KANAL İSTANBUL ABD PROJESİDİR!
Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Temsilciler Meclisi Toplantısı Ankara Eğitim-Sen Sosyal Tesisleri Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda gündemdeki konular tartışıldı. Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan'ın da katıldığı ve iki günlük toplantı sonucunda bir bildiri yayınlandı. Yayımlanan bildiride atalık tohumlarının satışı önündeki yasağın kalkması ve yaygın olarak ekiminin sağlanması ile atalık tohumları kullanan çiftçilere teşvik verilmesi istendi.
Van Gölü korunmalı
Bildiride Van Gölü'ne de değinilerek, "Van Gölü bir dünya değeridir. Giderek yok olmaktadır. Sahip çıkılması ve Kıyısındaki yasal olmayan yapılaşmanın önlenmesi gerekmektedir. Van denizinin kirliliği önüne geçilmesi için, acilen önlem alınması Van denizi havzasında yaşayan 1 milyon 200 bin insanın, başta Van merkez ilçeleri ve bağlı yerleşim yerleri ile Bitlis iline bağlı Van denizine sınırları olan yerleşimlerin kanalizasyonları deşarj edilmemeli zorunlu durumlarda ileri biyolojik arıtma yapmaları, Van denizine akan dere, çay , ırmak, kanal vb. akarsulara da gelen evsel atıklar, karışan kanalizasyonlar, su hakkının kendisinin olduğunu söyleyen ve suyu meta olarak pazarlayan DSİ ve diğer yetkililerin çözüm bulmaları en önemlisi Van Gölü Koruma Kanunu çıkması için çaba sarf edilmesi gerekmektedir" önerisinde bulunuldu.
Kanal İstanbul yapılmasın!
Bildiride Kanal İstanbul'un Montrö Anlaşmasını delme amacı taşıyan bir ABD projesi olduğu iddia edilerek, "Ekolojik dengeyi bozacak bir projedir. Bu ekonomik kriz ortamında halkımız açlık ve işsizlikle boğuşurken Kanal İstanbul için harcanacak paraların deprem bölgelerindeki hasarlı yapı stoklarının yenilenmesi için harcanması daha akılcı olacaktır. Silivri Çevre Derneği olarak Kanal İstanbul projesine yerel sivil toplum örgütleriyle birlikte karşı çıkıyoruz. Bölgemize vereceği olası zararları hep birlikte önleyeceğiz. Bunun yanında Silivri Seymen çöplüğünün kapatılmasını istiyoruz. Silivri olarak, İstanbul’un Çöplüğü olmak istemiyoruz. Birinci sınıf tarım alanlarının imara açılmasına karşıyız. Eskişehir’de Alpu Termik Santralı kurulmasına karşıyız. Havayı, suyu, toprağı kirletecek olan kömürlü termik santral yapılmasından vaz geçilmelidir. Eskişehir’in kullanma suyu olan Porsuk Çayı kirletilmesinin ve kirlenmenin önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu konuda ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz" uyarısı yapıldı.
İmar barışı değil talandır
Bildiride kentsel dönüşüm ve imar barışına da değinilerek, "Rantsal Dönüşüm, kapitalist anlayışla doğanın talanı, derelerin, meraların yakılan orman alanları, yakılan sazlık alanlardaki yapılaşma, sit alanları ve tarihi yerlerdeki yapılaşmaya yol açan bu uygulama, İmar Barışı değil talandır. Bu talana karşı çözüm yaratılmalı talana dur denilmelidir. Kirazlıdan başlayıp Kaz Dağlarına kadar uzanan bir sahada orman kıyımı ile başlamaktan çekinmeyen altın şirketinin orman kıyımını pervasızca artırdığına tanık olmaktayız. Sırada daha onlarca böyle şirket vardır ve bunlar siyanürle ayrıştırma yöntemiyle acık ocak işletmesidir. Çanakkale'nin tek içme ve sulama barajı olan ve 160 bin kişiye hizmet veren Atikhisar Barajı büyük risk altındadır. Ayrıca Dünya mirası birçok endemik türün habitatı, mitolojinin doğduğu yer, Avrupa da en zengin oksijen üreten yerlerden olan Kaz Dağları’nda büyük doğa tahribatı başlamıştır" denildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.