CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri ve Elazığ’daki yolsuzluk savlarını kürsüye taşırken “Kayseri’deki olayı kapattılar. Orada şeytan üçgeni vardı. Ama Elazığ’da o şeytan üçgenini kuramadılar” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kars’taki insanlık anıtına “ucube” demesini de “aymazlık” olarak nitelendirdi.
Kılıçdaroğlu gündemdeki konularla ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı:
3 Y karnesi: İktidara gelirken “3 Y” konusunda mücadele edeceklerini söylüyorlardı. Bunlardan biri yoksulluktu, yoksulluk artık kurumsallaştı. En son TÜİK’in bir araştırması yayımlandı. 2008’den 2009’a yoksul sayısı 818 bin arttı. Siz hiçbir AKP yöneticisinin, ben yoksullaştım diye bir lafını duydunuz mu? Hepsi köşeyi döndüler.
Elazığ’daki dolaplar: İkinci Y, “yolsuzluklar”. Yolsuzluklar sıradanlaştı. Elazığ’da dönen dolapları gazetelerden okuyoruz. Yolsuzluk var burada, diyorlar. İçişleri Bakanı, hayır yok, soruşturmaya da gerek yok, diyor. Yürekli bir savcı “var” deyip Danıştay’a başvuruyor. Danıştay, araştırabilirsin, diyor. Bu Bakan acaba hiç utanıyor mu, sıkılmıyor mu acaba? Kayseri’deki olayı kapattılar. Orada şeytan üçgeni vardı. Ama Elazığ’ı kapatamadılar; orada şeytan üçgenini kuramadılar. Savcı çıktı, soruşturacağım, dedi; herkes itiraf ediyor, dönen dolapları anlatıyor.
Kayseri-Ankara hattı: İçişleri Bakanı’na sormak istiyorum: Ayın 4’ünde, aynı gün, sabah dosyayı onaylayan, dosyayı kapatan vali, öğleden sonra müsteşar koltuğuna oturdu ya... Bu dosya aynı gün Ankara’ya nasıl geldi? Hadi Ulaştırma bakanı olsa deriz ki, torpille getirdi. Bu dosyayı Ankara’ya kim getirdi. Birisi koltuğuna mı alıp geldi? Bir yolsuzluk dosyasını kapatmak için bu acele niye?
4. Murat’ta bile bu yetki yok: Üçüncü Y, “yasaklarla” mücadeleydi. Geçen hafta RTÜK yasası görüşüldü. Başbakan artık istediği televizyon kanalındaki programı yasaklatabilecek. Padişah mısın sen kardeşim? Bu yetkiyi nasıl alıyorsun sen? 4. Murat’ta bile böyle yetki yoktu.
Yargının sorunları: Bilirkişilik kurumu, bilmez kişilik kurumuna dönüştü. Adli Tıp Kurumu’nu kendilerine benzettiler. Hizbullah davası dosyası 5 yıl adli tıpta bekledi. Danıştay’a, Yargıtay’a yüklendiler, Adli Tıp Kurumu’nu es geçtiler. Yargıtay’ın iş yükü malum. 30’u aşkın üye boşaldı. HYSK’yi engellediler, kendi adamlarını atamak için. Yargıtay’la ilgili yasa getirdiler, 2007’den beri bekliyor. 2005’te bölge adliye mahkemeleri yasası çıktı. Bugüne kadar kurulmadı, ellerinden tutan mı var? Hizbullah tahliyelerinden toplum vicdanı rahatsız. Rahatsız olmayan AKP. Yargıtay’ı, Danıştay’ı suçluyorlar. Siz iktidar değil misiniz?
‘Başbakan’ın aymazlığı’
Kılıçdaroğlu gruptan sonra odasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken “ucube heykel” tartışmasıyla ilgili olarak “Başbakan hangi gerekçeyle ‘ucube’ dedi, doğrusunu isterseniz ben merak ediyorum. Olabilir, belki güzel sanatlar mezunudur da biz farkında değiliz! Bir sanatçının eserini, sanatçı olmayan birisinin hele bir politikacının ‘ucube’ olarak nitelemesi doğru değil, en hafif deyimiyle aymazlıktır” dedi. Kılıçdaroğlu, Elazığ yolsuzluğuyla ilgili olarak da “İnsanda biraz vicdan olur. Ben merak ediyorum. Gerçekten bunlar namaza nasıl duruyorlar? Yani bu adam namaza nasıl duruyor ben merak ediyorum, insanda biraz vicdan olur, ahlak olur, ahlakın kırıntısı olur” açıklamasını yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisini hedef olan “Dış politikayı zamanla öğrenir” sözleri anımsatıldığında da Kılıçdaroğlu, “Papendreu’nun gösterdiği tepkiye Sayın Başbakan bir şey söylemedi. Çünkü promter’da olması lazım. Orada yoksa yanıt veremiyor” dedi.