Tahir Elçi'yi son yolcuğluğuna 50 bin kişi gözyaşlarıyla uğurladı
Yayınlanma:
Güncelleme:
DİYARBAKIR'da dün çatışmalarda zarar gören Dört Ayaklı Minare'de basın açıklamasının ardından çıkan çatışmada kurşunla vurularak ölen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, bugün yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, dün merkez Sur İlçesi'nde bulunan kentin simgelerinden tarihi Dört Ayaklı Minare'de basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından Gazi Caddesi üzerinde güvenlik güçlerinin takibinde olan araçta bulunanların ateş açıp 2 polisi şehit edip, 1 polisi de yaraladıktan sonra Elçi'nin de bulunduğu minarenin bulunduğu bölgeye ellerinde silahlarla kaçmaları üzerine bölgede bulunan polislerin ateş açmasıyla çıkan çatışma sırasında Elçi, ensesinden tek tkurşunla yaşamını yitirdi.
Hayatını kaybeden Elçi'nin cenazesi bu sabah saatlerinde Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi morgundan avukatlar tarafından omuzlarda alındı. Elçi'nin tabutunun üzerine Diyarbakır Barosu'nun amblemi olan bir örtü serilerek, cenazesi töreninin yapılacaı Koşuyolu Parkı'na doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş sırasında Elçi'nin fotoğrafının bulunduğu Türkçe ve Kürtçe, 'Seni unutmayacağız' yazılı pankart taşındı. Omuzlarda cenaze aracına kadar omuzlarda taşınan Elçi'nin cenazesi Elazığ Caddesi üzerindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası önünde üzerinde Elçi'nin fotoğrafı bulunan ve 'Barış elçisi' yazılı fotoğrafının bulunduğu cenaze aracına alındı. Aracın önünde CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili ve eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Büyükşehir belediye Eş Başkanı Fırat Anlı, avukatlar ile vatandaşların bulunduğu grup yürüyerek, 3 kilometre mesafedeki Koşuyolu Parkı'na gitti.
50 BİN KİŞİ KATILDI
Elçi için, Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlenen cenaze törenine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 80 ilin baro başkanları, HDP'li milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir belediye Başkanı Gültan Kışanak, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar'ın da aralarında olduğu belediye başkanları, lçi'nin eşi Türkan, çocukları Arin, Nazelin ile yaklaşık 50 bin kişi katıldı.
DEMİRTAŞ: YATAĞINDA ÖLMEYECEĞİNİ BİLENLERDENDİ
Törende konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Elçi'ye Allah'tah rahmet, tüm ailesine başsağlığında bulunarak, şunları söyledi:
“Allah bir daha bir yoldaşımızın tabutu üzerinde konuşmaya mecbur etmesin. Elçi, halkımıza emanet olsun. Barış, özgürlük, demokrasi uğruna adanmış bir ömür. Herhalde bu yola adanmış bir ömür, böylesi bir dönemde, yumuşak bir yatakta son bulmayacaktı. Tüm özgürlük sevdalıların geçiş yolu budur. Allah hepimize böyle bir yaşam ve ölüm nasip etsin. Önemli olan nasıl öldürüldüğümüz değil, nasıl yaşadığımızdır. Bizler her saniyemizi halkımızın değerlerine, kutsallarımıza adayarak yaşayacağız. Tahir Elçi böyle demişti. Son saniyesine kadar barışı ağzından eksik etmemişti. Topraklarımızda çok acı, ölüm, kan gördük. Her gün cenazeler kaldırdık. Morg ve mezarlık kapılarında büyüdük. Ama bunu kader olarak kabul etmedik. Bu topraklara barış getireceğiz. Elçi'nin dediği gibi kan, ölüm istemedik. Topraklarımızda barış içinde yaşamak istedik. Ahmet Arif'in dediği gibi, 'Bu dur, katlimize ferman'. Koşullar ne olursa olsun barış savunmak için cesur olmak gerekir. Bunun için bedel ödemek gerekir. Tahir Elçi biliyordu. Yatağında ölmeyeceğini bilenlerdendi. Hepimiz bu yola böyle çıktı. Çocuklarımız yataklarında rahat ölsünler diye canımız ortaya koydu. Bizi böyle korkutacakların zannediyorlarsa yanılıyorlar. Sevgili eşinin de belirttiği gibi binlerce on binlerce faili belli insan karşılayacak Tahir'i. Onların da yaşam öyküleri Kürdistan toprağı gibi acılıdır. Her birinin acı öyküsü toprağımız acılı tarihi ile aynıdır. Seni bu topraklar emanet ediyoruz. Şükürler olsun ki dostlarımız, halkımız var. Mücadeleni sürdürecek yiğit gençlerimiz var. Bu gün yüz binler ardından yürüyor."
"CİNAYETİN TAM OLARAK AYDINLANACAĞINDAN ŞÜPHEMİZ VAR"
Demirtaş, cinayetin aydınlanacağından şüpheleri olduğunu belirterek, "Bu cinayetin tam olarak aydınlanacağından şüphemiz var. Haklı olarak şüphemiz var. O kadar çok yaşandı ki, hiç birini adalet sağlanacak diye rahat uğurlamadık. Bu devlet hiçbir zaman bizim devletimiz olamadı. Eline geçiren kendi mülkü gibi kullandı. Herkesin, hepimizin olsun diye çok uğraştık. Tahir'i öldüren devlet değil, devletsizliktir. Kürt halkı bunu çok iyi bilsin. Çünkü biliyoruz ki barış elçisi başkanımızın arkasından 'oh olsun' diyen maalesef on binler de var. Ankara'da bu acıyı yüreğinde hissetmeyen bir yönetim var. Nasıl devletimiz diyebiliriz. Acıda bile ortaklaşamayan bir toplum nasıl bir arada yaşayabilir. Biz bu özgürlük mücadelesini, kervanın başarıya ulaştıracağız. Gözün arkada kalmasın Tahir Elçi. Böyle olmasını istemezdik. Keşke bize nasip olmasaydı senin tabutunun önünde konuşmak. Kolay değil ama bu günlerde geçecek. Tüm acılar bu topraklarda bir gün çiçeğe dönecek. Tüm şehitlerimize tüm doğa selam duracak" dedi.
TÜRKAN ELÇİ: BİZİM GİBİ FAİLİ MEÇHULLERE BİR ÖMÜR ADADIN
Törende sık sık çocukları Arin ve Nazelin'e sarılarak gözyaşları döken Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, "Seni faili meçhuller ordusu karşılayacak. Tanıtmaya ne hacet, seni bütün faili meçhuller, seni bütün ailen tanır. Biz seni buradan izledik. Bizim gibi faili meçhullere bir ömür adadın. Kaldı mı senin gibi kınalı güvercinler. Elçi'nin gülümseyen yüzüne bir akşam inecek. Valla ne diyeyim, geldiğim yerde topu topu bir avuç güvercin vardı. Leş kargalar, kartallar, şahinler kol geziyordu. O'na diyecekler 'Sen bizi savundun, peki, seni kim savunacak?' Benim gibi düşünen eşim var, arkadaşlarım var' diyecek. 'Bugün dilekçe verdim, yurtdışı yasağım kalktı, artık özgürüm, kıtaları, denizleri fersah fersah gezeceğim.' Bütün faili meçhuller onu bağrına basacak. Dört Ayaklı Minare'nin en tepesine konulacak. 'Tarih anlayacak beni. Kirli medya, beni hedef gösteren gazeteler hoşça kalın, beni anlamak istemeyenler, dudak bükenler, geçirdiğim işkence tezgâhları, faili meçhulün yetimleri hoşçakalın, çocuklarım, eşim hoşçakalın' diyecek" dedi.
Silivri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.