'Soykırım'ı Fransa'da reddetti
Yayınlanma:
Güncelleme:
MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türk Millet'ini soykırım suçlusu gibi takdim etmeye çalışanlara bariyer oldunuz.
FRANSA Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu 10’ncu Büyük Kurultay’ında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sözde Ermeni soykırım iddialarını sert bir dille eleştirerek, "Diasporanın güdümünde, milletimizi sanık sandalyesine oturtmaya gayret edenler, mahcubiyet yaşayacaklardır. Fransa’da yaşayan Ermeniler de gerçekleri görmelidirler. Türk Milleti’ni suçlu göstermeye katliam veya soykırım suçlusu gibi takdim etmeye çalışanlara, bariyer oldunuz. Türklüğün Avrupa’daki aşılmaz, geçilmez ve yenilmez kalesi oldunuz. Nitekim surda gedik açtırmadınız. Aziz milletimizin hakkını savundunuz. Demokratik tepkinizi her platformda gösterdiniz. Yalan, uydurma ve sanal sözde Ermeni soykırım iddialarına karşı çıktınız. Fransa Ulusal Meclisi’nin geçtiğimiz yılın aralık ayındaki soykırımını, inkar edenlere ceza ve yaptırımı, kabul eden kararıyla bu yılın ocak ayında Fransa Parlamentosu’nun bu kararını oylayan tavrına, itiraz ettiniz. Bu yasanın Fransa Anayasa’sına göre iptal edilmesini de alkışladınız. Demokrasinin ve özgür düşüncenin, beşiği olmakla övünenlere bu değerlerin, asıl kimin tarafından sahiplendiğini haykırdınız" diye konuştu.
"ERMENİ SOYKIRIM SÖZLERİ İFTİRADIR"
Sözde Ermeni soykırım iddialarını kim gündeme getiriyorsa iyi niyetli olamadığını ve soykırım iddialarının asılsız olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Ankara’da ne diyorsam, Fransa’dan bir kez daha kararlı bir şekilde aynısını dile getiriyorum. Ermeni soykırım sözleri iftiradır, boştur, hüsnü kuruntudur ve temelsizdir. Şayet senatonun kararı, mahkemeden dönmeseydi yine aynı hakikatleri daha büyük bir şevk ve heyecanla ortaya koyardım. Şüphesiz Diasporanın güdümünde, milletimizi sanık sandalyesine oturtmaya gayret edenler, mahcubiyet yaşayacaklardır. Fransa’da yaşayan Ermeniler de gerçekleri görmelidirler. Tarihten husumet çıkarmanın kimseye, bir yarar sağlayamayacağını bilmelidirler. Ermeni lobilerinin taşkınlıklarına dedikodularına ve haddi aşan eylemlerine tolerans gösterenler, maalesef sıra size geldiğinde demokratik hakkınızı kullanmanızdan gocunarak, fişlemeye kayıt altına almaya kalkışmıştır. Bu doğru adaletli izanlı ve hukuki değildir."
İSLAM DİNİNİN ÖZÜNÜ HOŞGÖRÜ VE DAYANIŞMA İLKELERİ OLUŞTURUR
Avrupa’daki terör olaylarına da değinen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bilhassa batı dünyasında bazı önyargılı odaklar, ne yazık ki İslam dini ile terörizmi aynı çerçeve içinde resmetmek için özel bir gayret gösteriyorlar. Bu hem büyük bir haksızlık, hem de büyük bir hatadır. İslam dininin özünü hoşgörü ve dayanışma ilkeleri oluşturur. Müslüman’ın teröristi olmadığı gibi, teröriste de Müslüman denilemez. Her şeyden önce inançlarımız başkalarına saygıyı ve yaşama hakkını yüceltmeyi gerektirir. Öldüren, katleden, zulmeden ve insanların varlıklarını alenen tehdit eden caniliklerin ne Müslümanlıkla ne de kutsallarımızla bir ilgisi vardır. Müslüman’ı teröristle yan yana getirmek, bu alanda İslamiyet’i zan altına almak hiç kimsenin haddi değildir. Müslüman’ım diyerek suç işleyenlere, kafalarına göre cihat ilan edenlere, önüne geleni yok edenlere hepimizin itirazı ve tahammülsüzlüğü vardır. Ancak İslam dinini suç icat eden bir içeriğe sokmak bir defa ve öncelikle hala haçlı zihniyetinin işbaşında olduğunu göstermektedir. Ölümler, toplu cinayetler ne hazindir ki bugün dünyanın her yerindedir. ABD’de zaman zaman, okullar basılmakta, çocuklar ya esir alınmakta ya da öldürülmektedir. Avrupa’nın göbeğinde bulunan Norveç’te, yüze yakın masum insanın aynı kişi tarafından katledilmesi çok eski değildir. Hatırlatmak isterim ki; suçun, suçlunun, teröristin, katilin dini ve milliyeti yoktur. Yine her ülkede, her inanç sistemi içinde teröristlere rastlandığı unutulmamalıdır. Ne var ki bu, hiçbir dininin ya da inanç gurubunun itham edilmesi için yeter neden olmayacaktır. Bu nedenle, Fransa’da yaşanan son zamanlardaki olumsuz ve kötü nitelikli hadiseleri Müslümanların tümüne genelleştirmek yakışıksız ve yadırgatıcıdır."
TÜRK MİLLETİ BUNUN ACISINI YILLARCA ÇEKTİ
Terörün dışlanması gerektiğini, terör olaylarının son bulması için herkesin ortak çalışması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Bizim de lanetlediğimiz, Cezayir asıllı bir Fransız vatandaşının işlediği cinayetlerden sonra, yüce dinimizin suçlamaların merkezine oturtulması abes ve manidardır. Geçtiğimiz günlerde; 3’ü Müslüman, 4’ü Yahudi olmak üzere 7 kişiyi hunharca katleden bu teröristin günahına İslamiyet’i ortak etmek ahlaklı ve insaflı bir uygulama değildir. Kaynağı ne olursa olsun, terörizm, sonuçta bir şiddet ideolojisidir ve hangi mazeretten ilham aldığı önemsizdir. Bu itibarla insanlığın; elinde silah, vücudunda bomba, aklında kan olan terörist kişi ya da gruplara karşı müşterek bir refleks göstermesi ve cephe oluşturması gerekmektedir. Bu titizlilik ve duyarlılık her ülkenin, her milletin görevidir. ’Benim teröristim, senin teröristin’ ayrışmasına gitmek, hatta başka coğrafyalardaki bölücü ve yıkıcı unsurlara destek vermek her şeyden önce yüzsüzlük ve çifte standartçı bir yaklaşımdır. Türk milleti bunun acısını yıllarca çekti. Bölücü canilere verilen destekten hep şikayetçi oldu. İnsanımızın canına kast eden etnik temelli teröristler buralarda el üstünde tutuldu. PKK Cudi’de kan döktü, maalesef Paris’te ağırlandı. Diyarbakır’da kan kustu, Yüksekova’da nefretini gösterdi; ama gelin görün ki Avrupa’da gerilla, özgürlük savaşçıları ismiyle taltif edildi, hürmetle karşılandı. Türk milletinin yaşadığı sorunlara yıllarca duyarsız kalındı. Hatta eli silahlı çetenin maddi imkanları güçlendirildi, insan ve lojistik ihtiyaçları buralardan temin edildi. Bunlar, küresel planda terörizmle ve teröristlerle mücadeleyi zorlaştıran ve hatta imkansızlaştıran hususlardır. Türkiye 28 yıldır 30 bini aşkın insanını terör saldırılarında kaybetti" dedi.
TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINI GÖZETİNİZ
"Buradan demokrasi, insan hak ve özgürlüklüleri konusunda ’mangalda kül bırakmayanlara’ sormak isterim ki" diyerek terör olaylarına tepkisini dile getirmeye devam eden Bahçeli, "Türk milletinin kanını döken, vatanına göz koyan militanları alkışlamak ve buralarda itibar göstermek hangi akla, mantığa ve insanlığa sığmaktadır? Böylesi bir vicdansızlığa nasıl rıza gösterilir, nasıl onay verilir ve nasıl vize çıkarılır? İstemeyiz ama, Parisli ölürken kötü de; Erzurumlu, Kırşehirli, Manisalı, Adanalı, Bingazili, Kerküklü, Trabluslu ölürken mi iyidir? Terörist saldırılarını Hakkari’de hak ve meşru, ama Avrupa’da gayri meşru sunmak büyük bir hayasızlık ve insafsızlıktır. Bu nedenle terörist odaklar beslenmekte ve sırtları sıvazlanmaktadır. Övülmekte ve propaganda zeminleri genişletilmektedir. Sizlerin, sözde Ermeni soykırım konusundaki kanun düzenlemesine yönelik masum ve demokratik hakkınızı kullanmanız herkesin gözüne battı; ama Türkiye aleyhine her platformda yürütülen kampanyalar kimsenin dikkatini yıllarca çekmedi" ifadelerine yer verdi.
"Yerel ve genel seçimlerde Türk milletini temsil ediniz. Türkiye’nin çıkarlarını gözetiniz" diyerek seçimlere dikkat çeken Bahçeli konuşmasına şöyle son verdi: "Mesela bu ay yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanacak Avrupa Türklüğü; ülkemize tavır alarak, milletimizin ve ceddimizin haysiyetini kirletmeye çalışanlara yönelik gerekli demokratik müdahaleyi ve tercihi mutlaka göstermelidir. Türkiye-Fransa ilişkilerinin istikrarlı ve dengeli olabilmesi için bu ülkede etkin bir konuma ulaşmayı ve gerekli oy gücüne erişmeyi hedeflemelisiniz. Fransa’nın siyasal hayatında, ekonomik ve mesleki teşekküllerinde daha fazla yer almalı ve daha fazla belirleyici olmalısınız. Her alanda sözünüz geçmeli, her alanda iddialı olmalısınız."
Yurt Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.