Umut Oran: 'Omuz verin, İstanbul'u kazanabiliriz'
Yayınlanma:
Güncelleme:
CHP’li Umut Oran, İstanbul seçmeni ve partililer için de kritik bir çağrıda bulundu.
31 Mart seçimlerinde CHP’nin bir oy daha fazla alması için Türkiye’nin dört bir tarafında belde belde çalışarak vatandaşlarla buluşan CHP’li Umut Oran, İstanbul seçmeni ve partililer için de kritik bir çağrıda bulundu.
Oran, kişisel internet sitesinden basın açıklaması yayınladı.
Halkın, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nu bağrına bastığını, ancak CHP tabanındaki küskünlüğün büyük bir sorun olduğu uyarısı yapan Umut Oran, “Bugünün doğrusu, tüm kırgınlıkları ve küskünlükleri bir yana bırakarak İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun bir oy fazla alması için gece gündüz çalışmaktır. Emin olunuz ki 1 Nisan günü farklı bir gün olacaktır. Kendisini büyük Türk milletinin üstünde görenler de Cumhuriyet çocuklarına tepeden bakanlar da o gün şapkalarını önlerine koymak zorunda kalacaklardır. Ancak o gün, çok daha gür bir sesle Cumhuriyet mücadelesini verebilmemiz ve 1919’un 100.yılını layık olduğu gibi tarihe yazabilmemiz için haydi, bir kez daha omuz verin! Gerçekten kazanabiliriz! “ diye konuştu.
Umut Oran, İstanbul’da İmamoğlu’na gereken düzeyde destek verilmediği düşüncesiyle parti tabanına yönelik uyarı amacıyla bugün yazılı bir açıklama yaptı. Oran, açıklamasında şunları kaydetti:
İktidar bloğunun 17 yıldır tek başına yönettiği Türkiye’nin geldiği nokta ortadadır: Poşetin bile parayla satıldığı, milletin ucuz patates-soğan alabilmek için kuyruklara girdiği, işsizliğin gencecik çocuklarımızı intihara sürüklediği, EYT mağdurlarının, atanamayan öğretmenlerin, uzman çavuşların seslerinin kesildiği ama her yerin kim olduğu belli olmayan Suriyelilerle doldurulduğu bir ülke.
Yurttaşlar çarşıda, pazarda ve ceplerde yaşanan yangını iliklerine kadar hissederken, iktidardakilerin lüks ve sefadan vazgeçmemeleri, eş-dost-akrabalarını kayırarak “yüksek gelirli makamlara” getirmeleri de herkesin bildiği ve rahatsız olduğu gerçeklerdir.
Artık iktidarın söyleyecek sözü ve anlatacak tek bir projesi kalmamıştır. Zira örneğin İstanbul’u “tam 25 yıldır” bu zihniyet yönetmektedir. Ve yurttaşlarımız 25 yılda çözülemeyen sorunların aynı zihniyet tarafından çözülemeyeceğini de çok iyi bilmektedir.
Gelinen nokta çok açık ve nettir: AKP, gidicidir! Türk milleti, büyük bir sağ duyuyla artık tüm sorunların sebebi olan AKP’yi “bu dönem dinlendirecektir.” Bizlere ulaşan tüm anketlerin işaret ettiği nokta aynıdır: Vatandaş ekonomik krizden çıkmak için “alternatif projeleri olan, yeni adaylara” oy verme eğilimindedir.
İstanbul özelindeyse Ekrem İmamoğlu, tüm toplum kesimlerinin oylarını almasının yanında gençliği ve dinamizmiyle AKP seçmenlerinin dahi oylarını alabilecek noktadır. En son Motto Research Consultancy/Bulgu Araştırma’nın yaptırdığı ve İmamoğlu’nun yüzde 6 önde olduğunu gösterdiği anketler de bu düşüncemizi teyit etmektedir. Halk, Ekrem İmamoğlu’nu bağrına basmıştır. İstanbul seçmeni, 2014’de “Beylikdüzü’nü AKP’den devralan İmamoğlu’nun 31 Mart’ta da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni devralacağına inanmaktadır. Bugüne kadar bir kez bile CHP’ye oy vermemiş seçmenler dahi İmamoğlu’na oy vereceklerini söylemektedir.
TEK SORUN CHP’DEKİ KÜSKÜNLÜK!
Ne yazık ki geçmiş seçimlerin aksine İstanbul’u kazanmamızın önündeki en büyük engel başka partilere oy verenler değil CHP tabanında yaşanan küskünlüktür. Bir kısım CHP’li haklı olarak CHP üst yönetiminin aralıksız devam eden yanlışlarına, özellikle 16 Nisan ve 24 Haziran’dan sonra yapılanlara tepki duymaktadırlar. Yine haklı olarak parti içi demokrasiyi yok sayan yöntemlerle adayların belirlenmesinden de rahatsızdırlar. Hatta bazı CHP’liler “koltuk ve bireysel ikbal siyaseti” yapan bir kısım yöneticiyle sandıkta hesaplaşacaklarını da dile getirmektedirler.
CHP ÜST YÖNETİMİYLE HESAPLAŞACAĞIMIZ YER SEÇİM SANDIĞI DEĞİL PARTİMİZİN KURULTAYIDIR!”
Onların hepsine birden ve büyük kararlılıkla çağrı yapmak istiyorum: “CHP üst yönetimiyle hesaplaşacağımız yer seçim sandığı değil partimizin kurultayıdır!” Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki yapılan her yanlış “tarihe geçmiştir ve tarihin terazisi herkese mutlak adalet” vaat etmektedir. Herkes yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını büyük Türk milletine ve Cumhuriyet çocuklarına verecektir. Ancak “hesaplaşma hevesiyle” uzun zamandır ilk kez bu kadar kazanmaya yakın olduğumuz bir seçimde CHP adayına oy vermemek ya da sandığa gitmemek kutlu davamıza yani Atatürk’ün yoluna hiçbir fayda sağlamayacaktır. Tam aksine AKP’nin iktidar ömrünü uzatacaktır.
Onların hepsine birden ve büyük kararlılıkla çağrı yapmak istiyorum: “CHP üst yönetimiyle hesaplaşacağımız yer seçim sandığı değil partimizin kurultayıdır!” Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki yapılan her yanlış “tarihe geçmiştir ve tarihin terazisi herkese mutlak adalet” vaat etmektedir. Herkes yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını büyük Türk milletine ve Cumhuriyet çocuklarına verecektir. Ancak “hesaplaşma hevesiyle” uzun zamandır ilk kez bu kadar kazanmaya yakın olduğumuz bir seçimde CHP adayına oy vermemek ya da sandığa gitmemek kutlu davamıza yani Atatürk’ün yoluna hiçbir fayda sağlamayacaktır. Tam aksine AKP’nin iktidar ömrünü uzatacaktır.
AKP YERELDEN İKTİDARA GELDİ, İKTİDARDAN DA AYNI YOLLA İNECEK
Asla unutulmamalıdır ki iktidar bloğunun yükselişi “yerel yönetimlerden” başlamıştır, hiç şüphe yoktur ki çöküş de aynı yoldan olacaktır. İstanbul Büyükşehir’i kaybeden bir AKP’nin ayakta kalması olası değildir. O halde sorulması gereken soru şudur: “Ey Cumhuriyet çocuğu! Cumhuriyetimizi geri almak, CHP üst yönetimine ders vermekten daha önemli değil midir?”
Benim için asıl olan tek şey “Atatürk’ün iki büyük eserine sahip çıkmaktır!” Bu emanetlere sahip çıkarken hiçbir unvana ve makama ihtiyacım da yoktur. Büyük Türk milletinin ve özel olarak da Cumhuriyet çocuklarının sevgisi benim mücadele etmem ve “bir oy fazla almak” için il il, ilçe ilçe çalışmam için yeterlidir. O halde beni seven tüm dava arkadaşlarıma bir çağrıda bulunmam gerekir: “Ey kıymeti bilinmeyen fedakâr Cumhuriyet çocuğu! Senin mücadeleni yok sayarak partiyi bireysel ikbal heveslerine aracı kılanlar olsa da sana düşen Türk milleti ve Cumhuriyetimiz için en doğru kararı almaktır. Bugünün doğrusu, tüm kırgınlıkları ve küskünlükleri bir yana bırakarak İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun bir oy fazla alması için gece gündüz çalışmaktır. Emin olunuz ki, 1 Nisan günü farklı bir gün olacaktır. Kendisini büyük Türk milletinin üstünde görenler de Cumhuriyet çocuklarına tepeden bakanlar da o gün şapkalarını önlerine koymak zorunda kalacaklardır. Ancak o gün, çok daha gür bir sesle Cumhuriyet mücadelesini verebilmemiz ve 1919’un 100.yılını layık olduğu gibi tarihe yazabilmemiz için haydi, bir kez daha omuz verin! Gerçekten kazanabiliriz! “
Politika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.