AŞK HORMONU TAVAN YAPIYOR
Sıcaklık psikolojiyi etkiliyor
“Hissedilemeyecek bir kokusu olan ve uçucu nitelikteki kimyasal bir salgı olan feromon vücuttan ter ve idrar yoluyla dışarı atılır. Direkt olarak algılanamayan bu hormonun aşkın başlamasına neden olduğu, salgının artmasıyla birlikte aşık olmayı sağladığı belirtilir. Aşık olunduğunda başlayan psikolojik süreç feromon salgısının artmasıyla bağlantılı olarak gelişir” diyerek sözlerini sürdürün Psikolog Tuba Ertunç şunları kaydetti: “Hormon, kişilerde yüz kızarması, kalbin daha hızlı atması, karşı cinse duyulan heyecan, kan basıncının artması gibi şekillerde kendini gösterir. Feromon hormonu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar günümüzde devam etmektedir. Yaz aylarında aşık olma eylemlerinin artmasının feromon salgısının artışıyla ilgisinin olduğu da konuşulanlar arasındadır. “Yaz aşkı” tabirinin feromonla ilişkisi henüz tam olarak kanıtlanamasa da bireylerin yazın aşık olma potansiyellerinin arttığı psikolojik nedenlerle açıklanır. Yaz aylarının insan yaşamına getirdiği bazı psikolojik etkiler yazın aşık olma ihtimalini de yükseltir.”
Aşık olma olasığı artıyor
Kışın kişilerin yaşamının genellikle iş, okul, aile, sosyal koşturmalar, yoğun sorumluluklar ve zorunluluklarla geçtiğini belirten Ertunç, "Yaz aylarının başlaması ve havaların ısınması kişiler üzerinde pozitif etki eder. Psikolojik olarak daha pozitif düşünmeye başlayan kişilerin algılarında ve duygularında duyarlılık ortaya çıkar. Ayrıca yaz aylarında iş ve okul stresinden uzaklaşılması, tatil dönemlerinin yoğun olması da duygulara daha çok vakit ayrılmasını sağlar. ‘Yaz aşkı’ tabiri en basit haliyle bu nedenlerle açıklanabilir. Bu dönemlerde vücut daha çok feromon hormonu salgılar ve aşık olma olasılığı da artar” şeklinde açıklamada bulundu.
Aşkın yazı-kışı olur mu?
“Aşkın yazı-kışı olup olmadığı çok tartışılan konulardandır” diyen Psikolog Tuba Ertunç, “Yaz aşklarının kısa süreli olduğu, kışın aşık olunduğunda o ilişkinin ömrünün daha uzun olacağı, yazın ve kışın aşık olmak arasında önemli farklar olduğu toplumda konuşulanlardandır. Uzmanlar bu durumu kış aylarında güneşin az olması nedeniyle insan bedenindeki enerjinin yaza göre daha az olması ve bu enerjiyi diğer alanlara harcamasına bağlarlar. Yazın güneşe daha çok maruz kalan kişilerin enerjisi de artar ve bu enerjinin kullanım alanları arasına karşı cinse yönelme de girer. Yaz aylarının başlamasıyla birlikte ayrıca sosyal aktivitelerde artış, sosyal ilişkilerde çeşitlilik, tatil dönemlerinde yeni insanlar tanıma, yeni başlangıçlar da devreye girer. Kişiler havaların ısınmasının ardından açık alanlarda daha çok vakit geçirmeyi tercih ederler. Bu da daha çok yeni insan görme, daha fazla kişiyle iletişim kurma anlamına gelir” dedi.
TATİLDE BAŞLAYAN İLİŞKİYE DİKKAT!
Psikolog Ertunç tatilde başlayan ilişkiler konusunda da şu uyarılarda bulundu: “Yaz tatillerinde bir ilişkiye başlamamak için kişinin kendisini şartlandırması elbette ki beklenmez. Ancak yazın aşık olup, kışın o ilişkide hüsrana uğramamak için yapılması gereken bazı şeyler vardır. Bunların başında yazın bir ilişkiye başlarken o ilişkinin uzun süreli olup olmayacağına tatilden sonra karar vermek olduğu geliyor. Tatil rehavetinden sıyrılıp rutin sorumlulukları ile yeniden baş başa kalan kişilerde yaz aylarında kenara itilen stres de yeniden ortaya çıkar. Kişileri bu halleriyle tanımak, yazın oldukları gibi olup olmadıklarını görmek en doğrusu olacaktır. Bu yüzden yaz aşklarına çok fazla anlam yüklememek, gerçek ilişkinin kış aylarının başlaması ve kişilerin günlük yaşamlarına dönmeleriyle başlayacağını unutmamak gerekir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.