Depremleri önceden bilmek mümkün! Mü?
Yayınlanma:
Güncelleme:
Teknoloji ve bilimsel çalışmalarla artık geleceğe dair veriler toplayabiliyoruz...
Peki, insanoğlunun en çok tedirgin olduğu konulardan biri olan deprem hakkında önceden yerini, şiddetini ve zamanını öğrenmemiz mümkün değil mi? Günümüzde biliminsanları depremin nerede gerçekleşeceğini önceden tespit edebiliyor olsa da zamanını ve şiddetini tahmin edemiyorlar. DI!.. Bugün gelen bir haberle binlerin hayatını kurtarabilecek bir gelişme yaşandı.
Amerikalı bir jeolog ve ekibi yaptıkları çalışmalarla depremin nerede olabileceği konusundaki tahminlerinin yanında artık şiddetini de öngörebildiklerini açıkladılar. Güney Florida Üniversitesi’nden jeolog Timothy H. Dixon konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi “ Plakaların kaymasıyla oluşan “Dalama- Batma Zonu” olarak tabir edilen depremlerin örneği en son 2004’te Sumatra’da ve 2011’de Japonya’da yaşandı. Bu depremler her ne kadar büyük ölçüde yıkım olarak karşımıza çıkmasa da tsunamilere dönüşerek insanoğlunun karşısına ikinci bir darbe olarak çıktı. Bu konu üzerine ekibimle yüksek hassasiyette GPS hesaplamalarıyla yavaş hareket eden kayma olaylarını inceliyoruz. Bunlar bir tür yavaş çekimde depreme benziyor ve bu verileri standart aygıtlarla algılanamıyorlar.
Yavaş kayma olayları fay hatlarının bir tür rahatlama hareketidir ve büyük depremlerin olmaması için bu tür ufak kaymalar büyük şiddetli depremlerin önüne geçen ufak çapta enerji boşalımı sağlar.
Bunun gerçekleştiği bölgelerde ise büyük deprem olma riski azalmış olur.” Araştırmaya katılan uzmanlar bu konunun çok önemli olduğunu ve ufak çatlamalarla enerji boşalımlarının oldukça faydalı olduğunu aksi takdirde bir çatlama ne kadar büyük olursa depremin de o kadar büyük ve yıkımlara sebep olacağını belirtiyor.
İnsanoğlunun depremin ne zaman gerçekleşeceğini bilmek istediğini ancak şuan bu isteklerine teknoloji anlamında cevap verecek bir yöntemin henüz bulunamadığına değinen Dixon, geliştirdikleri GPS ile deprem tespiti yönteminin henüz sadece tahmini deprem şiddetini tespit edebildiğini ifade ediyor.
GPS teknoloji sayesinde elde edilen bu veriler derin denizler ve okyanuslarda sinyal kaybı sebebi ile net sonuçlar veremese de karada bulunan fayların muhtemel kurulma şiddetlerini büyük ölçüde tespit edebiliyor.
Bu gelişme ile bölgedeki insanrmasından unuttunuz mu?copyların binalarını kontrol etmeleri ve muhtemel bir depremden korunmaları da mümkün kılınıyor. İlerleyen süreçte tahmini zaman aralıklarının da yapılabileceğini belirten Dixon sözkonusu tahminleri depremülkelerinin o bölgelerde yaşayan kişilerle paylaşması büyük çaptaki can ve mal kayıplarının önüne geçebileceğini vurguluyor. Peki siz ülkemizde beklenen büyük depremleri günlük hayatın koştu.
Amerikalı bir jeolog ve ekibi yaptıkları çalışmalarla depremin nerede olabileceği konusundaki tahminlerinin yanında artık şiddetini de öngörebildiklerini açıkladılar. Güney Florida Üniversitesi’nden jeolog Timothy H. Dixon konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi “ Plakaların kaymasıyla oluşan “Dalama- Batma Zonu” olarak tabir edilen depremlerin örneği en son 2004’te Sumatra’da ve 2011’de Japonya’da yaşandı. Bu depremler her ne kadar büyük ölçüde yıkım olarak karşımıza çıkmasa da tsunamilere dönüşerek insanoğlunun karşısına ikinci bir darbe olarak çıktı. Bu konu üzerine ekibimle yüksek hassasiyette GPS hesaplamalarıyla yavaş hareket eden kayma olaylarını inceliyoruz. Bunlar bir tür yavaş çekimde depreme benziyor ve bu verileri standart aygıtlarla algılanamıyorlar.
Yavaş kayma olayları fay hatlarının bir tür rahatlama hareketidir ve büyük depremlerin olmaması için bu tür ufak kaymalar büyük şiddetli depremlerin önüne geçen ufak çapta enerji boşalımı sağlar.
Bunun gerçekleştiği bölgelerde ise büyük deprem olma riski azalmış olur.” Araştırmaya katılan uzmanlar bu konunun çok önemli olduğunu ve ufak çatlamalarla enerji boşalımlarının oldukça faydalı olduğunu aksi takdirde bir çatlama ne kadar büyük olursa depremin de o kadar büyük ve yıkımlara sebep olacağını belirtiyor.
İnsanoğlunun depremin ne zaman gerçekleşeceğini bilmek istediğini ancak şuan bu isteklerine teknoloji anlamında cevap verecek bir yöntemin henüz bulunamadığına değinen Dixon, geliştirdikleri GPS ile deprem tespiti yönteminin henüz sadece tahmini deprem şiddetini tespit edebildiğini ifade ediyor.
GPS teknoloji sayesinde elde edilen bu veriler derin denizler ve okyanuslarda sinyal kaybı sebebi ile net sonuçlar veremese de karada bulunan fayların muhtemel kurulma şiddetlerini büyük ölçüde tespit edebiliyor.
Bu gelişme ile bölgedeki insanrmasından unuttunuz mu?copyların binalarını kontrol etmeleri ve muhtemel bir depremden korunmaları da mümkün kılınıyor. İlerleyen süreçte tahmini zaman aralıklarının da yapılabileceğini belirten Dixon sözkonusu tahminleri depremülkelerinin o bölgelerde yaşayan kişilerle paylaşması büyük çaptaki can ve mal kayıplarının önüne geçebileceğini vurguluyor. Peki siz ülkemizde beklenen büyük depremleri günlük hayatın koştu.
Silivri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.