Prosedüre uyulmadı!

Prosedüre uyulmadı!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya için koalisyonun oluşturulması konusunda, uluslararası hukukta var olan prosedüre yeterince uyulduğu kanaatinde olmadıklarını söyledi.

Davutoğlu, Türk-Amerikan İş Konseyi üyelerini kabulünden önce basın mensuplarına yaptığı açıklamada, başta Libya olmak üzere bölgedeki gelişmelere ilişkin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
        
Türkiye'nin Ortadoğu'da son dönemde yaşanan gelişmeler çerçevesinde son derece ilkeli, kararlı ve kendi içinde tutarlı bir politika takip ettiğini belirten Davutoğlu, bölgede değişim ihtiyacı olduğunu, bu değişimin mutlaka insan hakları, demokratikleşme ve daha iyi yönetişim çerçevesinde olması gerekliğini vurgulayageldiklerini ifade etti.
        
Davutoğlu, Libya'daki gelişmelerin Tunus ve Mısır'dan farklı olarak belli iç gerilimleri ve hiç arzu etmedikleri bazı can kayıplarını beraberinde getirdiğini söyledi.
        
Türkiye'nin yine ilkeli ve belli bir stratejiye dayanan bir politika takip ettiğini, ilk aşamada 25 bine yakın vatandaşının yanı sıra başka ülkelerin vatandaşlarını da tahliye ettiğini kaydeden Davutoğlu, "son derece başarılı" bir tahliye operasyonunun gerçekleştirildiğini ifade etti. Davutoğlu, bugün gazetelerde Libya'da on bine yakın Türk vatandaşının kaldığı yönünde çıkan haberlerin doğru olmadığını söyledi. Kalan birkaç yüz vatandaşın oradaki şirketlerin çalışmalarını yürütmek üzere kaldığını ifade eden Dışişleri Bakanı, gerektiğinde onların tahliyesi konusunda da çalışmaların yapıldığını bildirdi.
        
Libya'daki dönüşümün barışçıl şekilde tamamlanması için Libya yönetimi, Bingazi'deki Ulusal Konsey ve uluslararası taraflarla yoğun temaslarda bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Martta Kaddafi'ye çekilmesi yönünde tavsiyelerde bulunduğunu, bu barışçıl sürecin bizzat Kaddafi'nin kendisi tarafından yönetilmesi konusunda tavsiyelerde bulunduğunu belirtti.
        
Türkiye'nin herkesi Libya'nın bu süreçten daha güçlü çıkması için gerekli altyapının sağlanması konusunda sorumlu davranmaya davet ettiğini belirten Davutoğlu, "Ama yine maalesef bu girişimler, son güne kadar sürmesine rağmen istediğimiz neticeyi vermedi" dedi.
        
BM Güvenlik Konseyi kararının alındığı gün Ulusal Konsey temsilcilerini ağırladıklarını, iki tarafla da yoğun müzakereler gerçekleştirdiklerini kaydeden Davutoğlu, herhangi bir operasyona, hatta BM Güvenlik Konseyi kararına gerek kalmadan netice almak istediklerini ifade etti.
        
Davutoğlu, "Kardeş Libya'nın her şehrinde, her köyünde, her mahallesinde yaşayan kardeşlerimiz, bizim kardeşlerimizdir. Bir damla kanın akmasına biz razı olmayız. Bildiğiniz ve bilmediğiniz bütün diplomatik araçları kullanarak son iki-üç hafta içinde bu sürecin Libya içinde hal edilebilmesi için elimizden gelen çabayı gösterdik. Belki bunlar tam olarak anlaşılmadı, ama tarih bu konuda Türkiye'nin ne kadar sorumlu davrandığını ve Libya'ya karşı ne kadar dostane tutum gösterdiğini teyit edecektir" dedi.
        
BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde atılan adımları da takip ettiklerini,  Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan ve ekibinin kararın Libya'ya müdahale, kaynaklarının paylaşımı yönünde olmaması, bu ülkenin egemenliği, toprak bütünlüğü ve halkının esenliğinin temini için çok ciddi çaba sarf ettiklerini söyledi.
        
Karara desteklerini de ifade ettiklerini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
        
"Ama buradaki hedef insani yardımların ulaşmasını temin etmek, silah ambargosu suretiyle içeride daha yoğun çatışmaların önüne geçmek ve uçuşa kapalı bölge uygulamasıyla çatışmaları engellemektir, yoksa kapsamlı bir savaş başlatmak değil. Libya'ya dönük Irak ve Afganistan benzeri kapsamlı ve uzun sürecek bir operasyonun işaretlerini olmamasına özen gösterdik, her tarafa telkinde bulunduk."
        
Paris'teki zirve öncesi ve sonrasında İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'a bu kanaatlerini ifade ettiklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
       
"Her şeyden önce böyle bir koalisyonun oluşması için uluslararası hukukta prosedür vardır. Biz bu prosedüre yeterince uyulduğu kanaatinde değiliz. BM denetiminde olması gereken ve mutlaka BM temel ilkeleri çerçevesinde ve katılıma açık olması gereken bir operasyonun belli ülkelerin seçilmesi suretiyle bir toplantı neticesinde yapılmasını uygun görmediğimizi de bildirdik. Bir karar alındı ve operasyon başlatıldı. Bu operasyon sürürken de bütün taraflara, sorumlu davranmaları ve insan kayıplarına yol açılmaması, Libya halkının barış ve esenliğinin korunması yönünde her türlü telkinde bulunduk."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye olarak Libya'nın yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, Libya'ya yönelik yardımların ve dönüşümün barışçıl yönde olmasını teminen atılacak adımların da mutlaka "uluslararası hukuk meşruiyeti ve BM sisteminin temel ilkeleri çerçevesinde" olması yönündeki "ilkeli tutumlarını" sürdüreceklerini söyledi.
        
Türk Amerikan İş Konseyinden bir grupla konutta yapacağı görüşmeden önce basın mensuplarına Libya ile ilgili gelişmeler hakkında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Libya'ya müdahale çerçevesinde Cuma, Cumartesi ve Pazar günü bir kriz masası oluşturduklarını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile temas halinde olaylara en doğru, en ahlaki ve en sorumlu tepkiyi göstermeye çalıştıklarını kaydetti.
        
NATO bünyesinde tartışmalar sürerken dün akşam Genelkurmay Başkanlığı ve MİT yetkilileriyle süreci takip ederek, atılacak adımlar konusunda açık ve net bir tutum sergilediklerini ve bu çalışmaların sürdüğünü anlatan Davutoğlu, dün NATO'da insani yardım ve silah ambargosu uygulanması, yani herhangi bir saldırı veya çatışma yönü olmayan hususlarda nasıl katkıda bulunulabileceği konusunda istişareler yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:
        
"Dünkü NATO toplantısında çok haklı sorular sorduk. Bu, herhangi bir süreci engelleme çabası değildi. Böyle bir engelleme de söz konusu olmadı. Ancak bu haklı sorulara cevap verilmesi gerektiğini düşündük, düşünüyoruz. Bu sorular, bu tür konularda BM liderliğinde yürütülmesi gereken operasyonların nasıl olması gerektiği ve NATO'da nasıl istişare edilmesi gerektiğiyle ilgili ilkesel sorulardır. Türkiye bu soruları sorma hakkına sahiptir. Çünkü bu konu NATO gündemine geldiği anda, tabii NATO'nun en etkin ülkelerinden birisi olarak ve Akdeniz'in, Kuzey Afrika'nın ve Ortadoğu'nun geleceğiyle doğrudan ilgilenen ülkelerin başında gelen Türkiye bu soruları sordu. Bugün bu sorulara cevap mahiyetinde bir oturum daha gerçekleşecek, bizim de bu oturumla birlikte atacağımız adımlar ilkesel olarak başta zikrettiğim ilkelerle tutarlı olacak... Bingazi'de ve diğer bütün şehirlerde barışın, huzurun, sükunun, ebediyete kadar sürecek Türkiye-Libya dostluğunun temel taşlarını oluşturacak şekilde çalışmalar içinde olacağız. Türkiye'den Libya'ya ve Libya'daki kardeşlerimize yönelik hiçbir kötü niyet veya yanlış adım olamayacağı gibi tamamıyla onların esenliğine dönük adımlar atma konusunda da kararlıyız. Ümit ederiz ki bu dönüşüm barış ile tamamlanır."
        
İngiltere Başbakanı David Cameron'ın dün Başbakan Erdoğan'ı aradığını, Erdoğan'ın aynı soruları ona da sorduğunu anlatan Davutoğlu, bugün de Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında bir görüşme gerçekleşeceğini bildirdi.
        
Davutoğlu, Türkiye'nin hem Trablus'ta, hem Bingazi'de dış temsilciliği olduğuna işaret ederek, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerin geçici temsilciliğini de üstlendiklerini anlattı.
       
ABD tarafından dün kendilerine iletilen bir talep üzerine Libyalı yetkililer ve onların işbirliği sayesinde 4 New York Times gazetesi muhabirinin Türkiye'nin Trablus Büyükelçisi tarafından teslim alındığını bildiren Davutoğlu, "Şu anda New York Times muhabirleri büyükelçiliğimizde ve birkaç saat içinde de ülkelerine geri gönderilmesi için çalışmaları tamamlıyoruz" dedi.
        
Bunun bölgede ve Libya'da üstlendikleri rolün küçük bir işareti olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:
        
"Konuşamayan taraflar arasında köprü olmak, konuşamayan, konuşması zor olan taraflar arasında olabilecek sorunları çözmek... Türkiye'nin temel dış politika ilkesidir. Libya'da da bu ilke uygulanmaktadır. Libya'nın geleceğiyle  birinci derecede ilgilenen ülkelerin başında gelmekteyiz, ancak Libya'nın geleceği Libyalılara aittir, başka hiç kimseye ait değildir. Bingazi'deki, Trablus'taki, Derne'deki, Tobruk'taki, Mısrata'daki, Sirte'deki bütün Libyalılara aittir. Biz Türkiye olarak Libya'nın yanında olmaya devam edeceğiz. Libya'ya yönelik yardımların ve dönüşümün barışçıl yönde olmasını teminen atılacak adımların da mutlaka uluslararası hukuk meşruiyeti ve BM sisteminin temel ilkeleri çerçevesinde olması yönündeki ilkeli tutumuzu da sürdüreceğiz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.