Topbaş’dan Silivri’ye gece yarısı ziyareti

Haber Gazetesi Silivri Temsilcisi Fatma Sarıbıyık’ın, “Silivri Belediyesi tarafından Selimpaşa’dan Gümüşyaka’ya kadar olan sahil bandında yapılan çay bahçeleri ve büfeler var ve buralarla ilgili Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkım kararı çıktı. Hatta Selimpaşa’da bir tane büfe yıkıldı.Selimpaşa’dan Gümüşyaka’ya kadar olan sahil bandı Büyükşehir Belediyesinin inisiyatifinde mi? Büyükşehir Belediyesi inisiyatifindeyse Silivri Belediyesi bu büfe ve çay bahçeleri yapılırken Büyükşehir Belediyesinden izin adlımı? Ve kaçak olarak tespit edilen 63 tane büfe ve çay bahçelerinde yıkım olacak mı?” sorusuna cevap veren Topbaş;  “Herkes hakkına razı olacak ve haddini bilecek” dedi.    

İBB Tarafından kaçak olarak tespit edilen ve yıkım kararı olan yerlerle ilgili Sarıbıyık’a konuşan Topbaş;  “Bir ülke bir şehir nasıl medeni olarak anılabilir? Kuralları varsa. Herkes kurallara uyuyorsa, birilerine göre işleyen kural birilerine göre işlemeyen kurallar değil. Herkes konmuş olan o sisteme tabi olursa sorun olmaz. Herkes hakkına razı olacak, herkes had bilecek. Sistem doğru kurulması gerekiyor. Düzen olmadığı zaman bozuk düzen olur. Birileri bu ülkede hep düzeni bozdu sonrada bozuk düzen diye bağırdılar, slogan yaptılar. Bizim Sayın Başbakan ile başlatmış olduğumuz sistem esasında  düzenli, planlı projeli yapmak sistemi. Büfeler gerekebilir. Çay bahçeleri  olması lazım. İnsanların soluklanabileceği bu tip hizmet sektörleri de olması gerekir. Ama bunun bir düzen içinde olması gerekir bu bir. Bunu yaparken de birilerine veremezsin buda iki.

Gel sana burayı verdim diyemezsiniz. Çünkü demokratik ülkelerde insanlar eşit mesafelidir yönetimlere. Haklarda eşit olarak dağıtılmak zorunda. Böyle bir süreçte bu yerleri ancak ihaleyle verebilirsiniz. Yoksa yakınım, yandaşım, tanıdığım  ona vereyim dediğiniz zaman burada bir adaletsizlik oluşur. Yani planlı bir gelişme, planlı bir sistem ve nerelerde ne olması gerekiyor diyerekten planlara işlenmesi lazım. Ve o verilecek yerlerde, eğer verilecek ise kamu menfaatinin, burada olan veya olmayan herkesin hakkıdır. Herkesin hakkı olan yerleri birilerine veremezsiniz. Verecekseniz de demokratik sistemlerde ki gibi ihale sistemiyle verebilirsiniz. İhaleye girerler, yarışırlar ve kim kazanırsa o alır. Sistem budur” dedi. 

İstanbul şu anda bir ülke özelliği gösteriyor. 5400 kilometre karelik bir alana sahip. Ve 2004 yılımda çıkan bir yasa ile Silivri, Çatalca ve bu bölgelerde Büyükşehir’e bağlandı.  Daha önce geçmişte Büyükşehir ile irtibatı olmayan Belediyeler, kendi lokal bölgelerinde bir takım kararlar alınmış ve inisiyatifler kullanılmış idi. Sistem büyüyünce ana kurallara herkesin uyması gerekiyor. Ve arzu ettiğimiz şu; Öyle bir sistem olsun ki siyasilere göre değimlesin. Siyasiler değiştikçe bu sistem değişmesin.  Eşrafa ve saygın insanlara göre de kararlar verilmesin. Herkese eşit olunsun, herkes hak sahibi olsun. Hak kutsaldır, hak iade edilsin. Haksızlık yapılmasın. Bizim felsefemiz ve anlayışımız bu. Sorumluluğumuz da bunu gerektiriyor. Burada yasa değiştikten sonra sahiller Büyükşehir’in insiyatifine geçti. Ama herkes istiyor ki, ben eski yönetimimi, kendi hükümdarlığımı burada devam ettireyim ve eski usul devam etsin. Böyle bir şey olmaz. Bu tarzda bir insiyatif kullanma yetkisi yok ve kimselere veremez. Herkes kendi sorumluluk alanlarını bilmesi lazım. 

Geçmişten bu yana Silivri’de ve bir çok yerde bu tarz yerlerin olduğunu söyleyen İBB Başkanı Kadir Topbaş; “ Silivri’de 64 tane var. Bunlar bir disipline edilir bir yere getirilir ve kurallara uydurulma suretiyle devam edebilirler. Ama nasıl olsa biz başladık, biz yapalım ona buna verelim derseniz tabiki onlarda yıkılır. Kuralsızlık birilerine bazı yetkileri getirmez. Fendim biz İlçe Belediyesiyiz ben buraya büfe koyarım ben buraya çay bahçesi yaparım diyemezsin. Yapamazsın, olmaz. Herkes kendi sorumluluğunu bilmesi gerekiyor ve sorumluluğuna göre hareket etmesi gerekiyor. Fakat ben zaman zaman şunuda görüyorum. Sıkıştıkları zaman suçu Büyükşehir’in üzerine atıyorlar ve kendirlerini arındırmaya çalışıyorlar. Büyükşehir’e suçu atarak tavşana kaç tazıya tut misali siyaset mantığına bürünen insanlar var maalesef. Ama Tavşana kaç, Tazıya tut mantığıyla siyaset yapmasınlar” dedi. 

Çatalca halkını bazı siyasetçilerin kandırdığını söyleyen Topbaş; “ Çatalca’dan geliyorum. Çatalca’da köylerde 5000’lik planları yapmışız büyükşehir olarak. Sorumluluk Büyükşehir’in. Bu planı yapma yetkisi bizim. İlçe belediyesi 1000’lik planı yapar ve yapması gerekir.  Yapmamışlar veya iptal ettirilmişler. Köylülere de gidip Büyükşehir yapmıyor, Büyükşehir engelliyor diyorlar. Planlar başkanın masasında imzalamıyor diyorlar. Ben burada kelimeleri seçerek kullanıyorum ama böyle bir tarzda siyaset olmaz. Böyle bir anlayış olmaz. Böyle bir felsefe olmaz.  Kendi hatalarını, kendi yanlışlıklarını kalkıp da bize yamamaya kalkmasınlar.  Vatandaşı da orada tedirgin etmemeleri lazım.  Şunu da burada bütün samimiyetimle söylemek istiyorum ki; benim masamda hiçbir imza beklemez. Anında neticelendiririm. Bu kadar net söylüyorum. Masamda bekleyen hiçbir  imza yok. Ama birileri maalesef siyaseti bu kadar ucuz yapıyorlar ve vatandaşımızda bazen bunlara inanıyor” dedi.   

AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karkaş’ın, Silivri Belediye Başkanının İftar Programını anons ettirmediğin söylemesi üzerine çok sinirlenen Topbaş; “ Bak şimdi İlçe Başkanım söyledi. Bizim Ramazan-ı Şerifin bereketi ve bize de düşmüş burada bir iftar veriliyor. 10 bin kişi katılım bir iftar düzenleniyor. Ama Belediye anons ettirtmiyor. Nasıl ettirmez? Bir İlçe Belediyesi nasıl anons ettirmem diyebilir? Nasıl bir iştir bu? Böyle bir siyaset olur mu? Yani burada bir ikram oluyor ve anons ettirilmiyor. Böyle bir siyasetin karşılık bulmaması gerekiyor. Vatandaş bunu görmeli, bunu anlamalı. Orya katılanların siyasi inancı ne olursa olsun aynı sofra paylaşılıyor orada. Biz aynı masayı paylaşıyoruz, bir olmaya çalışıyoruz. Her insan kendi toleranslarını gözden geçirmeli. Ben ne kadar tahammül ediyorum diye. Bu yapılan hoşgörüsüzlüktür. Bu doğru olmayan bir şey. Bu yapılan tavır hiç hoş değil” dedi.