Evimizin Direği Babamız
Yayınlanma:
19 Haziran'da Babalar Günü'nü kutlamaya hazırlanıyoruz. Haziran ayının üçüncü Pazar'ı babalara özel bir gün.
Bugün anneler için daha bir özel. Çünkü bir kadın evlenmeye karar verdiğinde aslında çocuğunun babasını da seçer. Bu durum yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış.
Anne ya da baba olmak kişinin hayatını değiştiren, hayatı daha da anlamlı kılan bir mucize. Hamile olduğunu öğrenen bir kadın eşinden ve kendinden bir parçayı içinde taşımanın heyecanını yaşar. İleri aylarda bebeğini hissettikçe annelik duygusu daha da artar.
Erkek ise, bebeği taşımasa da anneye gösterdiği ilgi ve özenle bebeğin babası olmaya hazır olduğunu gösterir. Gecenin bir saati canı çekti diyek çilek almaya, erik almaya çıkar. Arayıp tarayıp bulur, getirir.
Normal bir zamanda erkeklerin üzerinde durmadığı bu istekler hamilelik döneminde 'olmazsa olmaz'ların arasında yer alır. Neden? Çünkü o bebeği taşımasa da baba olduğunun bilincindedir, hayata tutunmaya çalışan minik canın sağlıklı dünyaya gelmesinde payı olsun ister. Eşi onu taşıyandır ancak ona yedirdikleri içirdikleri ile erkek de bu mucizeye ortak olduğunu hisseder.
Buna rağmen malesef toplumumuzda babalar genel olarak bir çocuğun hayatında annelerden sonra gelir ya da öyle olduğu düşünülür. Yani çocuk için onunla sürekli birlikte olan annenin daha önemli olduğu düşünülür.
Oysa anneler her zaman çocuklarının yaptıklarını onaylama, affetmeye, yanında olmaya hazırdır. Bu nedenle annelerimizin söylediklerini bir kaç kezden sonra, babamızın söylediğini tek bir seferde dikkate alırız.
Çocuklar için babalar daha önemlidir. Çünkü her çocuk yaptıklarıyla, başardıkları veya başaramadıklarıyla babasının kızı ya da oğlu olduğunu kanıtlamaya çalışır. Babanın onayı, izin vermemesi çocuklar için daha önemlidir.
Babanın çocuğuyla doğru ilişki kurması, onun hayatta doğru kararlar almasını sağlar. Çünkü toplumumuzda baba liderdir, evin direği, ailenin reisidir. Baba ile çocuk arasında hatalar ve yanlış anlaşılmalar sebebiyle büyük tartışmalar yaşanabilir. Ancak her iki taraf birbirini doğru tanıyorsa, anlıyorsa ve birbirlerinin yerine koyabiliyorsa bunları çabucak çözebilirler.
Geçenlerde bir dizide kadın çocuklarının durumunu babasından saklıyordu ve eşi de, 'Bu evde bazı şeyleri en son ben duyuyorum. Arkamdan iş çeviriyorsun' diye isyan ediyordu. Anneler genellikle bunu yapıyor. Çocuklar ile baba arasında tartışmalar çıkmasından, büyük kavgalar olmasından çekindiği için bazı şeyleri eksik söylüyor ya da hiç söylemiyor.
Babalar gününde annelerin yapacağı en önemli şeyler; çocukları ile eşi arasında 'engel' değil 'köprü' olmaları, babaların da çocuklarını en az kendileri kadar iyi tanımalarına fırsat vermeleri, bütün gün işte olan babaya günde yarım saat çocuğunun genel yapısını örneklerle, günlük olaylarla anlatmaları, gerekirse onların sohbet etmelerini sağlayacak bir ortam oluşturmaları.
Dizilerden, TV'den, arkadaşlardan veya işlerinizden fırsat bulup bu dengenin kurulmasına da zaman ayırın. Hatta bebek doğduğundan itibaren aralarında mesafe olmamasına izin vermeyin. Bir kadın isterse bunu mutlaka başarır. Çocuğum beni daha çok sevsin diye bencilce duygularla hareket etmeyin.
Her anne bebeği 9 ay karnında taşıyor, büyütüyor ancak babalar da bebek doğarken 9 doğuruyor ve iyi yetişmesi için gecesini gündüzüne katıyor. Elbette biz kadınların burada görevi büyük ancak esas yük doğduktan sonra iyi yetişmesini sağlamakta.
Babalar olmasa, ne kadar sağlıklı bir bebek dünyaya getirirsek getirelim, onlara istedikleri her şeyi verirsek verelim bir yönleri hep eksik kalır. Çünkü ailenin temeli hem anne hem babadır. İkisininde yeri ayrı ayrı doldurulamaz.
Unutmayın! Çocuklarınızı severken, sayarken hep "anne ve babasının güzel oğlu, güzel kızı" , "seninle ben ve baban gurur duyuyoruz" gibi biz'li cümleler kurun.
Tüm babaların babalar gününü kutluyoruz, iyi ki varlar.
Yaşam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.