AYM’ye bireysel başvuru darbesi

AYM’ye bireysel başvuru darbesi
Danıştay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Resmi gazete’de yayımlanan bireysel başvuru kararını idari bir işlem olarak gördü ve bu işlemi yargı denetimine açan sürpriz bir karara imza attı.
 Cinsel içerikli bazı görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucu devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kadın, haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle yeniden yargılama yapılmasına ve uğradığı manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Kadın, başvuru dilekçesinde kimliğinin gizli tutulmasını talep etti ancak Yüksek Mahkeme, bu talebi tüzüğündeki, “Kimliğin saklı tutulması talepleri ancak istisnai durumlarda ve gerekçesi haklı bulunursa kabul edilecektir” hükmü gereği reddetti. Başvuruyu karara bağlayan AYM, kadının anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan “özel hayatın gizliliği” hakkının ihlal edildiğine karar vererek, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Ancak AYM’nin bu kararı, başvurucu kadının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerle mahkemenin sitesinde ve Resmi Gazete’de yayımlandı.

İncelemeden reddetti

Bunun üzerine kadın, yaptığı bireysel başvuru sonucunda verilen kararda açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığını, bu nedenle kararın Anayasa Mahkemesinin ve Resmi Gazete’nin internet erişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması istemiyle dava açtı. Davaya bakan Ankara 4. İdare Mahkemesi, başvuruyu incelenmeksizin reddetti. Mahkemenin kararında, davacının kimlik bilgilerinin ve kimliğini açık eden tüm bilgilerin, yargı kararı uyarınca yayımlandığı belirtildi. Davacının gizlilik talebinin ilgili bireysel başvuru dosyasında değerlendirildiği ve kabul edilmediği hatırlatılan kararda, bu kararın yargısal nitelikli olduğu, idari işlem niteliğinde ayrıca işlem tesis edilmediği kaydedildi.

Kararda, “Davacının başvurusunun da söz konusu yargı kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, olayda idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir” denildi. Davacı kadın, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin kararını temyiz etti.

‘Yayımlanması idari bir işlem’

Temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu. Dairenin kararında, yargılama sürecindeki gizlilik talebinin reddi kararı ve buna ilişkin oylama çizelgesinin yargısal işlemlerden olduğu, bu tür yargısal işlemlerin idari davaya konu edilemeyeceği bildirildi. Bununla birlikte yargı organının, önüne gelen uyuşmazlıkta nihai kararını verdikten sonra davadan el çektiği, bu aşamadan sonra kararın nasıl ve ne şekilde yayımlanacağının yargılama sürecinden ayrılan işlem ve faaliyetlerle belirlendiği anlatıldı. AYM’nin, davacının bireysel başvurusu hakkında verdiği nihai kararla yargılama safhasının sona erdiği ancak bu kararın Resmi Gazete’de ve mahkemenin internet sitesinde yayımlanacağına dair bir ifadeye yer verilmediği kaydedildi. Kararda, davalı idarenin temyize karşı savunmasında, “Kararın, 2. Bölüm Başkanı’nca takdir edilerek, Resmi Gazete’de yayımlanmasının öngörülmesi üzerine yayımlandığı” yönündeki ifadenin de kararın yayımlanması aşamasının, yargılama sürecinden farklı bir aşama olduğunu, yayımlamaya ilişkin sürecin idari karar ve işlemlerle gerçekleştirildiğini teyit ettiği vurgulandı. Kararda, şöyle denildi:

“Buna göre, davacının bireysel başvurusu hakkındaki kararın yayımlanmasına ilişkin işlem, yargı fonksiyonunun yerine getirilmesi kapsamında tesis edilen yargısal işlem değil, aksine idari bir işlem olduğundan, davacının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığı kararın, AYM’nin ve Resmi Gazete’nin internet erişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi işleminin de bir idari işlem olduğu, dolayısıyla idari davaya konu edilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.