Çarşı Davasının Detayları

Çarşı Davasının Detayları
Beşiktaş'ın önde gelen taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında, 'darbe' suçlamasıyla açılan 'Gezi Parkı' davasında ilk gün sona erdi.
Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında, ‘darbe’ suçlamasıyla açılan ‘Gezi Parkı’ davasında sanık savunmalarına geçildi. Duruşmada ilk ifade veren isim Çarşı grubu liderlerinden Cem Yakışkan oldu.

Hakkındaki suçlamaları reddeden Yakışkan, "Gezi parkı olayları sırasında benim Twitter hesabım yoktu. Hiçbir telefon konuşmamda arkadaşları yönlendirmem söz konusu değildir. Telefon görüşmelerinde yer alan ‘mesele birkaç ağaç değil’ sözü bana ait değildir. Yine telefon konuşmalarında yer alan ‘koyun gibi öleceğimize, aslan gibi ölürüz’ sözünü başka bir olay için söyledim. Benim pizzacı dükkanım var. Bacanağım Ahmet Kuas bin liralık pizza siparişi verdi. Bende restoranı yeni açmıştım. İyi bir siparişti. Parayı komşumun banka hesabına havale etti. Bizde pizzaları Divan otelin oraya götürdük" dedi.


"ÇARŞI’NIN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK NİTELENDİRİLMESİNİ REDDEDİYORUM"

"Çarşı’ Beşiktaş’ın kalbinden doğmuş bir taraftar grubudur" diyen Yakışkan, "Çarşı’nın terör örgütü olarak nitelendirilmesini reddediyorum. Çarşı haksızlıkların ve yanlışların karşısındadır. Çarşı her türlü hukuksuzluğa olduğu gibi darbeye de karşıdır. Çarşı taraftar grubunda kimse birbirine talimat vermez veremez. Çarşı toplumun sempatisini kazanmış dünyaca bilinen bir gruptur. Darbe yapma gücümüz olsaydı Beşiktaş’ı şampiyon yapardık" dedi.

Salondaki izleyiciler tarafından sözleri alkışlanan Yakışkan sözlerini şöyle sürdürdü: "Delillerde meşaleden bahsediliyor. Biz o gün optik arkadaşımızın doğum gününü kutlamak için taksimde meşale yaktık. Ben 1981 darbesini ve ne kadar kötü şeyler olduğunu gördüm. Darbe yapmaya çalışmadık, Kimsenin darbe yapmasına da yardımcı olmadık."

Çarşı davasında Beşiktaş'a gönül verenlerin dışında Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor, Göztepe, Karşıyaka ve Adana Demirspor gibi taraftar grupları da Çağlayan Adliyesi'nde bulundu. Dava başlamadan önce taraftar sayısı azdı ancak zaman ilerledikçe Çarşı'ya destek verenlerin sayısı artmaya başladı. Çağlayan Adliyesi'nde toplanan kalabalık grup Türkiye Futbol Federasyonu Başlanı Yıldırım Demirören ve Passolig'i de protesto etti. Berkin Elvan'ın annesi ve babası da Çarşı'ya destek vermnek için Çağlayan Adliyesi'ne geldi.

Çarşı davası başlamadan önce çok duruşma salonunun bulunduğu koridora gelen bazı taraftarlar Çarşı marşları söyledi. Davanın görüleceği İstanbul 13 . Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapısı saat 09.50'de açıldı.

Çok sayıda avukat ve izleyici olması nedeniyle 25 kişilik en küçük salon yetersiz kaldı. Yaşanan izdiham nedeniyle avukat Ömer Kavili, adliyedeki büyük duruşma salonunun boş olduğunu hatırlatarak duruşmanın büyük salona taşınmasını istedi. 

Başkan Tamirci'nin "Sanık avukat izleyici sayısı oturtulabilirdi burada yapmaya çalışacağız çünkü ne kadar mahkeme deplasmana gittiyse Türk hukuk sisteminde hep sıkıntı yaşandı" sözlerine karşılık

Avukat Ali Rıza Dizdar ‘Silivri’ye deplasmana gitmiyoruz aşağıda adliyede büyük duruşma salonu var ben şimdi hangi avukata dışarı çıkın diyeyim" yanıtını verdi.


AVUKATLARDAN TEPKİ

Bazı avukatlar rahat savunma yapamayacaklarını, savcının ise geniş alanda rahat rahat oturduğunu belirterek mevcut durumun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi.

Mahkeme Başkanı'nın 'deplasman' kelimesine tepki gösteren Avukat Ömer Kavili, ''Buradakiler deplasman kartallarıdır. Burada deplasmanda olan biziz'' dedi. Bazı avukatlar da durumu alkışla protesto etti.

Duruşma salonunda ''Biz deplasmanda da kazanırız" sesleri yükseldi.


MAHKEME BAŞKANI: ALKIŞI TRİBÜN GİBİ YAPMAYIN

Sanıkların savunmalarının ardından izleyicilerin alkışlamasına, "Alkışı tribün gibi yapmayın" diye tepki gösteren mahkeme başkanı, sanıkların ifadesini almaya devam ediyor. Sanıklardan Erdener Karataş, Beşiktaş Kongre üyesi olduğunu belirterek, "Örgüt üyesi değilim. Gezi protestoları sırasında Ankara’daydım. Sınav nedeniyle İstanbul’a geldiğimde olaylara denk geldim" dedi.

Gezi olaylarını Ankara’nın Kızılay semtine taşımakla suçlandığı hatırlatılan Karataş’a mahkeme başkanı, "Tam da böyle Ankara’ya gidip geliyorum dedin" diye seslendi. Sanık Karataş ise, "Doğma büyüme Ankaralıyım. İşim nedeniyle Ankara’ya gidip geliyorum. Gezi olayları yüzünden işimi kaybettim" diye konuştu.


"DARBEYLE SUÇLANMAK UTANÇ VERİCİ"

Sanık Volkan Eroloğlu, "Darbeyle suçlanmak benim için utanç verici. Nazmi Furuncu bana Cem Yakışkan’ın 25 bin lira aldığını söylemişti. Eylemde döner bıçağını kullandığımı da ispatlasınlar, buradan aşağıya atarım kendimi. Evde ele geçen döner bıçağı babamın eve getirdiği bıçaklardan biridir. Çarşı ile ilgim yok, darbeyle hiçbir alakam yok" dedi.


"ÇARŞI BİZİZ, BURADAYIZ, AMA DARBECİ DEĞİLİZ"

Burak Bulut adlı sanık da Borsa’da çalıştığını söyleyerek, "Olay günü telefonum çaldı. Telefonu ’Direniyoruz abi’ diyerek açtım. Trafikteydim, buradan sadece seyir halinde direnme suçu çıkabilir. ’Diren İMKB’ de demiş ve sosyal medyada yazmıştım. Olaylardan dolayı yaşanan düşüş nedeniyle yazmıştım bunu. İlk gece Beşiktaş’ta iş yemeğindeydim. Olayla ilgim yoktur. Beşiktaş’tan Taksim’e giden herkes Başbakanlığa yürümekle suçlanabilir" diye konuştu.

Sanıklardan Ayhan Güner de, "Çarşı biziz, buradayız, ama biz darbeci değiliz. Çarşıya darbe yapılıyor. Bu ilkeyi en iyi tanıtan Çarşı grubudur" şeklinde konuştu.


"LİVERPOOL İLE MAÇIMIZ VAR, YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞIMIN KALDIRILMASINI İSTİYORUM"

Sanık Erdem Işık ise telefon tapelerine ilişkin savunmasında, "Seda kız arkadaşımdır. Telefonda, ’Artık benim bir davam var. Ya burada öleceğim ya da hayatta kalıp direneceğim’ sözlerini evdeyken ona hava atmak için söyledim. Evde ele geçirilen pet şişedeki sudur, patlayıcı değil. Bir ricam var; Ben Beşiktaşlıyım, Liverpool ile maçımız var, bu nedenle yurtdışı yasağımın kaldırılmasını istiyorum" dedi.


"ANAYASAL VE DEMOKRATİK HAKLARIMI KULLANARAK GÖSTERİLERE KATILDIM"

Sanıklardan Emre Işık, Beşiktaşlı olduğunu ancak Çarşı grubunun üyesi olmadığını belirterek, "Ben Maltepe Beşiktaşlılar Grubu’nu kurdum. Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak gösterilere katıldım. Hiçbir polise taş atmadım, taşkınlık yapmadım. Darbe ve örgüt suçlarını kabul etmiyorum" diye konuştu.


"BU DAVA BOŞANMAMA NEDEN OLDU"

Sanık Engin Sarar da hiçbir eyleme katılmadığını ifade ederek, "Gezi Otel’in resepsiyonistiyim, yani işyerim orasıdır. Orada aslında mağdur oldum. Bütün gün gaz altında kaldım. Suçlamaları kabul etmiyorum. İyi bir insan ve iyi bir Beşiktaşlıyım" dedi.

Bir diğer sanık Murat Eroğlu ise,"Bu dava boşanmama neden oldu. Terör örgütü üyeliğiyle suçlandığım için eşim korkup gitti" dedi.


"PANKARTLARIM DÜNYACA ÜNLÜDÜR"

Sanık Erol Özdil, "Herhangi bir yürüyüşe katılmadım. Polisle karşı karşıya gelmedim. Çarşı’yı kuran 2-3 kişiden biriyim. Pankartlarım dünyaca ünlüdür. Stadın içinde pankart odam var. Pankartları yaparken maske kullanırım. Evde ele geçirilen maskeler onlardır. Yıldırım Demirören ve Fikret Orman buna şahitlik yapabilir. Gezi Parkı’ndaki hiçbir pankartı ve duvarlardaki Çarşı imzalı yazıları ben yazmadım" diye konuştu.

Sanıklardan İbrahim Aydın da, "Çarşı taraftarı bir ruhtur, ağaçtır. Beşiktaş dalıdır. Beşiktaş örgütse, biz de bu örgüte üyeyiz. İsnat edilen suç zamanı eşimle balayındaydım. Şairin de dediği gibi, ’Aşk örgütlenmektir’" dedi.


DURUŞMADA İLK GÜN SONA ERDİ

Dava hakimi, adli kontollerin devamına, 27 sanığın yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılmasına karar verdi. Sanıklara tutuklamanın olmadığına hükmedildi. Stat müdürü, Yıldırım Demirören ve Fikret Orman’ın tanık olarak dinlenmesi talepleri reddedildi. Hakim adli kontollerin devamına, yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılmasına hükmetti ve davayı 2 Nisan 2015 tarihine erteledi. Ayrıca sanıkların tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.