Onlar böyle yaşıyorlar
Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu üyesi olan özel sektörde yönetici Nazan Gökkaya ile avukat Asena Avluk ve avukat Zulal Elmalı, kadın yaşamlarına yönelik çalışma yapmak için iki ay önce kolları sıvadı. Farklı kadın yaşamlarını irdelemek amacıyla yola çıkan 3 kadın fotoğraf sanatçısı, Karataş Kapalı Kadın Cezaevi'nde fotoğraf çekmek istedi. Platform üyesi Asena Avluk, Cezaevi Savcısı Hakan Uyar'a projelerini anlatınca, kendilerine gösterilen yolda ilerleyip, ilgili makamların iznini aldı. Şubat ayında fotoğraf çekimlerine başlayan Avluk, Gökkaya ve Elmalı, verien izne göre bir ay boyunca 5 kez cezaevine girdiler ve 3'er saat fotoğraflar çekti. Fotoğrafının çekilmesine izin veren kadın mahkumlar üzerinde çalışmalar yapan fotoğraf sanatçıları, cezaevinde kalan çocuk mahkumları fotoğrafz karelerine yansıtmayıp, bebek, oyuncak gibi onları anlatan objeleri kullandı.
Kadın yaşamlarına dikkat çekilmenin amaçlandığı 'Özgür Yaşa' adlı çalışma kapsamında fotoğraf çalışması yapan 3 kadın fotoğrafçı, ortaya çıkan eserlerini 9 Mayıs'ta saat 18.00'de Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu Fuayesi'nde yapılacak Puduhepa Bilim Sanat Başarı Kültür Günleri'nde beğeniye sunulacak.
Proje ve çalışmalarla ilgili veren Nazan Gökkaya, çalışmalar kapsamında hiçbir mahkuma suçlarının ne olduğunu sormadıklarını söyledi. 2 binin üzerinde fotoğraf karelediklerini ve elemelerin ardından 105 kare fotoğrafın sergilenmeye değer bulunduğunu anlatan Gökkaya, ilk aşamada 55 fotoğrafı sergileyeceklerini söyledi. Serginin isim hikayesini de anlatan Gökkaya şöyle konuştu:
"Sergimizin adı 'Özgür Yaşa' cezaevinde fotoğraf çekerken oluştu. Biz fotoğraf çekerken bir mahkum hapşırdı ve biz 'çok yaşa' dedik, mahkum bir kadın ise hapşıran diğer mahkuma 'özgür yaşa' dedi. Bizim tüylerimiz ürperdi ve çalışmalarımıza bu adı vermeyi uygun bulduk. Eserlerimizin hepsi siyah- beyaz çalışmalar. Çekim yaparken bizlere çok yakın davranan mahkumlar oldu. Hapishane yönetimi onların yaşamlarını renklendirmek için bir takım aktiviteler yapmış ve atölyeler açmış. Bahçe ve koğuşların yanı sıra deri işlemeciliği, sim sırma, resim, dikiş nakış gibi atölyelerinde ve spor salonunda da çalışmalar yaptık. Böyle bir çalışmanın Türkiye'de ilk olduğunu biliyoruz. Kadın mahkumlarımızı fotoğraflarken, garip bir şekilde onlarla birlikte hapsolduğumuzu hissettik. 3'ümüz de çekimler bittiğinde ve cezaevinden çıktığımızda önce derin bir nefes alıyorduk."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.