Çapan, Gazetecilerle Buluştu
Beylikdüzü Semerkand Mado’da gerçekleşen kahvaltı programına bölge basınının tamamına yakını katıldı. Gazetecilere hitap eden Başkan Çapan, “Sizler benim kahramanlarım, ardıç ağaçlarımsınız” diye konuştu.
“GAZETECİLİK RESMİ DOĞRU GÖRMEKTİR”
Gazetecilik kıstaslarının büyük medya gruplarında yazmakla ölçülemeyeceğini söyleyen Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, “Bölgemizin yerel gazetecilerinin her birini kahraman olarak görüyorum. Benim kahramanlarımsınız. Zor şartlara rağmen neler yaptığınızı biliyorum, yakından izliyorum. Cesursunuz. Mektepli olmak gerekmiyor, adamın gayreti olursa her şeyi çözer. Yerel gazeteciler yüreğini ortaya koyuyor, canını koyuyor ve zaman içinde gelişiyorlar. Dolayısıyla büyük gazeteci olmak Hürriyet’te, Milliyet’te, Cumhuriyet’te yazmak değil, doğru haber yapmaktır, doğru resim çekmektir, resmi doğru görmektir” dedi.
“EMEĞİNİZİ ve ÇABANIZI KUTSUYORUM”
Yerel gazetecilerin hayatın gerçeği olduğunu da belirten Dr. Çapan, “Hiç bu kadar çok gazeteci arkadaşla bir araya geleceğimizi düşünmüyordum. Epeyce kalabalık hale gelmişiz. Güzel bir gelişme tabii giderek çoğalmanız. 90’larda çıkan 2 tane gazete vardı bölgemizde. Şimdi her ilçede birkaç gazete çıkmakta. Sizi ulusal basın ya da büyük abiler önemsemeyebilirler ama bence hayatın gerçeği sizlersiniz. Üstelik bu işi Namık Kemaller gibi, Ziya Paşalar gibi alın teriyle, aç kalarak, yoksul kalarak onurlu bir şekilde yaşam mücadelesini sürdürürken bir yandan da hayatta olan her şeye ayna olmaktasınız. Dolayısıyla hepinizin emeği ve çabası kutsanası şeylerdir” diye konuştu.
“TÜRK BASINININ ARDIÇ AĞAÇLARISINIZ”
Türkiye’deki yerel gazetecileri ardıç ağacına benzeten Gürbüz Çapan, sözlerini şöyle sonlandırdı; “Ben gazetecilikten çok anlamam ama iyi okurum. Moliere’in yazmakla ilgili bir anekdotu var; “Yazı yazmak kötü yola düşmek gibidir. Önce sevdiğin için yazarsın, sonra sevdiklerin için yazarsın, sonra da para için yazarsın” diyor. İçinizde para için yazan yok, dolayısıyla durumunuz iyi. Meşakkatli bir hayatınız var ama haysiyetli de bir hayatınız var. Onun için yüksünmenize gerek yok. Kutsal olan, zora el atmaktır. Mesela ağaçların en güzeli ardıç ağacıdır. Kaya arasında biraz toprakta 1 santim bile yer bulsa orada var olabiliyor. Bence siz Türk basınının ardıç ağaçlarısınız. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Türkiye yeni bir dönemece giriyor, zaman zaman konuşacağız. Böyle anlatıyordum, beni ciddiye almıyordunuz. Bakın neler olacak Türkiye’de daha. Yeni Türkiye’nin müjdesini zaten kendiniz buldunuz ayakkabı kutusunda. Hepinize başarılar diliyorum. Hepinizi çok seviyorum. Başka bir zaman buluşmak üzere; saygılar, sevgiler sunarım”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.