Erdoğan: “Elinde molotof değil kitap olan öğrenciler istiyoruz“
Yayınlanma:
Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu'nu ziyaret ederek rektörler ile bir araya geldi.
YÖK Binası'nda rektörlere hitap eden Erdoğan, çözüm sürecine yönelik silah bırakma çağrısı hakkında "On binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan terör meselesinin çözümü konusunda çok kritik bir dönemdeyiz. Terör örgütünün silah bıraktığını açıklaması ülkemizde demokrasinin, huzurun, hukukun, güvenin tesisini sağlayacak önemli bir eşik olacaktır. Bu sadece lafla olmaz. İrlanda'ya bakıyorsunuz orada İRA, ben diyor gömdüm. Nereye? Betone gömdüm diyor. Betona gömdüğünü görüntülü olarak yerinde tespit ediyorlar. Bütün silahlar betona gömülmüş. İRA orada inandırıcılık testini kazanmış oluyor. Ama bizdeki teröristler böyle bir adım atamıyor. Çünkü o adımı attığı anda varlık sebepleri ortadan kalkacak. Varlık sebepleri o. Temenni ederim ki bu son gelişmelerde sözde kalmaz uygulamaya geçilir. İşin kamu güvenliğini tehdit eder boyuta gelmesine de izin veremeyiz" dedi.
"ÜNİVERSİTELERDE ELİNDE MOLOTOF OLAN DEĞİL, KİTAP OLAN ÖĞRENCİLER İSTİYORUZ"
Konuşmasının başında YÖK'ü ilk kez ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, "Yükseköğretim Kurulu'na yaptığım bu ziyaret bir ilktir. 12 yıllık başbakanlık dönemimde maalesef böyle bir ziyaret olmadı. Böyle bir ziyaret ilk defa gerçekleşiyor. Bundan dolayı ayrıca bir heyecanım ve duygusallığım var" sözlerini ifade ederek "Uzun yıllar bilimle, araştırmayla, eğitimle değil; kavgayla, kamplaşmayla, yasaklarla alınması önemli bir sıkıntımızdı. Öğrencilik yıllarımda üniversitede ben de yaşadım. Türkiye, 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta darbecilere yol gösteren onlara meşruiyet sağlama çabası içine giren üniversite hocaları gördü. 27 Mayıs'ta kamyonla taşınan öğrenci cesetlerinden bahsederek kamuoyunu galeyana getiren üniversite rektörleri olduğunu biliyoruz. 28 Şubat'ta gösterilerde pankart taşıyarak ünvanlarına ihanet eden hocaları ibretle izledik. Bu ülkede başı örtülü öğrencileri okula sokmamak için üniversite fakülte kapısında nöbet bekleyen hocaların varlığına şahit olduk. Benim çocuklarım aynı akıbete uğradı. Biz demokrasi, insan hakları ve özgürlük temelindeki reformlarımızla üniversiteleri bu tür tartışmaların da dışına çıkarmanın çabası içinde olduk. Üniversitelerdeki hocalarımızı kimlikleriyle, şahsiyetleriyle, birikimleriyle çelişecek işlerin içinde olmaktan kurtardığımıza inanıyorum. Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa bundan sonra da onu yapmanın gayreti içerisinde olacağımızı özellikle ifade etmek isterim. Biz kendi yanımızda olacak değil, hakkında ilmin safında yer alacak profesörler, doçentler, araştırma görevlileri istiyoruz. Türkiye'nin kargaşanın kavganın terörün hakim olduğunu üniversite kampüslerine değil, araştırmanın öğrenmenin hakim olduğu eğitim ocaklarına çok ama çok ihtiyacı var. Üniversitelerde elinde taş olan, sopa olan, molotof olan değil kitap olan, bilgisayar olan öğrenciler görmek istiyoruz. Bu ülkenin başbakanlığına, bakanlıklarına orayı tahrip etmek için değil, orada Türkiye'nin geleceğini müzakere etmek için yürüyen öğrenciler görmek istiyoruz" diye konuştu.
"BUNLARIN NE KADAR SAMİMİYETSİZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR"
Çözüm sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2023 hedeflerimize ulaşma konusunda çözmemiz gereken sorunlar olduğunu biliyoruz. Bunların bir tanesi malum çözüm sürecidir. Geçmişte milyonlarca vatandaşımızın mağduriyetine yol açan eksiklikleri gidermek. Bugün artık ne temel hak ve hürriyetler konusunda ne alt yapı yatırımlarında şikayet etmeyi gerektirecek önemli meseleler kalmadığına inanıyorum. Hakkari'de bugün terörün engellediği havalimanı yapımı var. Maalesef terör sebebiyle 1 yıl ertelendi. Teröre rağmen o havalimanı bitecek. Çünkü biz Kürt vatandaşlarımızın da buna layık olduğuna inanıyoruz. Ama onları sevdiklerini iddia edenler o tür yatırımları maalesef engellenmenin gayreti içerisinde. Bu nasıl sevgi? Bir taraftan diyeceksiniz ki biz Kürtlerin temsilcisiyiz. Öbür taraftan Kürt vatandaşıma bir havalimanının yapımını engelleyeceksin. Bunların ne kadar samimiyetsiz olduğu zaten buralarda ortaya çıkıyor. Böyle bir çelişkiyle karşı karşıyayız. Bunlar aşılacak. Ben buna inanıyorum. Yeter ki biz kararlı, cesur olalım" ifadelerini kullandı.
"BİZDEKİ TERÖRİSTLER ADIM ATAMIYOR"
Çözüm sürecine ilişkin olarak silah bırakma çağrısı hakkında konuşan Erdoğan, "On binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan terör meselesinin çözümü konusunda çok kritik bir dönemdeyiz. Terör örgütünün silah bıraktığını açıklaması ülkemizde demokrasinin, huzurun, hukukun, güvenin tesisini sağlayacak önemli bir eşik olacaktır. Bu sadece lafla olmaz. İrlanda'ya bakıyorsunuz orada İRA, ben diyor gömdüm. Nereye? Betone gömdüm diyor. Betona gömdüğünü görüntülü olarak yerinde tespit ediyorlar. Bütün silahlar betona gömülmüş. İRA orada inandırıcılık testini kazanmış oluyor. Ama bizdeki teröristler böyle bir adım atamıyor. Çünkü o adımı attığı anda varlık sebepleri ortadan kalkacak. Varlık sebepleri o. Temenni ederim ki bu son gelişmelerde sözde kalmaz uygulamaya geçilir. Devlet hükümetiyle üzerine düşenleri titizlikle yerine getirmiştir, getirmeye devam ediyor. İşin kamu güvenliğini tehdit eder boyuta gelmesine de izin veremeyiz" şeklinde konuştu.
"ÜNİVERSİTELERİ BELLİ GRUPLARIN POTANSİYEL EYLEM ALANLARI OLMAKTAN ÇIKARMALIYIZ"
Üniversitelerde yaşanan olayları hatırlatan Erdoğan, İç Güvenlik Paketi vurgusu yaparak "Meclis'te görüşülen İç Güvenlik Paketi bu konuda ilgili kurumlarımıza önemli imkanlar sağlayacaktır. Bir süre önce İzmir'de yaşanan ölümlü hadise onun öncesinde ve sonrasında pek çok yerde yaşanan gerginlikler bizlere üniversitelerde hassasiyeti tekrar hatırlatıyor. Üniversitelerimizin yasalara aykırı, çözüm sürecinin ruhuna aykırı şiddete yönelik hiçbir eyleme izin vermemeleri gerekiyor. Demokrasi ve özgürlük ortamını muhafaza etmek başkadır, ülkenin bekasına milletin geleceğine yönelik tehlikeler karşısında tedbir almak başkadır. Bu ince çizgiyi çok iyi gözeterek üniversiteleri belli grupların potansiyel eylem alanları olmaktan çıkarmalıyız" açıklamasında bulundu.
"PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA MÜCADELE BENİM ŞAHSİ MESELEM DEĞİLDİR"
Paralel devletle mücadele konusunda üniversitelerden hassasiyet beklediğini ifade eden Erdoğan, "Diğer bir önemli meselemiz devletin ve toplumun içine kanser hücresi gibi sızmış olan paralel devlet yapılanmasıyla mücadeledir. Bu benim şahsi meselem değildir. Bu devletin Milli Güvenlik Kurulu dahil tüm organlarında görüşülmüş, tespiti yapılmış, teşhisi konmuş ve mücadele kararı alınmış bir meseledir. Üniversitelerimizin bu konuda hassasiyet göstermesini, devletin ve milletin çıkarları doğrultusunda bu yapıya karşı kararlı bir tutum içinde olmasını bekliyorum" dedi.
"BAŞKA KÜLTÜRDEKİ KADIN ALGISINI GETİRİP BİZİM TOPLUMUMUZA GİYDİRMEYE KALKARSANIZ NETİCE ALAMAZSINIZ"
Kadına yönelik şiddetin engellenmesi konusunda yürütülen çalışmaların gerekli etkiyi oluşturmadığını savunan Erdoğan, "Kadına şiddet ve kadın hakları meselesi cumhurbaşkanı olarak yakın takibimde olacaktır. Bu amaçla kadına şiddet, insanlığa ihanettir; sloganıyla bir kampanya başlattık. Ancak bu çalışmaların gerekli etkiyi oluşturamadığını görüyoruz. Benim tespitim bu çalışmaların gerçekten etkili olabilmesi için kendi tarihimize, kendi inancımıza uygun bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğidir. Bir başka kültürdeki kadın algısını getirip bizim toplumumuza giydirmeye kalkarsanız oradan netice alamazsınız. Üniversitelerimizden kadınlarla ilgili ülkemiz gerçeklerine uygun bir program oluşturmalarını bekliyorum" diye konuştu.
Ümit KOZAN - Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA)
Silivri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.