"8 Nisan'da özgürlüğe şarkı, karanlığa meydan okuyalım"
Yayınlanma:
Güncelleme:
Halkevleri 80'inci yılını büyük bir şenlikle kutluyor. 8 Nisan'da Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki Özgürlük ve Demokrasi buluşmasını İstanbul Halkevi Başkanı Özge Ozan ile konuştuk
Halkevleri’nin 80. yılını 8 Nisan’da büyük bir şenlikle kutlamayı planlıyorsunuz. Şenlik kurgusunda da çağrısında da “kuşaklar buluşması” vurgusu öne çıkarılmış. Kuşakları buluşturma fikri nereden çıktı, neden böyle bir şey tercih edildi?
80 yıllık köklü bir halk örgütünden söz ediyoruz. Halkın örgütlenmesinden, toplumsal ve siyasal yaşama kendi örgütleriyle doğrudan katılmasından, eşitlik ve özgürlük taleplerinden rahatsız olanlar Halkevleri’ni bir tehdit olarak görmüş/görüyor. Bu nedenle de Halkevleri iki kez kapatılmış ve kesintiler yaşamış. Ancak halkın mücadelesi içinde her defasında yeniden doğmuş. Halk, Halkevleri’ni kendi örgütüne dönüştürmüş.
İşte bu tarih içinde pek çok kuşak Halkevleri’nde sosyalleşmiş, eğitim görmüş, eğitim vermiş, örgütlenmiş, mücadele etmiş, ediyor. İlk kitabını Halkevleri kütüphanelerinde okumuş, Halkevleri’nde tiyatroya başlamış, biat etmemeyi, hakkını aramayı orda öğrenmiş, solla Halkevleri’nde tanışmış yüz binlerce insandan bahsedebiliriz. Bugün başka düzlemlerde devam edenler de dahil demokrasi, bağımsızlık ve eşitlik mücadelesini sürdüren kuşakların bir şekilde Halkevleri’yle yollarının kesiştiğini Halkevleri mücadelesinden mutlaka bir şeyler aldıklarını ve ona katkı sunduklarını biliyoruz. Mücadelenin bayrağı ve ilerici değerleri kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Halkevleri’nden bahsederken köklü ama bir o kadar da genç, devrimci değerlere sahip çıkan ama bunu bir nostalji olarak değil, bugünün mücadelesinin bir gereği olarak yapan ve halkın hakları mücadelesine taşıyan bir örgütten söz ediyoruz. Özellikle ülkede halkın örgütlü mücadelesinin ve devrimci mirasın yoğun saldırı altında olduğu bir dönemde kuşakların buluşmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Üç kuşaktır bu ülkede emek, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verenleri Halkevleri 80. yıl şenliğinde buluşmaya ve karanlığa birlikte meydan okumaya çağırıyoruz.
Şenlik için çok geniş bir sanatçı kadrosu bir araya gelmiş, bu buluşma nasıl sağlandı?
Bu buluşmada sanatçı dostlarımızın katkısı büyük, buradan da tekrar teşekkürlerimizi iletelim. Halkevleri için gönüllü katkı sunuyorlar. Herşeyin parayla ölçüldüğü bir dönemde sanatlarını dayanışma ve özveriyle 80. yıl şenliği sahnesine taşıyacaklar. Bu şenliğin organizasyonu doğrultusunda doğrudan emek harcayan sanatçı dostlarımız oldu, onların emeğinin de Halkevciler açısından çok değerli olduğunu belirtmek isteriz.
Halkevleri’nin bu ülkeye kattığı aydınlık ve bugün sürdürdüğü mücadele bu buluşmanın zeminini hazırladı. Bu kadar ismi bir araya getiren şey, umuttur, inattır. Kelimenin gerçek anlamıyla güzel bir gün geçirme ama gelecek güzel günlere olan inancın gösterileceği güzel bir gün görme isteğidir.
Konserden bahsedelim. 8 Nisan’da gerçekleştireceğimiz şenliğimiz Anadolu Ateşi’nin sahne almasıyla başlayacak. Bu dans gösterisinden sonra düetleriyle sahneye önce Yavuz Bingöl ve Halkevleri Çocuk Korosu çıkacak. Halkevleri’nde parasız eğitim alan yüzün üzerinde çocuktan oluşan koro Fatsa Çocuk Korosu’na da bir selam yollayacak. Ardından Agire Jiyan ve Diyarbakır Sur Belediyesi Gençlik Korosu sahne alacak. Yeni Türkü ve Şevval Sam, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Hayko Cepkin ve Bulutsuzluk Özlemi, Volkan Konak ve Melike Demirağ sahne alacak. Finali de Edip Akbayram gerçekleştirecek. Şairler ve oyuncular da şiirleriyle şenliğimizi zenginleştirecek. Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Ali Özgür Özkarcı, Gonca Özmen, Altay Öktem, Deniz Durukan, Turgay Tanülkü, Altan Gördüm o gün bizlerle birlikte olacak.
Şenlik tanıtımlarında, bu buluşma “özgürlük ve demokrasi için” demişsiniz…
Ülkeye hakim olan siyasal atmosfer ortada. AKP sokağı, sosyal yaşamı, üniversiteyi, basını, bilimi, sanatı, hakları baskı altına alıyor. Milletvekilleri, binlerce BDP’li, gazeteciler, yazarlar üniversiteliler, çocuklar, kadın sendikacılar hapiste. Erzurum Tortum’da deresine sahip çıkan, Gerze’de termik santral istemeyen köylüler de, zamlara karşı otobüse parasız binme eylemi yapanlar da aynı anda hedefte. Hopa’yı birlikte yaşadık, deresini, yaşamı savunan Metin Lokumcu’yu bu saldırganlığın sonucunda kaybettik. Kendisine biat edilmesini isteyen bir iktidar var. Bu topraklarda yaşayan halklara bayramlarını bile zehir eden bir baskı süreci yaşanıyor. Newroz’da yaşanan tabloyu gördük. Hacı Zengin yaşamını kaybetti. Sivas’ta zaman aşımı davası ve Hrant Dink davalarında bir kez daha örneklerini gördüğümüz gibi bu ülkede “adalet” en çok sorgulanan kavramların başında geliyor.
Eğitimden sağlığa, kentsel dönüşümden sendikal alana ve kadınların yaşamına kadar çok sayıda alanda yapısal dönüşümler gerçekleştiriliyor ancak halkın, emekçilerin, kadınların zerre kadar bu süreçlere katılımı yok. Oy sayıları ve seçimle “demokrasi” zemini olarak gösterilen meclisin hali ortada. Toplumsal talepler, halkın hakları yok sayılıyor. Biz de diyoruz ki kimseye haklarımızı da yetkimizi de devretmiyoruz, haklarımızı kullanamadığımız bir ülkede özgürlükten; halkın, emekçilerin yaşamı hakkında emeğin, doğa ve kentlerin sömürüsü ve talanına ilişkin kararların alındığı ve uygulandığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Halkevleri halkın hakları mücadelesini aynı zamanda özgürlük ve demokrasi mücadelesi olarak görüyor ve böyle örgütlüyor. Özgürlük ve demokrasi talebi bugün AKP iktidarına teslim olmayanların meydan okumasıdır. 8 Nisan’da bu meydan okumaları buluşturmak istiyoruz. Biliyoruz ki orada karanlığa meydan okuyanlar daha sonra meydanları da dolduranlar olacak.
Sonuçta bu bir şenlik…
Evet, bu bir şenlik. Ama bu ülkenin devrimcileri bir direnişi şenlik gibi yaşamayı, bir şenliği direnişe çevirmeyi iyi bilir.
Hele de bugün iktidarın şiirden, şarkıdan, resimden terör icat ettiği bir dönemde bunları yapmak; eğitimden sağlığa kadar tüm haklarımıza yönelen saldırılarına karşı direnen bir halk örgütünün 80.yıl kutlamasında buluşmak; tüm toplum ve muhalefet baskıyla zorla susturulmaya, sindirilmeye çalışırken hep birlikte halay çekip, güzel günlere inançla birlikte gülmek de, kısaca “şenlik” de meydan okumadır.
Nerelerden katılım olacak?
Bu asıl olarak bir İstanbul buluşması. Kendi olanaklarıyla gelebilecekler dışında diğer illerden katılım için bir kurgumuz yok. Ama geniş bir katılım hedefliyoruz. Bu nedenle de Türkiye’nin en büyük kapalı salonu olan Sinan Erdem Spor Salonu’nu tercih ettik. Kapasitesi 25 bine kadar çıkabiliyor. Şirinevler’de ulaşım açısından oldukça kolay bir noktada. Metro, metrobüs hatlarının yanı başında. Ama biz Anadolu yakasında ve uzak noktalardan katılımı kolaylaştırmak için tüm ilçelerden otobüs de kaldıracağız. Şenliğin teknik giderlerini ve yol masraflarını karşılamak için belirli sayıda bilet de satılıyor. Tüm bilgilere Halkevleri sitesinden ulaşılabilir.*
Toplumsal muhalefet açısından işlerin pek de iyi gitmediğinin iddia edildiği bir zamanda, çıta yükselten böylesi bir organizasyon ilk bakışta pek de akılcı görünmüyor, ne dersiniz?
İktidar tüm muhalif kesimleri saldırılar karşısında “kendini savunma” çizgisine çekmeye ve asıl olarak sürdürdüğü yıkım politikalarına direnci ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu karanlığa karşı elbette bizlerin de bir meydan okuma sergilemesi gerekiyor. Biliyoruz ki iktidarın baskıları bizim zayıflığımıza değil potansiyelimize, ilerlettiği talan ve yıkım politikalarının karşısında oluşan/oluşması muhtemel mücadele zeminlerinin potansiyeline işarettir. Eğer dünyada son on yılda tutuklanan siyasi suçluların üçte biri Türkiye’deyse, polis teşkilatı sokak eylemlerine yetişemez halde ise muhalefetin zayıf olduğu iddiasının bir kenara bırakılması lazım.
Baskılar karşısında sinmeyi de tercih edebiliriz cüretkar olmayı da. Biz cüretkar olmaktan yanayız. Halkevleri de toplumsal muhalefetin geneli gibi baskı altında. Özel yetkili mahkemeler bizim de pek çok üyemiz hakkında davalar yürütüyor, kamu yararına dernek statümüz geçtiğimiz Nisan bir Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırıldı Hopa sürecini herkes biliyor. Bu şenlik aynı zamanda halk örgütlerine sahip çıkmanın, bu baskılar karşısında yanyana olduğumuzu göstermenin zemini olacak.
Peki, o zaman. Biraz da bu 80. yıl kutlamasının hazırlıklarından bahseder misiniz?
İşin organizasyonu bütünüyle gönüllü emekle ilerliyor. Halkevleri gibi bir yoksullar örgütünün parayla altından kalkacağı bir iş değil, böyle bir bütçemiz yok bu işte emeğimizle varız, dostlarımızla varız. Bu çalışma Halkevcilerin yanı sıra diğer pek çok demokratik kurum ve kesimden dostlarımızın desteğiyle ilerliyor. Tanıtımdan davetiye dağıtımına, otobüs tedarikinden basın desteğine kadar… Bu destek ve dayanışmanın çoğalmasını bekliyoruz. Herkesin bu buluşmanın bir parçası, örgütçüsü olmasını bekliyoruz.
Örneklendirirseniz, okurlarımıza da çağrınızı iletelim.
Öncelikle bütün dostlarımızı bu güzel günde Sinan Erdem’de olmaya, bu büyük buluşmaya seslerini katmaya çağırıyoruz. Kendileri gelmenin dışında, şenlik çalışmalarına katkı sunabilir, İstanbul’da 19 Halkevi şubesinde kurulan şenlik ekiplerine katılabilirler. Halkevleri şubelerinin bulunmadığı bölgelerde şenlik çalışmasını yürütebilirler. Şenliğin duyurusunu yaygınlaştırmaktan şenlik çalışmasını yöre derneğinden sendikaya kadar kendi örgütlülüklerinde, üniversiteden işyerine kadar her yerde örgütlemeye ve şenliğin organizasyonunda olanaklar yaratarak bu çabaya güç vermeye kadar herkesin yapabileceği onlarca şey var. Katkı sunmak isteyenler iletişim adreslerimizden bize ulaşabilir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu dev şenlik aslında büyük bir buluşma. Hak mücadelesi verenleri, gönlü bu mücadeleden yana olanları buluşturacak. Metrobüs zamlarını durduranlar, kentsel dönüşüme, HES’lere karşı mücadele edenler, eğitim ve sağlık hakkı için mücadele edenler buluşacak. Van’a kardeşlik elini uzatanlar, faşizme karşı yaşasın halkların kardeşliği diyenler buluşacak. Üniversitenin ve bilimin özgürlüğü için mücadele edenler buluşacak. Sermaye yağmasına, AKP karanlığına teslim olmayanlar, meydan okuyanlar buluşacak. Hopalı Metin’in, Tortumlu Leyla’nın, Yaykıl köylülerinin yoldaşları buluşacak. “Yansak da dokunacağız” diyen özgür kalemlerle, haber alma hakkına sahip çıkanlar buluşacak. Adalet isteyenler buluşacak. Biz de zaman aşımı yok diyenler; Sivas’tan, Roboski’ye, Pozantı’dan Van’a yaşamın her anında insanlık onurunu, özgürlük ve demokrasiyi savunanlar buluşacak. İçerdekilerin selamıyla, dışarıdakilerin özgürlük sloganları buluşacak. Bütün dostlarımızı 8 Nisan’da özgürlüğe şarkı, karanlığa meydan okumaya, bu coşkuyu paylaşmaya, bir parçası olmaya çağırıyoruz. Şimdiden 8 Nisan tarihlerini şenlikle doldursunlar, 8 Nisan’da Sinan Erdem Spor Salonu’nda saat 17.00’da buluşmak üzere diyelim…
Yurt Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.