İstanbul'un en önemli sorununa parmak bastı...
Yaşadığı kente hizmet etmek için kolları sıvayan Milliyetçi Hareket Partisi Güngören Belediye Meclis Üyesi Gökhan Arslan, "Tek hedefim, tek sevdam, yaşadığım kentin halkına hizmet etmek" dedi. "Doğup büyüdüğüm, ekmeğini yediğim, havasını soluduğum, ailece yaşadığımız Güngören ilçemiz için gece-gündüz çalışacağız diyen Gökhan Arslan tatil dönüşü ilk meclis toplantısında bir konuştu, pir konuştu.
Meclisin tatil sürecine denk gelen Ağustos ayının önemine değinerek, İstanbul'un en önemli sorununa parmak basarak, 17 Ağustos depremini hatırlatan MHP Güngören Belediye Meclis Üyesi Gökhan Arslan, "İnsan yaşamı her şeyden önce gelir.İnsanlarımızı ölüme terk edemeyiz. Onlar huzursuz yatarken, biz başımızı yastığa rahat koyamayız. Biran önce yapılması gerekenler yapılmalı' dedi.
"BU TOPRAKLARI VATAN YAPANLARI SAYGIYLA ANIYORUZ"
Konuşmasına Zafer Bayramını kutlayarak başlayan MHP'li Gökhan Arslan, "Geride bıraktığımız Ağustos ayı Türk Milleti için önemli bir aydır. Milletimiz açısından “zaferler ayı” olan Ağustos’ta pek çok büyük mücadele ve zafer vardır. Anadolu’nun Türkleşmesine, İslamlaşmasına vesile olan Malazgirt zaferi, Anadolu Türk Birliği’nin sağlandığı Çaldıran zaferi Türk- İslam medeniyetinin eşsiz varlığını bütün dünyaya taşıyan Mercidabık Zaferleri hep Ağustos ayı zaferleridir. Anadolu’nun her karış toprağı bir büyük kahramanlığa, bir büyük, Türk zaferine şahitlik etmiştir, mekân olmuştur. Bu nedenledir ki, Türk yurdu, “vatan” olmuştur. İstiklalimize kara çalmaya, itibarımıza leke düşürmeye cüret eden iç ve dış karanlık mihraklar hak ettikleri ibretlik dersi almışlardır. Bu duygu ve düşüncelerle, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kurucu kahramanları; büyük Türk milleti için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnet duygularımla anıyorum" diyerek sözlerine devam etti.
"DEPREM UMUTLARI ENKAZ ALTINDA BIRAKTI"
Konuşmasında zaferler ayı olan Ağustos ayının anlamını vurgularken, 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan depremi hatırlatan Gökhan Arslan çok sert konuştu. Arslan, "17 Ağustos 1999 depremi afeti, şu ana kadar milletçe yaşadığımız benzer üzücü afetlerin çok fevkinde gerçekleşmiştir. Olan depremin bilançosunu hepimiz biliyoruz pek çok umudu enkaz altında bıraktı.
Dünyanın dört bir yanında zaman zaman değişik tabii afetler yaşanmaktadır. Ancak, bir çok ülke, bu afete karşı hazırlıklı olmayı öğrenmiştir. Bu hazırlık, depremi önceden haber alma şeklinde değil, depreme dayanıklı binalar yapmak veya deprem bölgesi dışında iskan gerçekleştirmek şeklinde olmaktadır. Deprem hayatın bir gerçeğidir bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Öncelikle bunun kabulü ve depremle yaşanılmasını öğrenmek gerekir. Aslında insan canına kast eden deprem değil ihmallerdir. Bahse konu insan yaşamıdır ve her şeyden önce gelir. Unutulmamalıdır ki deprem değil binalar öldürür” dedi.
"DEPREM GERÇEĞİ ÖNÜMÜZDE DURMAKTADIR"
Meclise önemli uyarılarda da bulunan Arslan, "Ülkemiz deprem kuşağında bir ülkedir. Büyük Marmara depremi kaçınılmaz bir gerçektir. Bugün tedbir almaz isek yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmez isek gelecekte enkaz altında kalırız. Deprem gerçeği önümüzde durmaktadır. İlçemizin sosyal barışını sağlayacak, ekonomimizi çalıştıracak, daha sağlıklı sürdürülebilir ve yaşanabilir bir Güngören için dünyanın geldiği şehircilik anlayışından yararlanmalıyız. Güngören'de demokrasimi yükseltecek şekilde toplumsal uzlaşmayı sağlayacak şekilde şehirler tasarlayarak kentsel dönüşümü bir an önce başlatılması için raporlar ve halkı ikna etme şeklinde çalışmalıyız. Tüm mahallelerimiz risk altındadır. 2010 yılında bir rapora göre Güngören: 9.538 binanın 7.300'ü riskli durumdadır" şeklinde konuştu.
"İNSANLARIMIZI ÖLÜME TERK EDEMEYİZ"
Dikkatinizi çekmek istiyorum! Güngören'de bir çok bina bitişik nizam şeklinde konuşlandırılmıştır diyen Arslan, "Bu binaların bir çoğunda bodrum kat yok, bir çoğu aynı gabaride değildir. Bir çoğunda yeterli derz boşluğu bulunmamaktadır. Yeni yapılan binalar da bitişik nizamdadır. Çekiçleme kuvvetiyle bu saydığım sebeplerden dolayı binalar yeni olsun eski olsun birbirlerine vurarak yıkılacaktır. Bunun önlemini almalıyız. İnsanlarımızı ölüme terk edemeyiz. Onlar huzursuz yatarken biz başımızı yastığa rahat koyamayız. Parasal sorunlar olabilir, zor olabilir, sorunlu olabilir ama bizim burada bulunmamızın sebebi halkımızın rahat ve refah için yaşamasını sağlamaktır. Çünkü bize göre akılla yoğrulan, vatana hizmet aşkıyla çarpan yürekler mutlaka her sorunu aşacak erdem ve enerjiyi kendilerinde bulacaklardır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.