'Köstebek bir bakan'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Alman Vakıfları ile CHP ve BDP’li belediyelere ilişkin sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, büyük belediyeleri açısından böyle bir şeyin olmadığını, diğer belediyelerin de araştırıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Biz hiçbir zaman ’Şu belediye PKK’ya dolaylı yollardan yardım yapıyor, Sayın Başbakan bunun üstüne gitmeyin’ dedik mi? Hayır. Açık çağrı yapıyoruz:
Üzerine gidin, biz size destek vereceğiz. Buradan kendisine açık bir çağrıda bulunuyorum: Bir, bu Alman vakıfları hangi vakıflar? İki, ne kadarlık krediyi hangi CHP’li belediye almıştır? Üç, CHP’li belediye PKK örgütüne eğer bir yardım
yapmışsa onu açıkla kesinlikle o saniye onu kapının önüne bırakacağım. Bu olay çok vahim bir olaydır. İddiayı ortaya atan Başbakanın bu iddiayı ispat yükümlülüğü vardır."
Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Parlamentonun geleneğinde uzlaşma komisyonu vardır. Her siyasi partiden eşit milletvekili alınır, anayasa değişiklikleri gerçekleştirilir. Şimdi Sayın Başbakan, durduk yerde ’1 yıl içinde çözülmesi lazım’ diyor. Şimdi bu parlamentonun iradesine müdahaledir. Temenni ayrı bir şeydir, böyle talimat verir gibi konuşmak ayrı bir şeydir" dedi.
Cemil Çiçek’in Meclis Başkanı olmasını ve onun başkanlığındaki Mecliste bu anayasanın hazırlanacak olmasını bir fırsat olarak değerlendirdiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Elbette bir fırsat. Parlamentoda Sayın Cemil Çiçek inisiyatif kullansın ve bunu yapsın. Şimdi inisiyatifi Sayın Cemil Çiçek değil de AKP kullansın gibi bir algı çıkıyor, bu yanlış. Yanlış buradan başlıyor zaten. Bu, olayı olmaza sokar. Bizim endişemiz o" diye konuştu.
Anayasanın ilk üç maddesinin en baştan beri kırmızı çizgileri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, orada bir değişiklik yapmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını, böyle bir düşünceye başka bir siyasi partinin de olumlu bakacağını düşünmediğini söyledi.
"Deniz Feneri e.V." bağlantılı soruşturma
Uğur Dündar’ın "Bu konuda (Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma) Sayın Başbakanın çok yakın bir mesai arkadaşının köstebeklik yaptığını, yani arama yapılacağını bazı kişilere bildirdiğini iddia ediyorsunuz ve Sayın Başbakanı bu kişiyi açıklamaya zorluyorsunuz. Madem biliyorsunuz siz neden açıklamıyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sayın Başbakanın en azından bu konuda konuşmasını istiyorum. Bakın Deniz Feneri ile ilgili olarak hiçbir şey konuşmuyor. Hiç ama... 3 savcı görevden alındı, ’köstebek var’ diyoruz. ’Sayın Başbakan, senin en yakın mesai arkadaşlarından birisi midir bu?’ diyoruz. Çıkıp, ’Hayır, arkadaşlar böyle bir şey yok, ben öyle bir köstebek olursa kulağından tutar kapının önüne koyarım’ desin. Burada köstebeğe ulaşılacağı anlaşıldığı andan itibaren bu yola başvurdular. Köstebek bakanlardan birisi. Söylüyorum köstebek bakanlardan birisi."
"Açıklayın o zaman" denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Düşünün arama kararı alıyorsunuz yüzyılın yolsuzluğunu ortaya çıkarmak için. Birisi ’arama yapacaklar’ diye dolaylı yollardan haber ulaştırıyor ve ’belgeleri imha edin’ diyor" dedi.
Dündar’ın tüm bakanların töhmet altında bırakıldığını belirterek, ismi açıklamasını istemesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir bakan diyorum ben. O da çıkacak ortaya, bugün yarın o da çıkacak ortaya" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Kim açıklayacak?" sorusuna "Yeri ve zamanı gelince açıklarız" cevabını verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.