"Türkiye postacıbaşı mı?"
Özel bir mahkemede yargılama yapılmasının, evrensel hukuka aykırı olduğunu savunan Tarhan, şunları kaydetti:
''Demokrasiye inanıyorsak cezaevinde bir yargılama yapılmasını kesinlikle kabul etmemeliyiz. Başlangıçta bu çok rahatsız ve irite edici. Cezaevi ortamının baskısı altında adil yargılama yapılması mümkün değil.
Sayın Haberal ile görüştük. Rahatsızlığından dolayı duruşmaya katılamayacak durumdaydı. Sayın Haberal'ın sağlık durumu iyi değil. Muntazam ve monitörden takip yapılması gereken bir hastalığı var. 3 dakikada ani ölüm riski taşıyan bir hastalığı var ancak cezaevine ancak 15-20 dakikada bir ambulansın ulaşabilmesi söz konusu. O yüzden de ciddi bir risk altında. Stres sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Sağlık hizmetleri cezaevinde son derece sınırlı. Bu anlamda da orada bir insanlık suçu işlenmekte.
Sayın Balbay'ın doğum günüydü ve çok duygusal anlar yaşandı. CHP milletvekili olmaktan duyduğu onuru bizimle paylaştı. Nezdimizde CHP'ye dokunmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Kendisi gayet iyi ancak yargılama sürecinin bir işkenceye dönüştüğünden söz etti.''
''Yol haritası ne?''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Şam'a ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Tarhan, dün bu konuyla ilgili bazı toplantıların yapıldığını kaydetti.
''İstenilen sert tedbirler nedir? Türkiye'nin Şam konusundaki yol haritası nedir? Bölge yeniden sorunlar yumağı haline mi getirilmek isteniyor? Türkiye komşusuyla bir sıcak çatışma içerisine mi çekilecek?'' sorularının yanıtını beklediklerini belirten Tarhan, ABD Dışişleri Bakanının ''Esad'a siz baskı yapın'' demesini ''çok manidar bulduklarını'' söyledi.
Tarhan, ''Türkiye, ABD'nin Ortadoğu'daki bir maşası olma yolunda mıdır, Türkiye, ABD'nin mektup ve mesajlarını temize çekme aparatı mıdır, Türkiye, ABD'nin Ortadoğu'daki postacıbaşı mıdır, emir eri midir?'' diye sordu.
Tarhan, ''Suriye Türkiye'nin iç meselesi'' olduğu söyleminin altının doldurulması gerektiğini, muhalefete bu konularla ilgili bilgi verilmesini istedi.
Ekonomideki bazı gelişmelerin yaşandığını dile getiren Tarhan, Başbakan Erdoğan'ın ''kriz bu defa teğet bile geçmeyecek'' dediğini hatırlattı. Tarhan, ''Oysa bu bir teğet geçme değil tam ortasından ekonomi delinmiş gibi görünüyor. Tehlike sinyalleri çalarken hükümet ne tedbirler aldı bunu bilmiyoruz. Anlaşılan yeni dolaylı vergilere ve zamlara hazır olmalıyız'' diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tarhan, Balbay ve Haberal'ın serbest kalacağına dair umutlarının her zaman olduğunu söyledi. Tarhan, AK Parti ile CHP arasında imzalanan mutabakat metninin işlerlik kazanması için Meclisin açılmasının fırsat olacağını dile getirdi.
Bir gazetecinin ''Önümüzdeki günlerde Deniz Feneri e.V. soruşturmasının, savcılarının değiştiğine dair haberler alırsak şaşırır mıyız?'' sorusuna, ''Bizim için sürpriz olmaz. Deniz Feneri, iktidarın kara kutusu. Açıldığı takdirde iktidar odaklarının bundan rahatsız duyacaklarına eminim. Kapatılması için gereken her şey yapılacaktır. Soruşturmanın derinleştirildiği noktada müfettişlerin savcıların odasına konuşlandırılması çok olağan bir şey değil'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.