Kılıçdaroğlu: Erdoğan Ülkeyi Ateşe Atıyor

Kılıçdaroğlu: Erdoğan Ülkeyi Ateşe Atıyor
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Erdoğan ülkeyi ateşe atıyor. Eğer böyle giderse Türkiye'nin geleceği açısından kaygılıyım." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Erdoğan ülkeyi ateşe atıyor. Müthiş bir kutuplaşma var. Eğer böyle giderse Türkiye'nin geleceği açısından kaygılıyım" dedi. CHP Lideri, "Kendi toplumundan, en azından belli bir kesimden intikam almayı beyninin arkasına yerleştirmiş bir felsefeyle karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

METİN FEYZİOĞLU'YLA BİRARAYA GELDİ

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki temasları çerçevesinde Türkiye Barolar Birliği'ni (TBB) ziyaret etti. Görüşme öncesinde, Kılıçdaroğlu ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu basın toplantısı düzenledi.

"İNSANLAR ÖLÜYOR ERDOĞAN'IN DERDİ CAM-ÇERÇEVE"

Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'na, Uğur Kurt'un hayatını kaybettiği Okmeydanı'ndaki olaylara ilişkin Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları soruldu. Kılıçdaroğlu, "Bir diktatöre özgü açıklama. Polis kendi yurttaşına karşı silah kullanmamalı. Ölen kişi bir cenazede başsağlığı dilemek için cemevine giden birisi. Hiçbir olaya karışmamış. O ölüyor, Berkin ölüyor, diğerleri ölüyor, Erdoğan'ın tek derdi var, kırılan cam ve çerçeveler. Çünkü o dünya malını önemsiyor. "Ben ve ailem nasıl köşeyi döneriz, nasıl zenginleşiriz' Ölenlere hiç acımadı" diye konuştu.

"AFFEDİLECEK BİR ŞEY DEĞİL"

Polise yönelik şiddete de karşı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Onlar da bizim çocuklarımız. Onların görevleri toplumda huzuru sağlamaktır. Demokrasilerde protesto en doğal haktır, gösteri en doğal haktır. 1982 Anayasası'nda bile bu çok açıkça yazılıdır. Eğer şiddete yönelirse protestolar, polis müdahale eder ama yine insanları öldürerek, kurşun kullanarak değil. Bu affedilecek bir şey değil.

Erdoğan ülkeyi ateşe atıyor. Müthiş bir kutuplaşma var. Eğer böyle giderse Türkiye'nin geleceği açısından kaygılıyım. Kullandığı dil, üslup, suçlamalar, insanları ayırmaları kabul edilecek bir olay değil. Biz Burakcan'a da, Berkin'e de sahip çıkıyoruz. Ölen gencimize de, yaralı polisimize de sahip çıkıyoruz. Siyasetçi olarak siz kendi ülkenizdeki yurttaşlar arasında yarım yaparsanız, bu olmaz. Üstelik yönetici konumundaysanız hiç olmaz. Nasıl bir Başbakanlık anlayışıdır anlamakta zorluk çekiyorum" dedi.

"BU YAPI ÜLKEYİ FELAKETE GÖTÜRÜR"

Kılıçdaroğlu bir gazetecinin, "Bir Alevi-Sünni çatışmasına mı doğru gidiliyor" diye sorması ve Başbakan Erdoğan'ın dün kendisine ve geçtiğimiz günlerde de Fevzioğlu'na karşı kullandığı üslupla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Üslup konusuna şöyle değinebilirim; ülkeyi yöneten insanların kucaklayıcı bir dil kullanmaları, eleştiriye saygı göstermeleri gerekir. Bırakın saygı göstermeyi eleştiriyi dinlemeye bile tahammül edemeyen bir yapı var karşımızda. Çünkü iki dudağından çıkan her şeyin doğru olduğuna inanıyor. Bu yapı ülkeyi felakete götürür. Toplumu bölmekten yana bir tavır takındığını ben çok iyi biliyorum. Bu kaygı toplumun her kesiminde var.

Bugüne kadar bu toplum bölünmedi, Erdoğan bölmeye çalışıyor. Bu toplum çatışmadı, Erdoğan çatıştırmaya çalışıyor. Bu üslup devam ederse Türkiye'nin geleceği açısından kaygı taşıdığımı ifade ettim."

"ETRAFINDAKİ İNSANLARIN ERDOĞAN'I UYARMASI GEREKİYOR"

Kılıçdaroğlu, "Etrafındaki insanların Erdoğan'ı uyarması gerekiyor. Bir dikta yönetiminin Türkiye'de geçerli olduğunu sadece ben söylemiyorum. Artık bütün dünya bunu görüyor. Dünyanın hangi sağlıklı işleyen demokrasisine giderseniz Erdoğan'ı artık bir diktatör olarak görüyorlar. Siz güçler ayrılığı ilkesini reddederseniz, siz belli davaların savcılığını üstlenirseniz, siz toplanma ve gösteri hakkını kullanan insanların üzerine polis kurşunuyla giderseniz, ölen insanlara değil de kırılan cam ve çerçeveye üzülürseniz bu sağlıklı, tutarlı bir gidiş değildir" diye konuştu.

"ERDOĞAN'IN SAVAŞ TAMTAMLARI TOPLUMU GERİYOR"

Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde ilk kez böyle başbakanla karşılaşıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kendi toplumundan, en azından belli bir kesimden intikam almayı beyninin arkasına yerleştirmiş bir felsefeyle karşı karşıyayız. Bütün dünyayla kavgalı, sadece kendi insanıyla değil. Mısır'la, İran, Irak, Suriye'yle kavgalı, AB ile kavgalı Biz yurtta barış, dünyada barış felsefesiyle yetiştik. İnancımız da bu felsefe üzerine inşa edilmiştir. Ama şimdi Erdoğan'ın savaş tamtamları var. Bu toplumu geriyor" dedi.

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI: DAHA TEKLİFTEN DAHİ SÖZ ETMİYORUZ, SPEKÜLASYON

Feyzioğlu da, bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda adı geçen isimlerden biri de sizsiniz, sizin böyle bir düşünceniz var mı?" sorusuna, "Hayır, bunlar tamamen spekülasyon. Cumhurbaşkanlığı konusunda aday olunmaz, talip olunmaz. Teklif gelir, bu teklif kamuoyunda tartışılır, kendi grubumda tartışılır, ancak bundan sonra bir cümle söylenebilir. Bu kadar aşamadan geçtikten sonra değerlendirilecek bir husus, daha tekliften dahi söz etmiyoruz. Dolayısıyla tamamen spekülasyondur" yanıtını verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.