ZÜHAL SAMLI GİDERKEN!

ZÜHAL SAMLI GİDERKEN!
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Zuhal Samlı'nın görevden alınmasını Samlı’nın danışmanı Turgut Güven şöyle yorumladı:


         ZÜHAL SAMLI GİDERKEN!

  

            Bir önceki yazımda “CHP üzerinde sinsi plan” dan bahsetmiştim. İşte o sinsi planın uygulayıcıları başarılı oldu. Ve Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı görevinden alındı.

            Öncelikle bir yanlış anlaşılmaya sebep olmamak için şunu belirteyim, duyduğum bilgiler olduğu sanılmasın; Zühal Samlı göreve geldiği günden bu güne kadar kendisine danışmanlık görevi yaptım.

Bu nedenle yaşanan güzellikler yanında çirkinliklerinde yakinen tanığıyım.

Siyaset arenasında tanıdığım bu yürekli kadının birlikte görev yaptığım on üç ay boyunca uygulamada da tanıma imkânı buldum. Beni tanıyan arkadaşlarım iyi bilir ki siyaset içindeki insanların dürüst ve namuslu olması konusunda tavrım nettir. Zühal Samlı’da siyasetçide aradığım bu vasıfları fazlasıyla buldum.

 İnsan ilişkilerinde duygusal, samimi ve sıcaktı. İnsanları dinliyordu. Parti içi demokrasiden vazgeçmiyordu, örgüt onun için çok önemliydi, emeğe çok önem veriyordu, parti hiyerarşisine dikkat ediyordu.  

Bir baloda salon kadını olabildiği gibi, sokakta el sıkan, sokakta gördüğüne içinden geldiği gibi sarılabilen halktan biride oluyordu.

Ayrıştırıcı değil birleştirici bir özelliğe sahipti. En önemlisi de örgütündeki kadınlara gücü yettiğince sahip çıkıyordu.

Ve katıksız bir Mustafa Kemal Atatürk’çü oluşu sanırım onun en güzel tarafıydı.

Bir eksiği ki onda alışkanlık haline gelmişti; insanlara çok güveniyordu. Bu güven onda çok çabuk sabitleniyordu ki çoğu zaman buna engel olamayışım danışmanı olarak benim başarısızlığımdı.

 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da çok güvendi ve hala da güvendiğini sanıyorum.

Bu güven duyma ona şimdi ki gibi hep zarar verdi.

Görevden alınma olayına gelince;

Zühal Samlı ve yönetimini görevden alınması ile ilgili bir gerekçe yok. CHP, MYK oybirliği ile almış olduğu kararda gerekçe belirtmemiş.

Genel sekreterliğe yazı ile soruldu! Nedir gerekçe diye, cevap yok.

Kemal Kılıçdaroğlu kendi seçtiği MYK’nı dört kez değişti. Son yaptığı değişiklikte “Kadın örgütlenmesinden ve kadın kollarından sorumlu genel başkan yardımcılığına” Birgül Ayman Güler’i getirdi.

            Ve tüm olumsuzluklar bu şahsiyetin göreve başlamasıyla hız kazandı.

            Çünkü Birgül Ayman Güler; CHP’ye seçimlerden bir ay önce gelmiş, üç ay sonra milletvekili, üç ay sonra da genel başkan yardımcısı olmuş, örgüt tecrübesi ve işleyişi konusunda hiçbir şey bilmeyen ve çok bildiğini sandığı için dinlemeyen biridir.

            Birgül Hanımın ilk işi Kadın Kolları MYK toplantılarına, genel başkan Samlı bulunmasına rağmen defalarca başkanlık yapmasıydı. İşte bu davranışını normal sayması kendisinin örgüt işleyişinde çok cahil olduğunun kanıtı niteliğindeydi.

            Kadın Kolları MYK’nin görev dağılımını ve sorumlu oldukları illeri hiçbir gerekçe göstermeden değiştirdi.

            Kendisinden önce alınmış birçok kararı yok saydı ve yeniden düzenlemelere girişti. Bu düzenlemeleri yaparken Samlı’ya danışma, fikrini alma zahmetinde bile bulunmadı.

             Kadın Kolları MYK’da eksik bulunan iki üyelik için Samlı’nın önerdiği iki kişiyi MYK’da tartışmaya açması tam bir aymazlık örneğiydi.

            Demokratik tüzük çalışmalarında örgütlerden gelen önerileri dikkate almayan Güler, kadından sorumlu başkan yardımcılıklarının kaldırılması önerisine ilçe ve illerde kabul edip, genel merkezde kabul etmedi. Bu davranışı “işgal ettiği koltuğu” ne kadar sevdiğini ve ne kadar demokrat olduğunun anlaşılması açısından önemliydi. 

            30 Ekim 1 Kasım tarihlerinde yapılan Kadın Kollarlı il başkanlarının toplantısında kadın kolu il başkanlarının tamamı demokratik tüzük istekleri için imza topluyorlar. Bu imzaları Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmesi içi Birgül Ayman Güler’e veriyorlar. 

             Sizce yerine ulaşıyor mu?         

 Hayır, örgütün bu demokratik isteği demokrasiyi dilinden düşürmeyen hanımefendi tarafından hala yerine getirilmedi.

 Kendisi üniversitede hocaydı ve ona göre her şeyi en iyi o biliyordu.

Kadın kolları MYK bu uygulamaya çok fazla dayanamadı ve toplantılara gelmeyerek tepkisini göstermeye başladı.

Zaten görevi çalışan örgütü çökertmek olanlar için bu başarı niteliğindeydi, toplantıların yapılmaması onu hiç rahatsız etmedi.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu’na çok güvenen Zuhal Samlı bu uygulamaya tepki göstermesi yerine yaşanan tüm sorunları kendisine yazılı ve sözlü olarak anlatmayı seçti.

Kemal Bey her zaman olduğu gibi yine sessizce dinledi, tek kelime etmedi düşüncesini bile söylemedi.

19 Aralık tarihinde yapılan MYK da Birgül Ayman Güler’in Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı’nın görevden alınması talebi geldi.

Bu istek MYK da kabul edilmedi ve parti meçlisi üyesi olduğu gerekçesi ile istifasının istenmesine karar verildi.

Samlı istifa isteğinin gerekçesini sorduğunda CHP’nin en tepe noktasındakiler sessiz kaldılar. Çünkü gerekçe yoktu Birgül Hanımın isteği vardı.

İşin garip olanı da Samlı’yı çok iyi tanıyan ve başarılı çalışmalarını bilen MYK’nın diğer üyeleri bu haksız ve saçma sapan istek karşısında doğrunun ve haklının yanında duramamış oluşlarıydı.

21 Aralıkta PM toplantısında tüzük değişikliği talebine kadınlara verdiği sözü yerine getirmek adına imza atınca MYK da açıklanamayacak görevden alma gerekçesi oluştu.

26 Aralık MYK toplantısında Samlı görevden alındı.

Samlı’nın suçu; demokratik bir tüzük isteyerek kadının parti içinde güvenliğini sağlamak, parti tüzüğünün üyelerini köleleşmesine karşı çıkmasından başka hiçbir şey değildir. 

Tüzük değişikliği isteği demokrasiyi dilinden düşürmeyen başta genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve yönetimini oldukça rahatsız etmiştir.

 İşin en üzücü tarafı ise şudur;

 Kim olursa olsun, insanlar bir şekilde göreve gelir ve giderler. Bu görevden alma da olabilir, görev değişikliği de. Görevde bulunan her insan az çok partisine bir katkıda bulunmuştur.

Parti yönetimlerinin ve genel başkanın görevi bu insanları son anda bile onura etmektir.

Bu da bence onu atayana yani genel başkana düşer.

Çağırırsın makamına “bu güne kadar yaptığınız hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum, ancak bundan sonra başka arkadaşlarla çalışmak istiyorum” dersin. 

           Görevden alırken sahip çıkma becerisini gösteremediğin insanın gönlünü alırsın.

            CHP Genel Başkanına da bu yakışırdı.

            Yazıklar olsun, bari CHP’de ahde vefayı öldürmeyin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.