"Parayı kadına vereceğiz"

''Hesabı bir de biz yapalım; 12 milyon 715 bin kişi çarpı 600, eder 7,6 milyar lira. Bu bir aylık harcama, bunu da 12 ile çarparsan 91 milyar eder. Başbakan'ın hesabında tam 67 milyar liralık hata var. 24 ile 91 milyar arasındaki fark, 67 milyar liradır. Kim matematik bilmiyormuş, kim aritmetik bilmiyormuş, kime hesap makinesi lazımmış, Başbakan'ın hesabından anlaşılıyor. Hesap makinesi Başbakan'a lazım.
Ne dediğimizi dinlemişler ne de basına dağıttığımız kitabı okumuşlar. Biz bu parayı tek bir kişiye değil, dört çocuklu en yoksul aileye, o ailenin kadınına vereceğiz. Hesabı ona göre yaptık. Yetmedi, Başbakan kendine bağlı TÜİK'in yayımladığı 12 milyon 715 bin yoksul sayısının kayıt altı olduğunu, kayıt dışını unuttuğumuzu söyledi. Bu bir skandal, devleti yöneten kişinin çok acı bir itirafı.''

''Ne yazık ki aynı zamanda da gerçek, bu ülkede kayıt dışı yoksullar da var. Samsun'da açlıktan ölen bebek de bunlardan biri'' diyen Öztrak, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Sayın Başbakan merak etmesin. Bizim hesabımızda aile sigortasından yararlanacak yoksul sayısı 15 milyon 645 bin, aile sayısı ise 3 milyon 250 bin. Başbakan bir de 'biz yoksulluğu en iyi bilen kadroyuz' demiş. Sayın Başbakan, 2009 yılında sizin deyiminizle 'kayıtlı yoksul' sayısı 818 bin kişi artmış. Duvarlarla çevrili konutlarınızdan, polis kordonundaki makamınızdan, arabanızı çevreleyen tantanalı siren seslerinden, bunları ne gördünüz ne de duydunuz. Kriz teğet geçti deyiverdiniz. Bizim bu insanları duyduğumuzu, anladığımızı görünce de celalleniyorsunuz. Bilgi kirliliği yaratıp dikkat dağıtmaya çalışıyorsunuz. Çünkü siz yoksulluğu yönetmeyi, dağıttığınız poşetlere isminizi yazarak oy kazanmayı seviyorsunuz. Biz yoksulluğu bitirmeyi hedefliyoruz. Hiçbir siyasetçinin bundan sonra yardımı keserim deyip oy avcılığı yapamayacağı bir düzeni kuruyoruz.
Sayın Başbakan, biz sizin keyfi olarak dağıttığınız 14 milyarın üzerine, yoksullara 8 milyar daha vereceğiz. Bunun da kaynağını 460 milyar TL olan devlet harcamalarının içinden çıkaracağız. Biz yoğurdu böyle yiyeceğiz. Aman yine kaynağı nerde diye sormayın; bu ülkenin bu ek kaynağı yaratacak potansiyeli yoktur demeyin; yaklaşık 4 ay daha bu ülkeyi yöneteceksiniz, aman yolun sonunda olduğunuzu itiraf etmeyin.''

''Madem hesap makineni çıkardır"

Yeşil kart uygulamasına aynen devam edeceklerini belirten Öztrak, ''Sizden daha iyi yöneteceğiz. Biz yeşil kart sahibini sizin yaptığınız gibi işe girmezse sağlık yardımını kesmekle tehdit etmeyeceğiz. Bizim düzenimizde yoksul senin verdiğin makarnayı, yağı yemeyecek, senin birilerinden alıp da dağıttığın taş toprak dolu kömürü yakmayacak. Evin kadını aldığı parayla göğsünü gere gere istediği yerden istediği marka makarnayı, yağı alıp tüketecek. İstediği yerden taşsız topraksız kömürünü alacak'' ifadesini kullandı.
Öztrak, açıklamasında şunları kaydetti:

''Evet Sayın Başbakan, ne devletin ne de yoksulun hesabına dört işlem yetmez. Ama madem hesap makineni çıkardın, madem dört işlem kullanarak bir şeyler yapmak istiyorsun, biz de sana bir hesap soralım; çok partili yaşama geçilen 1946–2002 arası ortalama büyüme hızı yüzde 5, 2003–2010 AKP iktidarında ortalama büyüme yüzde 4,6. Aradaki fark kaç? 1980–2002 döneminde büyümede 49. sıradayız; 2003–2009 arası AKP iktidarında 88. sıradayız. Kaç basamak gerilemişiz? 1988–2002 arası ortalama işsizlik yüzde 8; 2003–2009 arası AKP iktidarında ortalama işsizlik yüzde 11,1. İşsizlik AKP döneminde ne kadar artmış? 1980–2002 arası dünya işsizlik sıralamasında Türkiye 62. sırada; 2003–2009 arasında 28. sıradayız. AKP bizi dünya işsizlik sıralamasında kaç basamak yükseltti? 1975–2002 arasında cari açık 40,2 milyar dolar; 2003–2010 arası AKP cari açığı 219,5 milyar dolar. Cari açık döneminizde kaç kat artmıştır? AKP iktidarının 7. yılı olan 2009'da yoksul sayısı 818 bin kişi artarak 12 milyon 751 bin kişi olmuşsa 2008 yılında yoksul sayısı kaçtır? Ailelerin borçlarının gelirlerine oranı 2002'de yüzde 4,5'ken, AKP yönetim anlayışıyla 2010'da yüzde 43,5'e ulaştıysa ailelerin borcunun gelirine oranı kaç kat artmıştır? 2002'de 243 milyar TL olan devlet borcu, 2010'da 473 milyar TL olduğuna göre, AKP iktidarında devlet borcu kaç kat artmıştır? 2002'de 129 milyar dolar olan dış borç, 2010 yılında 282 milyar dolara çıktıysa tüm Cumhuriyet tarihi borçlanmasıyla sizin 8 yıldaki borçlanmanızın arasındaki fark kaç milyar dolardır? Bunların üstüne bir de aynı dönemde, 34 milyar dolarlık özelleştirme yapıldıysa tüm bu olumsuz tablo neye işaret etmektedir? Bu kadar borç yaptınız, bu kadar özelleştirme geliri elde ettiniz, neden büyümede de, işsizlikte de benzer ülkelerin arkasına düştünüz? Neden yoksulluğu bitiremediniz? Sayın Başbakan, hazır olun, bunun hesabını 4 ay sonra bize değil, vatandaşa vereceksiniz.''