'İstanbul 'imdat' çağrıları vermektedir'
Bahçeli, İstanbul'un, sesine kulak verilmesi için ayağa kalktığını, bu sesin cesaretin, dik duruşun, Bilge Kağan'ın, Alpaslan'ın, Osman Gazi'nin ve Fatih'in sesi olduğunu belirtti.
Devlet Bahçeli, ''Bu ses Şeyh Edebali'nin, Akşemsettin'in, Hacı Bektaş Veli'nin, Yunus'un ve Mevlana'nın sesidir. Bu ses Boğaz'daki düşman birliklerine 'Geldikleri gibi giderler' diyerek rest çeken Mustafa Kemal'in sesidir. Bu ses Türk milletinin sesidir, Cumhuriyetin nefesidir. Millet sevdasından yanıp tutuşanlar, bayrak aşkıyla kendinden geçenler ve bin yıllık kardeşliği yaşatmaya sonuna kadar yeminli olanlar burada toplanmıştır'' diye konuştu.
Bu mitingin milletin geleceğinde çok önemli sonuçlar çıkaracağına inandığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: ''Bugün dünyanın en büyük Türk kentinin fethedilişinin 558'inci yıl dönümünü kutluyoruz. Gururluyuz, çünkü çağ açıp çağ kapatan bir ecdadın torunlarıyız. İftihar ediyoruz, çünkü fethi Peygamber efendimiz tarafından müjdelenen bu kutlu şehrin burçlarına üç hilali asanların soyundanız. Kıvançlıyız çünkü cihan imparatorluğunun varisleriyiz. Atalarımızın İstanbul'u Bizans'tan alarak Türk topraklarına katması tarihin seyirinin değiştirmiştir. İstanbul'un fethiyle Türklerin orta Asya'dan başlayan 500 yıllık yurt edinme arayışı Avrupa içlerine doğru yönelmiş ve imparatorluğun geniş coğrafyası belirginleşmiştir. Ne mutlu ki Türk milleti fetih ile birlikte kültürlerin, inançların, ticaretin ve kıtaların kavşak noktasında bulunan bu dünya kentini hakimiyeti altına almıştır.''
'Türkiye'nin kader anı ufukta belirmiştir'
Bahçeli, 12 Haziran'da yapılacak milletvekili genel seçimine iki hafta kaldığını hatırlatarak, ''Türkiye'nin kader anı ufukta belirmiştir'' dedi. Türk milletinin milli ve manevi değerlerinin tartışıldığını, ilke ve kurumlarının aşındırıldığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti: ''Karanlık yılların sonuna gelinmiştir. Sandıkla gelen AKP iktidarının sandıkla gitmesi yalnızca bir zaman meseledir. Milletimizin yaklaşık dokuz yılını heba eden AKP hükümetinden kurtulmak için tarihi bir fırsat önümüzdedir. Demokrasinin vazgeçilmez bir gereği olan önümüzdeki seçimde sizler siyasi tercihlerinizi yapacaksınız. Öncelikle seçimin güvenli, huzurlu, emniyetli, adil ve adaletli bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. Ülkemizin geleceğini şekillendirmek için her vatandaşımın sandık başında oy kullanması gerektiğine inanıyorum. Seçimde yüksek katılımı sağlayarak, içinde bulunduğumuz kötü gidişatın tersine çevrileceğini ümit ediyorum. Türkiye'nin sorunları kritik bir eşiğe dayanmıştır. Siyaset yozlaşmış, dış politika duvara toslamış, ekonomi buhrana girmiş, toplum bunalmış ve milletimiz usanmıştır. Özellikle ekonomideki kriz İstanbullu kardeşimin hanesine ateş topu gibi düşmüştür.''
Tüketimde harcayanların, gezenlerin, yiyenlerin belli olduğunu, onların AKP'nin adaletsiz ve insanı dışlayan ekonomi politikalarından destek gördüğünü savunan Bahçeli, ''AKP ile birlikte rant ekonomisi hakim olmuştur. Sürdürülebilir bir yağma düzeni ve hesap vermekten uzak bozuk yapı hükümet eliyle meşrulaştırılmıştır'' dedi.
'Bireysel borçlar dağ gibi birikmiştir'
Bu durumun İstanbul'da daha da dayanılmaz bir noktada olduğunu, İstanbul'un her köşesinin sefalet yuvasına dönüştüğünü savunan Bahçeli, ''İflaslar, işten çıkarmalar, İstanbul'u perişan etmiştir. Bir zamanlar taşı toprağı altın olan İstanbul yoksulluğun çığırından çıktığı bir şehir haline gelmiştir. Protesto edilmiş senetler, karşılıksız çıkan çekler, hacizler, kredi kartı batakları İstanbullular'ı canından bezdirmiştir. Bireysel borçlar dağ gibi birikmiştir'' diye konuştu. ''AK Parti güdümlü çeteler, imar ve arazi mafyalarının İstanbul'a kan kusturduğunu'' savunan Bahçeli, işsizliğin azdığını ve milyonlarca insanın ekmek parasını kazanmaktan mahrum duruma geldiğini öne sürdü.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Başbakan, böylesi bir durumda bile 'Durmak yok, yola devam' demektedir. Anlaşıldığı kadarıyla iktidarda kalırsa işsizliği, yokluğu, muhtaçlığı devam ettirecektir. Bu şartlar altında yine iktidara geleceklerini iddia etmektedir. Türkiye kötü yönetilmektedir. İstanbul 'imdat' çağrıları vermektedir, Başbakan, başarılı oldukları yalanını ısrarla sürdürmektedir. Hala ısmarlama anketlerde oyunu yüksek göstermektedir. Bir iktidarın gitmesi için daha ne olması gerekmektedir? Hangi sosyal ve ekonomik kaosa ihtiyaç vardır? Ülkemiz zaten yangın yeridir. İstanbul'un her tarafında hayal kırıklıkları vardır. Gençlerimiz iş bulamadığından dolayı yuva kuramamaktadır. Yarınlar karanlıktır. Bu nedenle her yıl 700 bin kardeşime iş vermek için İstanbul'dan ses veriyoruz. Yüzde 7'lik ekonomik büyüme hedefiyle işsizlik sorunun üstesinden mutlaka geleceğiz. Gençlerimizin yurt ve barınma sorunlarını temelinden çözmek ve parasal yardımları artırmak için buradan söz veriyoruz.''
Cezaevlerinin işsizlik ve yoksulluktan dolayı hayatları kararanlarla dolu olduğunu, boşanmaların, aile için dramların fazlalaştığını anlatan Bahçeli, şöyle devam etti: ''Yoksul kardeşim ıstırap içindedir. Başını sokacak bir meskeni yoktur. Ülkemizde her 100 kişiden 38'i evini ısıtacak imkandan mahrumdur. Milletimizin yarısı et yiyememektedir. İstanbul'da bu manzara daha da vahimdir. Başbakan Erdoğan buna da 'istikrar' demektedir. Milletimizin aklıyla zekasıyla alay etmektedir. Eşitsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik zıvanadan çıkmıştır. Yandaşlar kazanmış, palazlanmış ve zenginleşmiş, siz İstanbullu kardeşlerim kaybetmiştir. Hanedan çocukları gemi almış, mısır ticaretine girmiş, yumurtacı ve enerji patronu olmuştur. Talih bir avuç haramzadeye gülerken milletimize hiç uğramamıştır.''
'Yoksulluk her geçen gün çoğalıyor'
Bahçeli, yoksulluğun her geçen gün çoğaldığını, her gece yatağa yüz binlerce çocuğun aç girdiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne konulan rakamları okumayı bırakmasını, çarşıya, pazara, marketlere ve sokak aralarına bakması gerektiğini söyleyen Bahçeli, ''Gelsin, belediye başkanlığı yaptığı bu kutlu şehrin acınacak halini görsün. Etrafındaki beslemelerin durumuna bakarak, 'asgari ücretin alım gücü arttı' diyerek utanmadan milletimize yalan söylemesin'' dedi. Mitinge katılan yurttaşlara ''Düne göre gelirinizde, cebinize giren parada bir artış oldu mu?'' diye soran Bahçeli, ''Milletimizin gelirinde bir artış yok. Rakam oyunlarıyla kişi başına geliri artırmasının da İstanbul'da bir karşılığı yok. AKP'ye oy veren kardeşlerim de buna kanmıyor artık'' dedi.
Bahçeli, ''Recep Tayyip Erdoğan, eğer ille de geliri artan birini görmek istiyorsa boy aynasına bakması yeterlidir. Orada hırsızları, uğursuzları, helalle haramı karıştıranları, devletin malını gasp eden yüzsüzleri, yan kesicileri ve şahsi servetindeki muhteşem ve muazzam artışları görecektir. Dün aldığı maaşla geçinemediğini söyleyen Başbakan, bugün asgari ücretin yeterliliğinden bahsetmektedir. Üzülerek söylemeliyim ki asgari ücretli kardeşlerim açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiştir.'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın çiftçinin, esnafın mahvolduğunu bir türlü anlamadığını savunan Bahçeli, çiftçinin sorunlarını MHP'nin çözeceğini, tarımsal destekleri milli gelirin yüzde 1,5'una çıkaracaklarını, mazottan KDV ve ÖTV almayacaklarını belirtti.
Bahçeli, şöyle devam etti: ''Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası rezervlerindeki artışı da milliyetçilik olarak sunuyor. IMF kapısında gezdiği günleri unutturmaya çalışıyor. Başbakan, milliyetçiliği parayla ölçüyor. Her şeyi banka hesaplarına benzetiyor. Bu kadar densiz, art niyetli ve gerçeklerden kopuk bu şahsın Türkiye'yi yönetmesi Türk milleti için bir zuldür. Ülkemizi pazarlamakla övünen, parti menfaati için papaz elbisesi bile giyebileceğinden bahseden Başbakan'a hatırlatırım ki sen bizim milliyetçiliğimizle asla boy ölçüşemezsin. Senin ne seviyen yeter ne de bozuk sicilin buna el verir. Sen milliyetçiliği ağzına bile alamazsın. Çünkü o ağızdan Türklüğe ve milli kimliğe zehir saçılmıştır.''
Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a hitaben, ''Senin için milliyetçiler ve milliyetçilik düşmandır. Milliyetçileri göz altına almakta, sindirmekte ve iftira atmakta üstüne yoktur. Ne var ki sıra İstanbul'u yaşanmaz hale getiren çetelere geldiğinde görmezden geliyorsun. Asayişsizliğin her tarafı esir aldığından haberin bile yok'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın Orta Asya'ya gitmek, Orhun Anıtları'nın yolunu yaptırmak, poşu bağlamak, rozet takmakla milliyetçilik olduğunu zannettiğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti: ''Başbakan her şeyi istismar ettiği gibi milliyetçiliği de istismar etmektedir. Başbakan Erdoğan'a buradan sesleniyorum; milliyetçilik bir hissetmedir, taklit ve şekille olmaz. Bir inanç meselesidir, eş başkanlıkla bağdaşmaz. Recep Tayyip Erdoğan sen bunları anlamazsın, anlasan da dile getiremezsin. Sen istesen de bizden olamazsın, milliyetçi kalamazsın. Zira Türk milletine yabancısın. Sen değil misin milliyetçiliği kırmızı çizgi ilan eden? Şimdi ne oldu da milliyetçiliği ağzından düşürmüyorsun? Üstelik bizim milliyetçiliğimizi eleştirmeye kalkıyorsun. Sen kendine bak ve milliyetçilerin sabrını daha fazla zorlama.''
'Çocukların yüzleri gülecek'
Emeklilere yılda 13 maaş vereceklerini, çocukları koruyacaklarını, kadınlara yönelik şiddete mani olacaklarını belirten Bahçeli, üreten ekonomiyle de vatandaşlara can simidi uzatacaklarını anlattı. Devlet Bahçeli, ''Yoksulluğu tarihe gömeceğiz, işsizliği yeneceğiz. Herkes evine kimseye muhtaç olmadan ekmek götürecek. Çocukların yüzleri gülecek, ellerinden 'püskevitler' düşmeyecek. 'Hilal Kart'la yardıma muhtaç her kardeşimin elinden tutacağız. Yolsuzluğa, yoksulluğa, hırsızlığa, talana, vurguna karışmış, çanak tutmuş, ortam hazırlamış AKP kadrolarının burunlarından fitil fitil getireceğiz'' diye konuştu.
Bahçeli, 500 yıl önce gemileri karadan yürüten kudretin bugün neleri başarabileceğini mutlaka göstereceklerini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Surları yaran gülle ile AKP'yi sandıkta Allah'ın izniyle dağıtacağız. Ecdadın önünden düşman siperlerine fırlayan mızrak gibi hedefimize ulaşacağız. Türkiye'ye sahip çıkacağız. Türk milletini bütün güzellikleriyle kucaklayacağız. 'Ne Mutlu Türküm' diyeceğiz. Eş başkanların oyunlarını başlarına geçireceğiz. Dağılmaya, parçalanmaya, ufalanmaya, ayrışmaya fırsat vermeyeceğiz. Demokrasi ve insan hakları maskesi takan iğrenç suratlara milliyetçi hareketin kim olduğunu eninde sonunda göstereceğiz. ''
İstanbul'un 12 Haziran'da iyiye, doğruya ve güzele olan bağlılığını bir kez daha göstereceğini belirten Bahçeli, ''İstanbul, belalara ve komplolara geçit vermeyecektir. İstanbul ses verecek, melanet kaçacak delik arayacaktır. İstanbul ses verecek, komplolar, nezaretler muhataplarının elinde patlayacaktır. İstanbul ses verecek, AKP eriyip tükenecektir'' dedi. AKP iktidarı döneminde bedeli kan ve gözyaşıyla ödenerek kazanılmış milli bağımsızlığın, bir arada yaşayarak elde edilen derin ve büyük milli kültürün, birlik ve huzurun tehdit ve tehlikelere maruz kaldığını savunan Bahçeli, ''Tartışılmadık dert, sorgulanmadık kıymet ve incitilmedik varlık neredeyse kalmamıştır. Başbakan Erdoğan'ın, 'İstikrar sürsün' sözlerinin altında bu garabet manzaranın devam etme arzusu vardır'' dedi.
'Birlikte yürüdüğü ne aziz milletimiz ne milli değerlerimizdir'
Başbakan Erdoğan'ın ''Birlikte yürüdük'' sözünü de eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:
''Esasında birlikte yürüdüğü ne aziz milletimizdir ne de milli değerlerimizdir. Başbakan Erdoğan'ın kimlerle yürüdüğü, kimlerin emellerine taşeronluk yaptığı ve hangi emelleri taşıdığı gün gibi ortadır. Bir tarafta hedefindeki yeni anayasayla Türkiye'nin altını oymak ve temellerini sarsmak için PKK'yla ve siyasi bölücülerle yürümektedir. Diğer tarafta ise büyük Orta Doğu projesinin gerçekleşmesi için küresel güç merkezleriyle adım atmaktadır. Türk milletinin her talebe boyun eğmesi için sinsi bir kuşatma her geçen gün baskısını artırmaktadır. Daha birkaç gün önce Etiler'de patlayan bomba her şeyi berbat biçimde göstermiştir. Bu hunhar saldırıda yaralanan vatandaşlarımıza buradan bir kez daha acil şifalar diliyorum. Taksim'deki canlı bomba felaketinden sonra İstanbul'un yeniden bir saldırıyla sarsılması ülkemizin ne hale getirildiğinin açık kanıtıdır. Buradan Başbakan Erdoğan'a sormak isterim ki Ayten Bal isimli kardeşimizin kopan bacağının hesabını kim ya da kimler nasıl verecektir? Ilgaz'da şehit edilen polislerimizin haklarını kim ödeyecektir?''
İstanbul'un terör nedeniyle güvenli olmaktan çıktığını savunan Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın Türk milletini otuz altı parçaya ayırmasının tüm acı sonuçları bir bir yaşanmaktadır. Patlayan her bombanın, sıkılan her kurşunun ve toprağa düşen her şehidin nedeni PKK açılımından başkası değildir. Türkiye sıkışmıştır. Tehlike artık yanı başımızdadır'' dedi.
'Çifte standartlara hiçbir vatan evladı razı olmaz'
Türkiye'nin terör ve taviz denklemine hapsedildiğini, bölücülüğün AKP eliyle meşrulaştırıldığını savunan Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin baskı altında olduğunu, ''darbeci'' denilerek köşeye sıkıştırıldığını söyledi. Bahçeli, buna karşılık bölücü odakların barış ve özgürlük savaşçıları olarak övüldüğünü belirterek, ''Terörle mücadele edenler horlanmakta ve aşağılanmaktadır. Türk devletinin şerefi, şereften yoksunlar tarafından iki paralık edilmiştir. Bunlara can dayanmaz. Olanlara yürek katlanmaz. Yaşanan çirkefliklere karşı sabır taşı çatlar. Çifte standartlara hiçbir vatan evladı razı olmaz. Katille kahramanı karıştıran rezilleri ne Allah affeder ne de kul bağışlar'' diye konuştu.
Türkiye'nin kaygı içinde olduğunu, buna karşılık çıldırmış projelerle İstanbul'un avutulduğunu söyleyen Bahçeli, ''Şehit kanlarıyla vatan yaptığımız topraklarımızın tahsil edilmesi için AKP ile PKK rol paylaşımı içine girmişlerdir. 12 Haziran sonrası için hummalı bir pazarlık sürmektedir. 12 Haziran ertesine yönelik, 'ya savaş ya müzakere' sözlerinin altındaki gerçek budur'' dedi. Bahçeli, terör saldırısıyla arkalanmış anayasal statü isteğinin tahammül edilemez bir aşamaya geldiğini, bölücü tehditlerle Türkiye'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün sakatlanmak istendiğini öne sürerek, ''AKP ise buna dünden razıdır ve yaptıkları tüm pisliğiyle meydandadır. Başbakan Erdoğan, anayasanın ilk üç maddesiyle ilgili düşüncelerini hala dile getirmemiştir. Ancak Avrupalı dostlarının huzurunda Türklüğe vurgu yapan maddelerin çıkarılabileceğini utanmadan, sıkılmadan, pişkince dile getirmiştir'' diye konuştu.
Özerklik talepleri altında federal yapıya zemin hazırlandığını, AKP'nin planladığı yeni anayasada Türk milletinin milli değerlerinin tasfiye edileceğini öne süren Bahçeli, şöyle devam etti: ''Türkiye hızla ve frenlerinden boşanmış bir halde parçalanmaya gitmektedir. Türkiye'nin bölünmesi için bütün şartlar oluşmaktadır. Orta Doğu'daki halk hareketlerinin orta vadede Türkiye'ye acı ve vahim sonuçları sirayet edecektir. Bunlara yönelik milli duruşumuz ve itirazlarımızdan dolayı iftiraların ve tehditlerin hedefindeyiz. Oyunları bize yöneliktir. Kalleşçe sırtımızdan vurmak için fırsat kollayanlar AKP'nin fitne ışığında toplanmışlardır. Hepiniz şahitsiniz, sözde demokratikleşme projesi ismiyle yutturulmaya çalışılan yıkıma karşı çıktık, kandan besleniyoruz diye suçlandık. İmralı canisiyle görüşmeleri deşifre ettik, şerefsizlikle suçlandık.''
AKP'nin bir kez daha iktidara gelmesi halinde yeni anayasayla Türkiye'yi böleceğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti: ''Cumhuriyet'i tasfiye edecektir. Bu gerçeği deşifre ettiğimiz için dedikodunun ve saldırıların hedefindeyiz. Başbakan'a göre MHP engeldir. Değil Mecliste siyasette bile olmamalıdır. Nasıl olsa ona göre MHP'ye gönül vermişler katildir, faşisttir, kafatasçıdır ve kandan beslenmektedir. Başbakan bilmelidir ki sonu ne olursa olsun inandıklarımızdan, güçlerimizden, heyecanlarımızdan ve hedeflerimizden asla geri adım atmayacağız.''
Öte yandan, Küçükçekmece Gültepe'de mitinge gitmek isteyen MHP'lilerle, karşılaştıkları BDP'li bir grup arasında sözlü tartışma yaşandı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, önlem alarak kavganın büyümesini engelledi. Kavga sırasında üç kişinin hafif şekilde yaralandığı öğrenildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.