Selahattin Demirtaş: Türkiye asıl şoku tüm gerçekler ortaya çıkınca yaşayacak
HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne cezaevi’nden Politikyol’un sorularını değerlendirdi. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden başlayan tartışmaları değerlendiren Demirtaş, ortaya çıkan ifşaatlara şaşırmadığını belirtti.
Demirtaş’ın Politikyol‘a verdiği röportaj şöyle:
Son dönemde siyaseti belirleyen özne bir mafya lideri olan Sedat Peker.
İzleyebildiğiniz kadarıyla bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bence, Sedat Peker konuşmaya başlamadan önce de Türkiye’de siyaseti belirleyen özne mafyaydı. Anayasa’yı, yasaları, AİHM ve AYM kararlarını tanımadığını ve uygulamayacağını açık açık söyleyen, ilan eden bir zihniyetin mafyadan ne farkı var ki?
Bu durumda, Sedat Peker ile hükümet arasındaki tek fark, Peker’in mafya olduğunu dürüstçe kabul etmesidir. Bu açıdan bakıldığında, Peker’in ifşaatları malumun ilamıdır. Benim açımdan şoke edici değil.
Kaldı ki, ifşa edilenler buzdağının görünen minicik yüzü. Bir gün tüm gerçekler ortaya çıktığında Türkiye asıl şoku o zaman yaşayacak ve maalesef bu hükümete destek vermiş olanlar büyük mahcubiyet duyacaklar. Yaşayıp hep birlikte göreceğiz.
Peker’in Kutlu Adalı, Savaş Buldan başta olmak üzere Kürt iş insanları ve Uğur Mumcu cinayeti ile ilgili ifşaatları sizin için ne anlama geliyor. Malumun ilamı mı yoksa başka bir şey mi?
Aklı başında herkes faili belli cinayetlerin ne olduğunun farkındadır sanırım. Bunun için de Peker’in küçücük ifşaatlarına gerek yoktu. Bununla birlikte, içeriden birinin itirafları toplumda belli bir inandırıcılık yaratıyor tabii.
Bütün bu itirafların siyasete etkisi ne olur?
Zaten yıpranmış AKP-MHP koalisyonunun iyice pespaye hale dönmesine yol açacaktır. Muhalefet, demokrasi programı etrafında bir araya gelip ortak bir gelecek vizyonu çıkararak toplumsal muhalefeti büyütürse Türkiye kısa zamanda seçime gider ve düze çıkar. Yoksa ülkenin yıkımı her geçen gün artar ve zarar, altından kalkılamayacak boyutlara ulaşır.
Peker’in açıklamaları AK Parti içinde de, AK Parti’den kopan partilerde bir hareketlenme, bir geçmişe yönelik açıklamalar yapmak durumu ortaya çıkardı. Bunlar bir iç hesaplaşmaya, yüzleşmeye yol açar mı AK Parti içinde?
Geniş kapsamlı, samimi bir yüzleşme yaşanacağını düşünmüyorum. Yeni muhalefet partilerinin, pragmatist bazı açıklamalarla kendi pozisyonlarını güçlendirmeye çalıştıklarını görüyorum, fazlasını değil.
Bu partiler, oldukça ketum açıklamalarla geçmişlerini sorgulayıp kendilerini temize çıkarma gayreti içindeler. Ben özeleştiri duyduğumu hatırlamıyorum. Bu tavırla rüştlerini ispatlamaları mümkün değil kanımca. Daha cesur ve yeni yaklaşımlar geliştirmeleri gerekir.
Bakanlık pazarlığı olmadığı da açıklandı…
Evet, HDP Eş Genel Başkanları hiç kimseyle bakanlık pazarlığı içinde olmadıklarını, meseleye böylesine ucuz yaklaşmadıklarını açıkça belirttiler. Tabii, şunu da herkesin iyice idrak etmesi gerekir ki tüm siyasi çevrelere hak ve meşru olan ülke yönetimine katılma hakkı HDP’lilere haramdır deniliyorsa bu açıkça ayırımcılıktır, düşmanlıktır.
HDP’liler vergi veriyor, askerlik yapıyor ve oy kullanıyorsa bakan da olur, cumhurbaşkanı da. Kaldı ki, HDP’li bir yönetim seçeneği büyük bir toplumsal barış, uzlaşı, demokratikleşme ve şiddetin kalıcı çözümünün parçası olarak düşünülmelidir. Ve Türkiye’nin ortak geleceği için kesinlikle katkısı büyük olacaktır.
Özetle, meseleye bakanlık pazarlığı gibi çiğ, ucuz, yaklaşmak yerine demokrasi ilkelerinde ortaklaşarak barış için, ülkenin kalkınması için sorunlarımızın el ele verilerek çözümü için Türkiye’yi birlikte yönetebilme olgunluğu ve erdemi çerçevesinden bakılmalıdır.
Unutulmasın ki HDP’liler Türkiye’nin düşmanı değil, yurttaşı ve öz be öz sahibidirler. Herkes lafını buna göre ölçüp biçip kullansın lütfen.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.