CHP'den sosyal güvenlik raporu
CHP yeşil kartlılar, Bağ-Kur'lular, sözleşmeli öğretmenler, memur ve işçi emeklililerinin sorunları gibi konuların yer aldığı bir sosyal güvenlik raporu hazırladı.
CHP'den yapılan yazılı açıklamaya göre, hazırlanan raporda sosyal güvenlik sisteminde 1992'den itibaren yaşanan gelişmelere ilişkin şu değerlendirmeye yer verildi:
''Türkiye'de, 2008 yılına kadar olan dönemde devletin sosyal güvenlik sistemine belirli bir yasal mevzuat çerçevesinde ve devlet katkısı olarak prim ödeme şeklinde kaynak aktarması, siyasal bir tercih sonucu uygun görülmemiş ve sadece çalışanlar ile işverenlerin ödeyecekleri primlere dayalı bir finansman modeli benimsenmiştir. Bu yöntemin, sosyal güvenlik sisteminin erken bir dönemde açık vermesine sebep olacağı çok açık bir gerçek olduğu halde, söz konusu açıklardan bu alanda görev yapan kişilerin sorumlu tutulması, sadece karalama amacıyla yapılan eleştiri ya da değerlendirme olup, bu eleştiriler dürüst ve tutarlı bir yaklaşım olarak kabul edilemez.''
Raporda, 1999 yılına kadar işsizlik sigortası uygulamasına geçilememiş olmasının, işsiz kalan vatandaşlar açısından emekli aylığının tek kurtuluş yolu olarak görülmesine sebep olduğu savunulurken, işsizlik sigortası hakkı getirilmeksizin emeklilik yaşının yükseltilmesinin ise tepkiyle karşılandığı vurgulandı. Bu durumun ise, sosyal güvenlik sisteminin en baştan itibaren eksik oluşturulması anlamına geldiği iddia edildi.
-SSK FONLARI-
SSK fonlarıyla ilgili olarak da raporda şu görüşlere yer verildi:
''SSK fonlarının işletilmesine ilişkin olarak 1993-1998 yılları arasındaki döneme ait uygulama sonuçları; bu yıllarda yeni ambulans satın alınması ile bilgisayar altyapısının oluşturulması ve hastane yapımlarına ağırlık verildiğini göstermektedir. Buna göre, söz konusu dönemde hizmet binası veya hastane olarak kullanılması dışında gayrimenkul yatırımı yapılmamış ve verimsiz alanlara kaynak aktarılmamıştır.
Ayrıca, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu Raporuna Hazine Müsteşarlığı tarafından eklenen şerhte de, SSK tarafından kalkınma tahvillerine yatırılan kaynakların 1985 yılına kadar olan dönem içerisinde bankaların en yüksek ticari faiz oranlarıyla, 1985 yılından sonra da Hazine ihaleleri ortalama faizi ile değerlendirilmesi durumunda dahi yaklaşık olarak 570 milyon dolarlık bir tasarruf sağlanabileceği, oysa sadece 1999 yılında yapılan bütçe transferlerinin 2,6 milyar dolar seviyesinde olduğu ve SSK kaynaklarının Devlete ucuz kredi olarak kullandırıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı ifade edilmiştir.
Buna göre, SSK'ya ait açıkların sebebinin bir sistem sorunu değil de yönetim hatası olduğunu iddia edenler yalan söylemekte ve partimizin yükselişini engellemeye çalışmaktadır.''
Raporda, yaşanan ekonomik krizler sebebiyle çok düşük kalan emekli aylıklarında yapılan ilave artışların, yoksullukla mücadelenin ve sosyal devletin bir gereği olduğu belirtildi.
Türkiye'de, özellikle işçi olarak çalışanların yaklaşık yüzde 90'ı için asgari ücret üzerinden sigorta primi yatırıldığına dikkat çekilen raporda, bu durumun düşük tutarda emekli aylığı bağlanmasına sebep olduğu vurgulandı.
Raporda, ''Sosyal yardım zammı ödemeleri sebebiyle 1993 yılından itibaren Sosyal Sigortalar Kurumunun açık vermesinin, vatandaş odaklı bir yönetim yerine başarısızlık olarak gösterilmesi, emeklinin yaşadığı sorunların görmezlikten gelinmesi olup, çamur at izi kalsın gayretinin bir sonucudur'' denildi.
Memur emeklileri ile eski işçi emeklilerinin hala mağdur olduğu ve haklarının verilmediği savunulan raporda, yeşil kart sahiplerinin de hala kanuni hakları olan genel sağlık sigortası kapsamına alınmadıkları belirtildi.
-SİGORTALI ESNAF SAYISI 427 BİN KİŞİ AZALDI-
2003'de 2 milyon 245 bin 732 kişi olan sigortalı esnaf sayısının, 2010 yılı Kasım ayında 1 milyon 818 bin 163 kişiye düşerek 427 bin 569 kişi azaldığınan belirtildiği raporda, ''Azalan bu sigortalı esnaf sayısı ise, esnafımızın bu Hükümet döneminde ne denli zorluklara maruz kaldığını ve yok olmaya zorlandığını gösterdiği gibi, bu Hükümetin çalışan sigortalı sayısı ile emekli sayısı arasındaki dengeyi de nasıl bozduğunu ortaya koymaktadır'' deniliyor.
Raporda, AK Parti hükümetlerinin izlediği yanlış politikaların, sosyal güvenlik açıklarını gün geçtikçe daha da artırdığı savunuldu.
Vatandaşın sigorta primi ödeyecek hali kalmadığından, sigorta primlerinin de toplanamadığı iddia edilen raporda, bu yüzden sürekli yeni aflar çıkarıldığı belirtildi.
Raporda, 2008'de Bağ-Kur'lu sigortalılardan tahsil edilen sigorta primlerinin toplam tutarı 9,1 milyar lira olduğu halde; 2009 ve 2010 yıllarında tahsil edilen sigorta primi tutarları ise yaklaşık olarak 5 milyar liraya düştüğü kaydedildi.
Sosyal güvenliğe ayrılan kaynakların vatandaşa daha çok fayda sağlayacak şekilde kullanılmadığı iddia edilen raporda, 2009 yılında işverenlerin çalıştırdıkları işçiler adına ödemeleri gereken sigorta primleri için devlet bütçesinden sağlanan 5 puanlık prim teşvikinin toplam tutarın 3,5 milyar lirayı geçtiği vurgulandı.
Raporda, izlenen yanlış ilaç ve sağlık politikalarının eczaneleri ''batırdığı'' belirtildi.
Yanlış ilaç politikaları neticesinde bugün itibarıyla faaliyette bulunan eczanelerin yaklaşık dörtte birinin iflas edildiği ileri sürülen raporda, ''Aile sigortası için kaynak soranlar, çok daha fazla kaynağı verimsiz bir şekilde kullanmaktadır. 2010 yılında, sosyal güvenlik açıklarının kapatılabilmesi için Devlet bütçesinden tam 55 milyar lira kaynak aktarmak zorunda kalan bu Hükümet, partimizin açıkladığı aile sigortasının ise kaynağının olup olmadığını sorma cüretini göstermektedir'' denildi.
-SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER-
Ders ücreti karşılığı sözleşmeli olarak çalıştırılan öğretmenlerin sorunlarına da değinilen raporda şunlar kaydedildi:
''Öğretmenlerimize kadro vermeyerek ek ders ücreti karşılığında sözleşmeli personel olarak çalışmak zorunda bırakan ve bu öğretmenlerimizin derse girdikleri toplam ders saati toplamının her 7,5 saati için kendilerini bir gün sigortalı sayan bu Başbakan, asgari ücretlilere göre daha fazla sigorta primi ödeyen öğretmenlerimize, bir ay içerisinde en fazla 14 gün sigortalı olma hakkı vermeyi lütuf saymıştır. Böylelikle, öğretmenlerimizi çalışmakta iken mağdur ettiği gibi, emekli olabilmelerini de gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayale dönüştürmüştür.
Öğretmenlerimizin sadece kadro sıkıntılarını çözmekle yetinmeyecek ve kendilerine uygulanan bu haksızlığı geçmiş dönemi de kapsayacak şekilde düzelteceğiz, öğretmenlerimizin sigortalı gün sayılarını hizmet borçlanması yapmalarına da gerek kalmaksızın 30 güne tamamlayacağız. Onları, bu Hükümetin aksine uzman ve usta öğreticiler gibi hizmet borçlanması yapmak zorunda bırakmayacağız.''
Raporda, uzman jandarmaların ek gösterge sorunları ile hem astsubayların hem de uzman erbaşların derece ve kademe sorunlarının da CHP iktidarında çözüme kavuşturulacağı vurgulandı.
Emeklililerin sorunlarının da yer aldığı raporda, CHP iktidarında intibak yasasının çıkarılarak, 2001 yılından önce emekli olan işçiler ile 2001 yılından sonra emekli olan işçiler arasındaki eşitsizliğin giderileceği bildirildi.
Kore ve Kıbrıs gazileri arasında ayrım yapıldığı iddia edilen raporda, ''Kore ve Kıbrıs gazilerimizin aylıklarında bu Hükümet döneminde getirilen farklılıklar giderilecek ve bizim Hükümetimiz döneminde gazilerimiz kimseye muhtaç edilmeyecektir. Bu Hükümet şehit dul ve yetimlerini de unuttu, namerde muhtaç bıraktı. CHP iktidarında Şehit dul ve yetimlerimiz ile malul gazilerimiz arasındaki farklı uygulamalar kaldırılarak hepsine Devletin eli yeniden uzatılacaktır'' ifadelerine yer verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.