Fenerbahçe UEFA'ya Resti Çekti
Yayınlanma:
Güncelleme:
Sarı lacivertli kulüp, UEFA disiplin müfettişinin hazırladığı raporla ilgili ilk değerlendirme ve itirazlarını açıkladı.
Fenerbahçe'nin UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi- Sarı-lacivertli kulüp, UEFA disiplin müfettişinin hazırladığı raporla ilgili ilk değerlendirme ve itirazlarını açıkladı:
"Raporun dayanağı olan 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararı, iç hukukumuz bakımından kesin ve nihai nitelikte bir karar değildir"
"Henüz temyiz mahkemesi tarafından bir karar verilmediği olgusu göz önünde tutulduğunda, hazırlanan rapor Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olup, rapora dayanak kararın bozulması ve delilerin hukuka aykırılığının tespiti halinde, bu rapor ve rapora dayalı yapılan yargılama konusuz kalacaktır"
"Eğer rapora itibar edilecek ise dayanak teşkil eden 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararının, Yargıtay temyiz aşamasının geçirilerek,
kesinleşmesinin beklenmesine karar verilerek, disiplin yargılaması sürecinin kararın kesinleşmesine kadar ertelenmesini talep ederiz"
Fenerbahçe Kulübü, UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmesiyle ilgili ilk değerlendirme ve itirazlarını açıkladı.
Sarı-lacivertli kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, UEFA Disiplin müfettişi Miguel Lietard Fernandez-Palacios tarafından tanzim edilen 31 Mayıs 2013 tarihli disiplin raporunun kulübe ulaştığı belirtilerek, rapor üzerine ilk anda yapılan değerlendirmelere dayalı itiraz ve taleplerin UEFA Disiplin Kurulu'na sunulduğu bildirildi.
Hazırlanan raporda kulüp ve ilgili yöneticilerin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) hukuk organları, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay'da yapmış olduğu savunmalara "tek satır dahi olsa" yer verilmediği savunulan açıklamaya şöyle devam edildi:
"Rapor sadece 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin (halen kesinleşmemiş) kararına dayanılarak hazırlanmıştır. Raporun hazırlanmasında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 59'uncu maddesi gereğince futbol disiplin hukuku bakımından kesin ve nihai karar vermeye münhasıran yetkili kılınmış olan TFF hukuk organlarının konuya ilişkin kararlarının göz ardı edildiği hatta yok sayıldığı anlaşılmaktadır. Hatırlatmak isteriz ki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 59'uncu maddesi uyarınca TFF hukuk organlarının rapora konu olay hakkında vermiş oldukları kesin ve nihai kararlar (mahkemeler dahil olmak üzere) hiçbir makam ve merci tarafından değiştirilemez nitelikteki kararlardır. Bu itibarla konuya ilişkin olarak TFF hukuk organlarının vermiş oldukları kesin ve nihai kararlar, iç hukukumuz bakımından tartışılmaz nitelikte yargı kararlarıdır. Oysaki raporun dayanağı olan 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararı, iç hukukumuz bakımından kesin ve nihai nitelikte bir karar değildir."
"Futbolun yönetiminin özerkliğine vurulmuş bir darbe"
UEFA disiplin müfettişinin, TFF hukuk organları kararlarına değil de 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararına itibar etmesinin, UEFA tarafından dile getirilen "futbol hukukunun bağımsızlığı" prensibine aykırı olduğu ileri sürülen açıklamada, "Bu şekli ile rapor, UEFA tarafından yıllar boyu sürdürülen mücadele neticesinde tartışmasız bir hale gelen futbolun yönetiminin ve yargısının özerkliğine vurulmuş bir darbe ve UEFA'nın ilke ve prensiplerinin inkarı mahiyetindedir. UEFA uzun yıllardır ulusal yargı organlarının futbolun yönetimine ve yargısına müdahalesine karşı ısrarlı bir direnç içindeyken, sayın raportörün TFF hukuk organlarının konuya ilişkin kesin ve nihai kararlarını yok sayması, asla kabul edilemez bir durumdur" görüşlerine ver verildi.
Sarı-lacivertli kulübün açıklamasında, 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin özel yetkili mahkeme olarak kurulduğu ve futbol hukukunda herhangi bir uzmanlığı olmadığı öne sürülerek, şunlar kaydedildi:
"Özel yetkili mahkemelerin yargılama usulleri, delil toplama ve değerlendirme yöntemleri ile savunma hakkına yönelik kısıtlamaları, Avrupa Birliği ilerleme raporunda tartışma konusu yapılmış ve nihayetinde aynı düşünceyi paylaşan yasa koyucu tarafından hazırlanan yasa tahtında özel yetkili mahkemelerin faaliyetine son verilmiştir. Yine unutmamak gerekir ki olaya ilişkin olarak özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde ne soruşturma ne de kovuşturma safhasında spor hukuku normlarına uygun bir şike yargılaması yapılmamıştır. Hatta yargılamadaki delil ikamesi dahi özel yetkili mahkemeleri yetkili kılmak için spor hukuku normları dışındaki konulardan yapılmıştır."
Açıklamada, kulübün davayla ilgili temyiz itirazının olduğunu ve henüz sonuçlanmadığı aktarılarak, "Rapora dayanak olan telefon konuşmalarının 'yasak ağacın meyvesi de yasaktır' kuralı gereğince hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna ilişkin temyiz itirazlarımız mevcut olup, bu hususta da temyiz mahkemesi henüz kararını vermemiştir" ifadeleri kullanıldı.
"AİHM'e müracaat ve tazminat taleplerimizi saklı tutuyoruz"
Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin dayandığı "yegane" delilin "hukuki geçerliliği tartışılan" telefon konuşma tapeleri olduğu öne sürülen açıklamaya, şu şekilde devam edildi:
"Bir kez daha tekrarlarız ki; İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararı henüz kesinleşmemiştir. Karara karşı yapılan temyiz başvurusunun temeli ise mahkemece karara dayanak olarak alınan delillerin hukuka aykırı nitelikte deliler olduğu yönündedir. Delillerin hukuka aykırı nitelikte olup olmadığı hususunda temyiz mahkemesi ise henüz kararını vermemiştir. Mahkeme kararının ve özellikle karara dayanak yapılan delillerin hukuka uygunluğu hususunda henüz temyiz mahkemesi tarafından da bir karar verilmediği olgusu göz önünde tutulduğunda hazırlanan rapor Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olup, rapora dayanak kararın bozulması ve delilerin hukuka aykırılığının tespiti halinde bu rapor ve rapora dayalı yapılan yargılama konusuz kalacaktır.
Bu takdirde bu şekilde yapılan disiplin yargılamasının tazminat sorumluluğunu doğuracağı hususu tartışmasızdır. Bu çerçevede kulüp olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) müracaat ve tazminat taleplerimizi saklı tutuyoruz."
Raporun, anayasanın 59'uncu maddesi ve UEFA'nın futbolun yönetimi ve yargısının özerkliğine ilişkin prensiplerine aykırı olarak hazırlandığını iddia edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Rapora UEFA Disiplin Yargılaması'nda itibar edilmeyerek bu husustaki itirazlarımızın kabulü ile yeni bir rapor hazırlanmasını, eğer 16. Ağır Ceza Mahkemesi eliyle yapılan yargılamaya Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 59'uncu maddesi ve UEFA'nın futbolun yönetimi ve yargısının özerkliği ilkelerine rağmen itibar edilecek ise bu takdirde rapora dayanak teşkil eden 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararının Yargıtay temyiz aşamasının geçirilerek, kesinleşmesinin beklenmesine karar verilerek, disiplin yargılaması sürecinin kararın kesinleşmesine kadar ertelenmesine, taleplerimizin kabul edilmemesi halinde ise disiplin yargılamasının kapsamının göz önünde bulundurularak tarafımıza etkin savunma hakkının kullandırılmasını teminen makul ek sürenin verilmesine, yargılamada adil yargılama prensibinin sağlanabilmesi için duruşma yapılmasına karar verilmesini talep ederiz."
Spor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.