Karayalçın özel programlarla geldi
Yayınlanma:
Güncelleme:
Karayalçın: "Projelerimizi iyi anlatabilmek için önce örgüte anlatmak gerekiyor."
CHP İstanbul İl Teşkilatı'nın başına, yılların deneyimli siyasetçisi Murat Karayalçın geçti. ‘Sosyal demokrasi’ denince akla gelen ilk isimlerden olan Karayalçın, 2015 seçimleri için iddialı: İstanbul için 2015 hatta 2019 programı hazırlamamız lazım.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda Oğuz Kaan Salıcı’dan boşalan koltuğa atanan Murat Karayalçın konuştu. Eski SHP Genel Başkanı ayrıca Başbakan Yardımcılığı ve Bakanlık da yapmış olan siyasetin deneyimli ismi Karayalçın, yeni görevinin Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kendisine önerildiğini belirterek, “İstanbul’a turist rehberi olarak gitmiyorum” dedi.
Karayalçın, CHP’nin 2015 seçimlerine az ve öz projelerle hazırlanması gerektiğini vurguladı ve “Bu projelerin önce örgüte iyi anlatılması ve örgütün bu projeleri içselleştirmesi gerekiyor” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim çalışmalarını İstanbul’da yönetmesi fikrine ilişkin ise, “Çok faydalı olur” yanıtını verdi.
Karayalçın, CHP’nin 2015 seçimlerine az ve öz projelerle hazırlanması gerektiğini vurguladı ve “Bu projelerin önce örgüte iyi anlatılması ve örgütün bu projeleri içselleştirmesi gerekiyor” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim çalışmalarını İstanbul’da yönetmesi fikrine ilişkin ise, “Çok faydalı olur” yanıtını verdi.
‘Turist rehberi olarak gelmiyorum’
Siyasette Genel Başkanlık, Başbakan Yardımcılığı ve Bakanlık yapmış birisiniz. Siz İstanbul’u ve İstanbulluyu ne kadar tanıyorsunuz? Örgüt sizi nasıl karşılıyor?
CHP’nin geleneğinde partinin üst düzeylerinde ya da hükümette önemli görevler üstlenip yerel örgütlerin başında bulunma geleneği var. Dolayısıyla ben eski bir Genel Başkan, Bakan ve Başbakan Yardımcısı olarak ilk kez bu süreci yönetmiyorum. Görevin zorluğunu sürenin kısalığı olarak yorumluyorum. Önümüzde çok kısa bir süre var.
Bu süre içinde partimizin güçlerini harekete geçirmek, görüşlerini yurttaşlarımızla paylaşmak, onların desteğini almak kuşkusuz kolay değil. İstanbul’u tanıyabilmek 6 bin kilometre karelik yerde ayrı bir uzmanlık konusu neredeyse. Ben İstanbul’da yaşayan bir siyasetçi olarak yeni gidiyorum. Ben İstanbul’a turist rehberi olarak gitmiyorum. Başarı için yapmam gerekenleri örgüt mensuplarımızla birlikte yapmaya çalışacağız. Tabanı genişletmek istiyorum. 210 bin üyemiz, 10 milyon seçmen var.
Bu süre içinde partimizin güçlerini harekete geçirmek, görüşlerini yurttaşlarımızla paylaşmak, onların desteğini almak kuşkusuz kolay değil. İstanbul’u tanıyabilmek 6 bin kilometre karelik yerde ayrı bir uzmanlık konusu neredeyse. Ben İstanbul’da yaşayan bir siyasetçi olarak yeni gidiyorum. Ben İstanbul’a turist rehberi olarak gitmiyorum. Başarı için yapmam gerekenleri örgüt mensuplarımızla birlikte yapmaya çalışacağız. Tabanı genişletmek istiyorum. 210 bin üyemiz, 10 milyon seçmen var.
‘Gezi ruhu bize yol gösterecek’
Seçime az zaman kaldı. Göreve geldiğinizde neler yapacaksınız?
Ben birlikte çalışmaktan yanayım. Özellikle ilçe yöneticilerimizle hazırlayacağımız bir program çerçevesinde görüşeceğiz. Birlikte o planın gereklerini yerine getireceğiz. Ayrıca 2015 seçimleri öncesi Türkiye programına ek olarak bir İstanbul programının hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bunu örgüt hazırlayacak ve Genel Merkez’e sunacak. Bir adım daha öteye götüreceğim ve İstanbul 2019 programı da hazırlamamız gerektiğini düşünüyorum. İstanbul’un hep ekonomik önemini dile getiriyoruz ama İstanbul sayfası açmıyoruz çalışmalarımızda. CHP programında Trakya ve İstanbul için özel bir bölüm var.
Yeni çalışmalar yapacağız. Ben özellikle 'Gezi ruhu' dediğimiz olayın bu bağlamda çok önem taşıdığını ve ikinci güç olduğunu düşünüyorum. Biz kendimizi hep Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve sosyal demokrat olarak tanımladık. Aynı zamanda Trakya’nın ve Anadolu’nun değerlerine bağlı bir partiyiz. Bunların bizi Gezi ruhuna taşıdığını düşünüyorum. Bu ses yeterince duyurulmadı. Bu sesin gerisinde çok güçlü talepler vardı. Gezi ruhu eşitlik ve adalet isteminin yeni sesi oldu. Bu bizi yenileyecektir. Bunun adımını İstanbul’dan atmaya başlamalıyız. Gezi ruhunda Türkiye’nin sesi var.
Yeni çalışmalar yapacağız. Ben özellikle 'Gezi ruhu' dediğimiz olayın bu bağlamda çok önem taşıdığını ve ikinci güç olduğunu düşünüyorum. Biz kendimizi hep Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve sosyal demokrat olarak tanımladık. Aynı zamanda Trakya’nın ve Anadolu’nun değerlerine bağlı bir partiyiz. Bunların bizi Gezi ruhuna taşıdığını düşünüyorum. Bu ses yeterince duyurulmadı. Bu sesin gerisinde çok güçlü talepler vardı. Gezi ruhu eşitlik ve adalet isteminin yeni sesi oldu. Bu bizi yenileyecektir. Bunun adımını İstanbul’dan atmaya başlamalıyız. Gezi ruhunda Türkiye’nin sesi var.
‘İlk işimiz 2015 projesi’
Kılıçdaroğlu seçimlerde partinin projelerinin halka iyi anlatılamadığını söylüyor. Bu seçimde böyle bir sıkıntı yaşanmaması için neler yapılmalı?
Projelerimizi iyi anlatabilmek için önce örgüte anlatmak gerekiyor. Örgütün içselleştirmesi gerekiyor. Çünkü bizim varımız yoğumuz örgütümüz. İş çevrelerimiz, küresel sermaye çevrelerimiz yok.
Doğrusu çok iyi projeler hazırlandı ama bu projeler örgüt tarafından yeterince içselleştirilemedi. Hazmedilemedi. Seçimden bir hafta önce projeler sunuldu. Bunu kim anlar? Uygun süre öncesinde örgüt bu projeleri bilecek, anlayacak ve halka anlatacak. Kadınlar tabii ki evlere girecek, gençler sokağa çıkacak. 6 ay var seçime. Son üç ay sahada olacağız. İlk üç ay ne yapabilirsek onu öncelikle yapmalıyız. Biz de öncelikli olarak 2015 İstanbul projemizi Genel Başkana sunacağız.
Doğrusu çok iyi projeler hazırlandı ama bu projeler örgüt tarafından yeterince içselleştirilemedi. Hazmedilemedi. Seçimden bir hafta önce projeler sunuldu. Bunu kim anlar? Uygun süre öncesinde örgüt bu projeleri bilecek, anlayacak ve halka anlatacak. Kadınlar tabii ki evlere girecek, gençler sokağa çıkacak. 6 ay var seçime. Son üç ay sahada olacağız. İlk üç ay ne yapabilirsek onu öncelikle yapmalıyız. Biz de öncelikli olarak 2015 İstanbul projemizi Genel Başkana sunacağız.
2015 seçimleri için 9 bölge toplantısı yaptınız. Seçimler için yararı oldu mu bunların?
Umuyorum. Bunun daha da çoğaltılması gerektiğini düşünüyorum. Ben SHP Genel Başkanı iken il başkanlarıyla 1-2 ayda bir araya geliyordum. Seçim döneminin kendi kurgusu ve mantığı var rahat rahat il başkanlarımızla genel başkanın bir araya gelip çözüm önerilerini tartıştıkları bir toplantı yapmak çok güç. Artık bu dönemin gerekli kıldığı toplantılar yapılacaktır. Genel başkan kendi temsilcileriyle olabilecek en kısa aralıklarla bir araya gelmelidir.
İstanbul en fazla milletvekilli çıkaran il. Seçimlerden 4-5 ay önce Kılıçdaroğlu’nun ağırlıklı İstanbul’dan çalışmalara katılmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Büyük memnuniyetle karşılarım. Her il başkanı genel başkanıyla çalışmak ister. Ben de isterim. Çok da faydalı olur. Genel başkan partinin mesajını taşıyan kişi. Bu yüzden hiç şüphesiz büyük katkısı olur. İstanbul’da siyasi çalışmaların verimliliğinin yüksek olabileceği göz ardı edilmemeli. 16 milyon kişi yaşıyor. Dolayısıyla verimliliği yüksek bir şehir.
17 Aralık’ın takipçisi olacağız
17-25 Aralık yolsuzluklarının üstü tamamen kapatıldı. CHP olarak bu yolsuzlukların halka iyi anlatıldığını düşünüyor musunuz?
Önce bir tasarım, planlama sonra da uygulama, eylem yapılmalı. 17-25 Aralık’ın çok özel bir yeri var. Türkiye tarihinde görmediğimiz
yaşamadığımız hatta aklımıza getiremeyeceğimiz olaylar yaşadık. Bunların montaj olmadığını da öğrendik. Çok daha vahimi bununla ilgili takipsizlik kararı verildi. Yeni değerlendirmelerin gündeme geleceğini iddia ediyorum.
Çünkü soruşturma komisyonunda tüm engellemelere karşın çok çarpıcı bulgulara ulaşıldı. 17 Aralık’tan sonra biz bunu dile getirdiğimizde negatif propaganda yapıyorsunuz, yapacaklarınızı anlatın eleştirileri gelmişti. Fakat biz her ikisini birlikte yapmak durumundayız. Halkın kaynaklarını devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmış olan kişileri tarih önünde toplum önünde sergileyeceğiz ve bu kişilerin ceza alması için sonuna kadar takipçisi olacağız.
yaşamadığımız hatta aklımıza getiremeyeceğimiz olaylar yaşadık. Bunların montaj olmadığını da öğrendik. Çok daha vahimi bununla ilgili takipsizlik kararı verildi. Yeni değerlendirmelerin gündeme geleceğini iddia ediyorum.
Çünkü soruşturma komisyonunda tüm engellemelere karşın çok çarpıcı bulgulara ulaşıldı. 17 Aralık’tan sonra biz bunu dile getirdiğimizde negatif propaganda yapıyorsunuz, yapacaklarınızı anlatın eleştirileri gelmişti. Fakat biz her ikisini birlikte yapmak durumundayız. Halkın kaynaklarını devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmış olan kişileri tarih önünde toplum önünde sergileyeceğiz ve bu kişilerin ceza alması için sonuna kadar takipçisi olacağız.
Tam bu noktada; cemaate düzenlenen 14 Aralık operasyonunun, 17 ve 25 Aralık'ın intikamı olduğunu düşünüyor musunuz?
Akıl alacak bir iş değil. İnsanları asarak, darbe yaparak, haksız yere hapse atarak siyaseti bir yere kadar yapabilirsiniz. Yürümediğini görürsünüz. Türkiye’de asılmış olanlar, haksız yere hapse tıkılan kişilerin toplumda yüceldiğini gördük. Genel başkanın bir sözünü altını çizmek istiyorum; mazlumun kimliği sorulmaz mazlum mazlumdur. Ortada absürt bir durum var. Darbe böyle mi yapılır, darbeyi Çarşı grubu mu yapar? Komedi olduğunu düşünüyorum ben.
Birleşik Krallık’tan fazlamız ne?
Maliyeti hâlâ açıklanmayan Ak Saray konusunda neler söylersiniz?
Toplumu aldattıklarını sanıyorlar Başbakanlık binası olarak yaptıklarını söylüyorlar, Cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor. Gerekçe olarak da, yabancı bir konuk geldiğinde doğru dürüst bir tören yapamıyoruz diyorlar. İngiltere’de Birleşik Krallığın Başbakanı bir sokakta yıllardır oturuyor. İmparatorluk döneminde de başbakanlar orada oturuyordu, yeni taşınmadı yani. Birleşik Krallık dünyanın en güçlü devletlerinden birisi. Türkiye’nin başbakanı veya cumhurbaşkanının ne fazlası var Birleşik Krallık başbakanından?
Yalnızca cumhurbaşkanlığı konutunu söylemiyorum, AOÇ yıllardan beri tahrip ediliyor. Mahkemenin yasaklamasına rağmen değişmedi. Sonuç itibariyle Türkiye yönetilemiyor. Maden ve iş kazalarına baktığınızda da, ekonomiye baktığınızda da, devlet içinde paralel yapı dendiğinde de görünen bu. Eski başbakan Erdoğan dedi ki devletin içinde paralel yapı var. Bu dehşet bir şey. Sen bu ülkenin kaç yıldır başbakanısın, görmedin mi dendiğinde 'boşluğuma geldi' dedi. Yeni başbakan diyor ki Türkiye’nin güneydoğusunda paralel bir yapı kuruluyor. Bu ne biçim bir devlet? Matruşka gibi.
Yalnızca cumhurbaşkanlığı konutunu söylemiyorum, AOÇ yıllardan beri tahrip ediliyor. Mahkemenin yasaklamasına rağmen değişmedi. Sonuç itibariyle Türkiye yönetilemiyor. Maden ve iş kazalarına baktığınızda da, ekonomiye baktığınızda da, devlet içinde paralel yapı dendiğinde de görünen bu. Eski başbakan Erdoğan dedi ki devletin içinde paralel yapı var. Bu dehşet bir şey. Sen bu ülkenin kaç yıldır başbakanısın, görmedin mi dendiğinde 'boşluğuma geldi' dedi. Yeni başbakan diyor ki Türkiye’nin güneydoğusunda paralel bir yapı kuruluyor. Bu ne biçim bir devlet? Matruşka gibi.
Politika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.