AİHM, Abdullah Öcalan Kararını Açıkladı
Yayınlanma:
Güncelleme:
Öcalan, aldığı müebbet hapis ve İmralı Adası'ndaki hapishane koşullarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımıştı. Mahkeme, kararını açıkladı.
Abdullah Öcalan'ın, tutukluluk koşullarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu iddiasıyla Ankara'ya karşı 2003 yılında Strasbourg Mahkemesi önünde açtığı davanın kararı bugün açıklandı.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyi konu eden 3'üncü maddesiyle ilgili Türkiye'nin bazı noktaları ihlal ettiğine bazılarını ise ihlal etmediğine karar verdi.
Mahkeme kararında birçok noktada yargıçların birbirinden farklı görüşleri dikkat çekti.
"CEZAEVLERİ CEHENNEM OLMAMALI"
Kararda İtalyan yazar Dante’nin “Siz ki, buraya girenler, bütün umutlarınızı geride bıraktınız” sözlerine gönderme yapılarak, “Cezaevleri, cehennem olmamalıdır” denildi.
Kararda şöyle denildi:
1. Mahkeme oy birliğiyle zehirleme girişimi iddialarını kabul edilemez bulmuştur.
2. Dörde karşı üç oyla, tutukluluk koşullarıyla ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
3. Altıya karşı bir oyla, cezaevi koşullarıyla ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
4. Dörde karşı üç oyla cezaevi ziyaretleriyle ilgili olarak Sözleşme'nin 8'inci maddesinin ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
5. Oybirliğiyle Sözleşme'nin 7'nci maddesinin ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
6. Şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası verilmesiyle ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verilmiştir.
7. Sözleşme'nin 5, 6, 13 ve 14'üncü maddeleri uyarınca yapılan şikayetler hakkında hüküm vermeye gerek olmadığına oybirliğiyle karar verilmiştir.
KARAR, NE ZAMAN SERBEST KALACAĞINA DAİR TARTIŞMALARI DA TETİKLEYEBİLİR
AİHM kararının, Abdullah Öcalan'ın ne kadar sürelik bir mahkumiyetin ardından serbest kalabileceğine dair tartışmaları tetikleyebileceği belirtiliyor.
"İNSANLIK DIŞI MUAMELE" ŞİKAYETİ
Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla açtığı davada "İmralı'daki ilk yıllarında sosyal izolasyonda tutulmuş ve serbest bırakılma olanağı olmaksızın müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş" olmasını "insanlık dışı muamele" şeklinde değerlendirip, bu nedenlerle Ankara'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3'üncü maddesini ihlal ettiği tezini ileri sürmüştü.
AİHM'İN 8. MADDESİNİ ÖNE SÜRDÜ
Öcalan, telefon görüşmelerine, mektuplaşmasına ve ailesi ile avukatlarıyla görüşmelerine kısıtlama getirilmiş olmasının da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel yaşama saygıyla ilgili 8'inci maddesine aykırı olduğunu savunmuştu.
ZEHİRLENDİĞİNİ DE İLERİ SÜRMÜŞTÜ
PKk elebaşı, İmralı'da "kademeli biçimde zehirlendiğini" de ileri sürmüş, bu durumun Avrupa sözleşmesinin 2'inci maddesine aykırı olduğu tezini işlemişti.
KARARDA CPT RAPORLARI BEKLENTİSİ
Kararın büyük ölçüde AİHM gibi bir Avrupa Konseyi organı olan Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin (CPT) Abdullah Öcalan raporları üzerine inşa edilmesi bekleniyordu.
SON RAPORDA KÖTÜ MUAMELE GÖRMEDİĞİ BELİRTİLMİŞTİ
Öcalan'ı 1999 yılından bu yana İmralı'da 6 kez ziyaret eden Komite son raporunu geçen hafta açıklamıştı. Raporda, Öcalan'ın materyal tutukluluk koşullarında sorun olmadığı ve kötü muamele görmediği belirtilmiş, buna karşılık avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşmesinde yaşadığı sorunların giderilmesi istenmişti.
Türk hükümeti, CPT raporları temelinde son yıllarda Abdullah Öcalan'ın tutukluluk koşullarını Avrupa standartlarına taşımış, Öcalan'ın hücresindeki materyal koşullar iyileştirilmiş, İmralı'ya başka mahkumlar transfer edilmiş, Öcalan'ın hücre dışı ve açıkhava faaliyetlerinde bulunması sağlanmıştı. CPT, geçtiğimiz yıllarda açıkladığı raporlarında Öcalan'ın zehirlendiğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirmişti.
AİHM'nin kararında, Öcalan'ın belli bir süre mahkumiyetten sonra dosyasının gözden geçirilmesini sağlayacak hukuksal bir mekanizmanın yaratılması talebinde bulunabileceği de belirtiliyor.
AİHM, geçen yıl İngiltere'ye karşı aldığı bir kararda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilenlerle ilgili yeni bir içtihat yaratmıştı.
GEÇMİŞTEKİ DAVA VE BAŞVURULAR
Abdullah Öcalan'ın AİHM önünde Ankara'ya karşı 1999 yılında açtığı ilk dava Mayıs 2005'te karara bağlanmış, AİHM, Öcalan'ın, gözaltının hukuki olup olmadığı hususunu ileri sürebileceği bir iç hukuk yolunun olmaması, yakalandıktan sonra hemen bir hakim önüne çıkarılmamış olması, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanmamış olması ve adil yargılanmadığı ve adil olmayan bir yargılama neticesinde ölüm cezasına mahkum edildiği gerekçeleriyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin birçok maddesinin ihlalinde hüküm kılmıştı.
AİHM buna karşılık, Öcalan'ın yakalanışının "uluslararası komplo" olduğu, "Kürt kimliğinden ötürü ayrımcılık gördüğü" ve Kenya'dan getirilişinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu tezlerini geri çevirmişti.
AİHM, Öcalan'ın maddi ve manevi tazminat taleplerini de reddetmiş, Ankara'yı davacıya 120 bin Euro mahkeme masrafı ödemekle cezalandırmıştı.
AİHM, Abdullah Öcalan'ın, "Türkiye'nin 2005 yılında açıklanan AİHM kararını uygulamayıp kendisini yeniden yargılamadığını" gerekçe göstererek 2007 yılında yaptığı bir diğer dava başvurusunu ise 2010 açıkladığı bir kararla reddetmişti.
Silivri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.