TEPECİKSPOR NEDEN KAYBETTİ!
Yayınlanma:
Güncelleme:
Öncelikle Tepecikspor’a bizlere bu heyecanı yaşattığı için kucak dolusu teşekkür ederek başlayalım sözlerimize. Bölge tarihinde bir takımın geldiği en yüksek noktaya kadar taşıdılar bayrağı başarıyla. İçimizdeki burukluk ise grupta direkt olarak vize alab
Ayakta çarpışarak elendiler. Oyun olarak hiçbir eksiği yoktu Tepecikspor’un Yeni Malatya’dan. Aksine maçın 15. ve 45. dakikaları ile 55. ve 80. dakikaları arasında oyunun mutlak hakimiydi Tepecikspor. Yeni Malatyaspor ise oyunda üç kez tempoyu yükseltti ve bu bölümlerde de golü bularak istediğini alan taraf oldu. 1. dakika ile 15. dakika, 46. dakika ile 55. dakika, 80. dakika ile 90. dakika arasında vitesi yükselten Yeni Malatyaspor geri kalan bölümde oyunu kendi sahasında kabul etti. Oyunda iki takımın da toplamda topa sahip olduğu, oyunu rakip sahaya yıktığı bölümlere bakarsak Tepecikspor’un 55, Yeni Malatya’nın da 35 dakika daha çok topa sahip olmasına rağmen nasıl böyle bir sonucun ortaya çıktığını da ancak geçmişle açıklayabiliriz. Bunu da ilerleyen paragraflarda detaylarıyla birlikte sizlerle paylaşacağım.
HÜCUMCU BİR 11 ÇIKTI
Tepecikspor’un saha içi dizilişine ve pratiğe baktığımızda 4-3-3 oynadığını gördük. Bu sistemde en büyük handikap ileri uçtaki 3 oyuncunun savunmaya dönüşlerde aksaması, birinci bölgeden çıkan ilk toplarda ortasahaya büyük yük düşmesi. Tepecikspor her ne kadar maça iyi giremese de bu sistemin ekmeğini 15. dakikadan sonra yemeye başladı. Sağ taraftan özellikle Adem’in eski günlerini andıran etkili bindirmeleri, tehlikeli bölgelerde faul aldırması, girdiği ikili mücadelelerin çoğundan da galip ayrılarak Yeni Malatya’nın sol tarafını felç etmesi ilk yarı sonuna kadar teknik direktör Armağan Turhan’ın oyun planının tıkır tıkır işlemesini sağladı. İlk yarıda ortasahada Kemal ve Onur’dan da hücuma destek gelince Yeni Malatya takımı 30 dakika boyunca neredeyse yarı sahasından çıkamadı. Tepecikspor’un istekli, arzulu ve iştahlı oyununa arka arkaya gelen goller de eklenince skor dezavantajı da tersine döndü. Gollerde Adem ve Kemal’in olağanüstü çabalarını görmemek de mümkün değil. Her ne kadar ilk yarıda goller Aytekin ve Onuir’dan gelse de iki oyuncu hem çalışkanlıkları hem de pozisyonlardaki devamlılıklarıyla takımın soyunma odasına 2-1 önde gitmesini sağlayan isimler oldu. Yasin Şahan da hücuma az destek vermesine rağmen ortasahada oluşabilecek Yeni Malatya kontrataklarını ilk kesen isim olarak ilk yarının görünmeyen kahramanı oldu. İlk yarı boyunca makine gibi çalışan Tepecikspor tur için de ikinci yarı öncesi umutlandırdı.
Tepecikspor maçın başında olduğu gibi ikinci yarının başında da Yeni Malatya’nın baskısına cevap veremedi. Bu bölümde özellikle 4-3-3’ün en ucundaki 3’lü ortasahaya yeterli desteği vermeyince hatlar arasındaki mesafeler açılmaya, bu da yükü artan ortasaha oyuncularının daha çok savunmanın önüne gerilemesine neden oldu. Ortasahadaki üstünlüğü ele geçiren Yeni Malatya, tecrübeli oyuncusu Okan Öztürk’ün golüyle beraberliği sağlayarak ardından da bu oyuncunun kazandırdığı penaltı ile öne geçme şansı yakaladı. Penaltı pozisyonundan önce iki tane daha yüzde yüz kurtarış yapan Eray mucizevi bir kurtarışa imza atarak adeta Tepecikspor’u oyun içinde tutan isim oldu. Bu pozisyondan sonra Yeni Malatya moral olarak oyundan düşmeye, Tepecikspor da ilk yarının 15. ve 45. dakikaları arasında yarattığı baskıyı penaltı pozisyonunun ardından yeniden yaratmaya başladı. Oyunun ilk 55 dakikalık bölümüne baktığımızda ortaya çıkan 2-2’lik sonucun iki takımın da baskılı olduğu dakikalarda attığı gollerle skora gittiğine tanık olduk.
Oyunun ilerleyen dakikalarında iki takımın teknik direktörleri oyuna çeşitli hamleler yaparak kritik oyuncu değişikliklerine imza attı. Özellikle Tepecikspor Teknik Direktörü Armağan Turhan, sahanın en iyilerinden Kemal’i oyundan alarak 66. dakikada yerine Mustafa’yı, 77. dakikada da Günay’ı alarak Onur Çubukçu’yu koyması bir anlamda Yeni Malatya’nın ekmeğine yağ süren hamleler oldu. Günay her ne kadar gününde olmasa da ikinci yarıda bir duran topunun direkte dönmesi, gerekse de birebirde etkili olması Yeni Malatya teknik heyetinin sürekli olarak bu oyuncuya önlem almaya itti. Günay’ın çıkmasıyla birlikte hem Yeni Malatya savunması bir tehditten kurtulmuş oldu, hem de yerine giren Onur Çubukçu sahada kaldığı süre içinde takımı adeta bir kişi eksik oynatarak ne etliye ne de sütlüye karıştı. İki oyuncu değişikliğinin ardından ortaya çıkan tabloYeni Malatyaspor’un da daha çok adamla rakibinin üzerine gitmeye, tehlikeli kontrataklar geliştirmesine neden oldu. Özellikle Kemal değişikliği Tepecikspor’un ortasahadaki direncinin düşmesine neden olurken buna Onur Çubukçu’nun da etkisizliği eklenince ortaya tam da Yeni Malatyaspor’un istediği bir tablo çıktı. Kalan sürede Onur Çubukçu savunmaya hiç destek vermezken Yasin Şahan dışında savunmaya destek veren isim de kalmayınca Tepecikspor’da ikinci yarının başındaki olumsuz tablo yeniden ortaya çıktı. Bunun en somut örneklerini ise 85. dakikada yaşanan Yeni Malatya kontraatağında gördük. Yeni Malatyaspor ortasahada kazandığı topla kontratağa çıkarken kaleciyle karşı karşıya kalan Muharrem Ozan’ın vuruşunda topun az farkla auta çıkması bir anlamda golün habercisi oldu. Çünkü Tepecikspor’da bu bölümde forvet zaten geri dönmezken ortasaha da oyundan düşmeye, geri dönüşlerde zorlanmaya başladı. İki savunma arasında mekik dokuyan Onur Çelik de rakiplerinin pozisyonlarını bozmak, kontratakları kesmek yerine gölge markajı yapınca Yeni Malatya son bölümde elini kolunu sallaya sallaya gelmeye başladı. 85. dakikadaki pozisyondan ders almayan Tepecikspor neredeyse bu pozisyonun kopyası bir atakta 90. dakikada Halil Zeybek’in golüyle turu Konya Atatürk Stadı’nda bıraktı. Bir anlamda Tepecikspor’un kaderi de daha lig devam ederken çizilmiş oldu.
Nedenine gelirsek Tepecikspor özellikle iç sahada alt sıra takımlarına puan kaybettiği bütün maçların ortak özelliği, bu rakiplerine karşı üç forvetle çıkması, zaman zaman hücum hattını dörtleyerek oyununu rakibe kabul ettirme düşüncesi. Ancak bu düşüncenin en büyük sakatlığı bu sistemde ortasahaya büyük yük düşmesi, ileri uçtaki üç oyuncunun geriye dönüşlerde sıkıntı çekmesi nedeniyle ikinci bölgenin savunma önüne yaslanması, bu nedenle de rakibin istediği alanları bulmasıdır. Zaten Tepecikspor içeride ne zaman bu sistemle oynadıysa küme düşme hattındaki bütün takımlar Necmi Kadıoğlu Stadı’ndan istediğini alıp dönmüşlerdir. Nitekim ligdeki bu düşünce Yeni Malatya gibi güçlü bir rakip önünde de pratikte sahaya dökülünce aklımıza yine aynı manzaralar gelmedi değil. Bu sistemde ortasahadaki oyunculara çok yük bineceğinden dolayı Tepecikspor’un ortasahada yeterli alternatiflere de sahip olamadığı, Adem İnanç’ın da uzun süreli sakatlığı da buna eklenince yeşil beyazlılar özellikle istikrar konusunda çok zorlandı. Bunun en bariz örneğini de Kemal’in çıkmasından sonra ortasahada yaşanan iki yönlü oyuncu sıkıntısının kendisini net bir şekilde göstermesi. Bu da kulübenin yetersiz olmasından kaynaklandı. Onur Çubukçu’nun da oyunun sadece hücum yönünü düşünmesi, savunma ve geriye dönüşlerde yetersiz olmasıyla teknik direktör Armağan Turhan’ın da eli kolu bağlandı. Bir anlamda oyuncu değişiklikleri takımda olumlu etki yaratacağına Tepecikspor’un rakibine geniş bir alan bırakmasına neden oldu.
Aslında bu durum bile bu tip uzun maratonlarda ve eleme maçlarında bir takımın kadrosunun ne kadar geniş olması ve alternatifli olması konusunda önemli bir derstir. Tepecikspor’da maalesef ne uzun süredir sakatlığı nedeniyle oynamayan Adem İnanç’ın, ne Onur Çelik’in, ne Yasin Şahan’ın, ne de Kemal’in yerine oynayacak ekstra bir oyuncu yok. Bu kadar alternatifsizlik arasında hücum hattında ise bunun tam tersi söz konusu. Bence Tepecikspor, kenardan hamle yapmak için Adem, Aytekin ya da Günay’dan birini yedek kulübesinde bırakarak başlamalıydı maça. Yeni Malatya gibi güçlü bir rakip önünde bu kadar hücuma dönük bir takımla çıkmak nasıl ligde kümede kalmak için geriye çekilerek kontratakla çıkmak isteyen takımlar için avantajsa böyle eleme maçlarında da kontrollü oynayan takımlar için büyük bir şanstır. Nitekim gücünü ekonomik olarak kullanan Yeni Malatya da oyunun belli bölümlerinde vitesi yükselterek rakibinin bu zaaflarından çok iyi yararlanarak sonuca gitmiştir.
Kaleci Eray’ın son dakikada yediği dramatik gole gelirsek bence bu da futbolun içinde yer alan bir futbol şanssızlığıdır. Bence burada golü yiyen Eray’dan çok önce 85. dakikada karşı karşıya kaldığı pozisyonda ortasaha oyuncularının geriye dönmemesi, nasıl olsa ‘Eray kurtarır’ mantığı, 90. dakikadaki pozisyonda pahalıya patlamıştır. Ben bu golde en çok da Eray’a üzüldüm. Çünkü takımı adına her iki yarıda yüzde yüz iki net pozisyon çıkarmış, 2-2’ken kurtardığı mucizevi penaltı ile takımı maçın içinde tutmuştur. Bir kalecinin bir maçta takımı için yapabileceği katkıyı fazlasıyla sunmuştur. Ancak Eray nasıl takımını maçın içinde tutmuşsa takım arkadaşlarının da kontrataklarda biraz daha adamlarını kaçırmamaları, markajı sadece gözle değil bedenleriyle de yaparak bu işi oraya kadar taşımamaları lazımdı. Eray bir maçta sizi kaç kez kurtarabilir. Bence bu golün faturası Eray’ın değil savunmaya dönmeyen başta hücum ve ortasaha oyuncularınındır. Eray bana göre son dakikada yediği golü çıkarırsanız maçın yıldızıdır. Nitekim tur geçilseydi herkes önce Eray’a koşacaktı. Ancak şimdi bakıyorum da herkes faturayı Eray’a çıkarmaya çalışmakta. Bence Eray’a büyük haksızlık yapıyorsunuz. Orada fatura kesilecek en son isimdir Eray. Bir kaleciden daha fazlasını yaptı Eray takımı için. Ancak Eray’a fatura kesmek herkesin yaptığı hataları saklamak adına da biçilmez bir kaftan. Ben kaptan Eray’ı sezon boyunca verdiği olağanüstü kalecilik performansı için de kutluyor, yediği gol için de üzülmemesini tavsiye ediyorum. Çünkü o sahada görevini yapan oyuncuların başında geldi. Burada suçlu varsa bu kesinlikle Eray değildir. Herkes nerede hata yaptım, bu takım neden son dakikalarda geri dönemiyor, bu takım turu geçseydi bile yarı finalde kulübesiz olarak nereye kadar ilerleyebilirdi diye düşünmesini tavsiye ediyorum.
Bence onurlu bir şekilde veda etmiştir Tepecikspor PTT 1.Lig rüyasına. Önemli olan burada birilerini suçlamak değil yaptığımız hatalardan önümüzdeki sezon için dersler çıkarmaktır. Bu hem yöneticiler için, hem teknik heyet için hem de futbolcular için geçerlidir. Herkes Eray’ı suçlayacağına kendi hatalarını görmeli, şapkasını önüne koymalıdır. Tepecikspor dua etmeli ki kaleci Eray gibi karakterli bir kaptana sahip. Bence Tepecikspor camiası Eray’a daha çok sahip çıkmalı, diğer oyunculara da örnek göstermelidir. Umarım burada vermiş olduğumuz mesajlar yerine gitmiştir.
Hem Tepecikspor’la hem de Yeni Malatya ile ilgili yapacağım en büyük eleştiri de iki takımın esami listesinde yer alan oyuncularla ilgili olacak. Maç öncesi esami listelerine baktığımda ne Tepecikspor’da ne de Yeni Malatyaspor’da 27 yaşın altında bir tane oyuncu göremedim. İki takım da sahada neredeyse 30 yaş ortalamasıyla mücadele etti. Bu maçtan bir gün önce izlemiş olduğum Bayrampaşa- Nazilli Belediye maçında ise sahada pırıl pırıl gençlerden oluşan bir Bayrampaşa izledim. Burada hem Bayrampaşaspor yönetimini hem de Bayrampaşaspor teknik heyetini bu kadar gence bir arada şans verdiği için ayrıca kutluyorum. Bayrampaşaspor buradan çıkamasa da zaten önümüzdeki yıllarını çoktan kurtarmıştır. Sahaya neredeyse genç bir takımla çıkan Bayrampaşaspor 120 dakikaya giden maçta bunun avantajını da en iyi şekilde kullanmış, 120 dakika boyunca neredeyse aynı yüksek tempoda mücadele ederek tecrübeli rakibi Nazilli Belediyespor’u sahadan silmiştir. Nitekim benim de gönlüm Tepecikspor’un da elenmesiyle birlikte Bayrampaşaspor’un bu gruptan çıkmasını istemektedir. Hem oyunu, hem vizyonu, hem de geleceğe yatırımıyla Bayrampaşaspor gibi kulüplerin bir yerlere gelmesiyle kazanan Türk futbolu olacaktır. Tepecikspor ve Yeni Malatya’nın kadrolarını gördükten sonra insanın Bayrampaşaspor’u ayrı bir yere koyuyorum.
Bir de geriye dönüp bakıyorum Tepecikspor’da son birkaç yıl içinde kaybolan gençleri. Aklıma ilk gelen de şu an Esenyurt İncirtepespor’da forma giyen Sinan Aygün ile İstanbulspor’da forma giyen Feyyaz. Bu oyuncular gelecekte Tepecikspor’un önemli isimleri olacakken şu anda farklı camiaların başarıları için mücadele ediyorlar.
Bu maçlar da göstermiştir ki artık işler sadece transferlerle değil gençlere yatırım yaparak, onlara sorumluluk vererek yürümektedir. Tepecikspor kendisi için yığınla içinde ders barındıran bir sezonu geride bırakmıştır.
Bu sözlerimizden de kesinlikle yapılan işi küçümsediğim anlaşılmasın. Aksine Tepecikspor bugün tarihindeki en parlak günlerini yaşamıştır. Teknik direktör Armağan Turhan ve oyuncuları da bunca kısıtlı imkanlarla buralara kadar geldiği için gönülden kutluyorum. Armağan Turhan, futbolcuların yürümeyeceği bir ortamda oyuncuları psikolojik yöntemlerle motive ederek elindeki oyuncularla yapılabilecek en iyi işlere imza atmıştır. Tepecikspor eğer gruptan çıkamadıysa kimse Armağan Turhan’ın yaptıklarını da bir kenara itmemeli, takımı aldığı noktadan geldiği noktayı da göz önüne getirerek daha vicdanlı davranmalıdır. Turhan yeri gelmiş bir yönetici gibi futbolcuların sırtını sıvazlamış, onlara en kötü günlerinde sahip çıkmış, oyuncular da onu baba gibi görerek sahada bütün güçlerini ortaya koymuştur. Tepecikspor’un Yeni Malatya önünde de sezonun en iyi oyununu ortaya koyduğunu söylemeliyim. Ancak Tepecikspor’un sezon içinde, özellikle ikinci devrede göstermiş olduğu zaaflar bu maçta kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır. Bunun en büyük nedeni de kadronun kendi içinde barındırdığı zaaflardan kaynaklanmaktadır. Bu saatten sonra herkes olayları profesyonel olarak değerlendirmeli, eleştirilerden olumsuz etkilenmemeli, aksine olaylara objektif olarak değerlendirmelidir. Bunu yaptığımız takdirde yarınlar daha aydınlık olacaktır.
iSKENDER KORDU
Spor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.