Babalar da gebelik sendromu yaşıyor
Belirtiler gebeliğin ilk 3 ayında görülüyor
“Kuvad Sendromu”, dışarıdan birinin fark edemeyeceği kadar hafif seyredebileceği gibi gerçek bir ruhsal bozukluk görüntüsü de yaratabilir. En hafif şekliyle erkeğin, eşiyle birlikte gebelik belirtilerini yaşaması olan sendromda, ileri durumlarda ise nedeni açıklanamayan baş ağrıları, sinirlilik, gerginlik, yerinde duramama, kilo alma ve gaz sancıları gibi belirtiler de kendini gösterebilir. Bunlar gebeliğin ilk üç ayının sonunda başlar, ikinci üç ayda artar ve doğum gerçekleşene kadar sürer.
Sosyoekonomik durumlar da etkili
Kaygı düzeyi yüksek bir yapıya sahip, siyahi ırka mensup ve sosyoekonomik durumu düşük baba adaylarında ‘Kuvad Sendromu’na daha sık rastlandığı görülmüştür. Altta yatan diğer toplumsal ve duygusal nedenler incelendiğinde ise, baba adayının küçük yaşta babası tarafından terk edilmiş olması, plan dışı gebelik, düşük eğitim düzeyi, ekonomik güvence eksikliği ve evlilikte geçimsizlik gibi faktörler de saptanmıştır.
Erkek hamile eşiyle bütünleşiyor
“Kuvad sendromu”, erkeklerin gebeliği ve eşinin hislerini yaşamasının bir dışa vurumu olarak düşünülmektedir. Bu sendrom, erkeğin gebe eşi ile bütünleşmesinin bir göstergesidir. Bazı erkeklerin sendroma diğerlerinden daha yatkın olduğu tahmin edilmektedir. Örneğin, kadın ya da erkek daha önceden kısırlık infertilite tecrübesi yaşamış ya da evlat edinmiş ise bu sendroma yatkınlık artmaktadır.
Belirtiler zamanla değişkenlik gösterir
Baba adayları üzerindeki kuvad semptomları gebeliğin yaklaşık üçüncü ayından itibaren herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde, ender de olsa eşinin gebe olduğunu fark etmeden önce belirtiler oluşabilir. Semptomlar, başlangıçtan itibaren giderek düşme eğilimindedir ancak genellikle son 3 ayda, doğumdan hemen önce veya doğum sırasında ikinci kez yükselişe uğrayabilir.
Bakım personelinin yardımı gerekli
Bebek bekleyen çiftlerle yapılan çalışmalarda, aile eğitim sınıflarına katılan erkeklerin daha olumlu bir psikolojiyle doğuma katıldıkları ve aile ilişkilerinin güçlendiği ortaya çıkmıştır. Doğum öncesi bakım hizmetlerinde önemli rol oynayan hemşireler, aileyi bütüncül bir yaklaşımla ele almalıdır. Gebe ve ailesinin bu yeni duruma, fiziksel ve psikososyal yönden uyum sağlayabilmesi için bakım ve eğitim gereksinimlerinin karşılanmasına yardım edilmeli, rehber olunmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.