret alakalı değil
Erdoğan, Ürdün Başbakanı Maruf El Bahit ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında İsrail’den özür beklentisi ile Gazze ziyareti arasındaki ilişkinin sorulması üzerine de şu yanıtı verdi: “Burada herhangi bir gerilime zemin hazırlamak, fırsat vermek böyle bir düşünce içinde değiliz. Bunu özür dileme, tazminat ve ambargoların kaldırılması ile eşzamanlı ya da, onun karşılığında o gibi düşünmek çok yanlış olur. Böyle bir şey söz konusu değil. Onunla bunun yakından uzaktan hiçbir alakası yok. Şu anda İsrail kendi içinde bir karar vermek durumunda. Biz de onların vereceği kararı belli süreye kadar bekleyeceğiz. Bekledikten sonra da kendi ‘B’ planımızı da devreye sokacağız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.