Hastanelerde Her Hastaya Bir Oda Dönemi Başlıyor
Yayınlanma:
Güncelleme:
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Yatan hastalar için hastaların tek başına bir odada, bir yatakta refakatçisinin de kendisi ile beraber olabileceği banyosu, tuvaleti olan oda düzenine geçiyoruz." dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ 2017 yılıyla birlikte başlatılan Sağlıkta Dönüşüm programının ikinci fazının detaylarını anlattı. Akdağ "Yatan hastalar için hastaların tek başına bir odada, bir yatakta refakatçisinin de kendisi ile beraber olabileceği banyosu, tuvaleti olan oda düzenine geçiyoruz. Yoğun bakımlar da artık tıkış tıkış değil, birbirinden ayrıldığı odalar olacak. İzlem açısından ise hemşire ve doktorun daha güzel izlem yapabileceği odalar olacak." dedi.
Sağlıkta dönüşüm program sayesinde Türkiye'deki sağlık sisteminin tüm dünyaya örnek olduğunu söyleyen Bakan Akdağ Ak Parti ile başlayan sağlıkta dönüşüm programını ve programın ikinci fazını şöyle değerlendirdi:
"CİDDİ MESAFE ALDIK"
"2002'de iktidara geldiğimizde gerçekten durum perişandı. Çok ciddi bir mesafe aldık. Sağlıkta Dönüşüm programı ile Türkiye bütün dünyaya örnek oldu. Eksiklerimiz yok muydu, ya da hala yok mu? Elbette var. Ama kişi başına 500 dolar harcayarak Türkiye'deki sağlık hizmetlerini verebilen dünyada hiçbir ülke yok. Avrupa Birliği ülkelerinin önemli bir bölümü yılda 2 bin 500 dolarla 5 bin dolar arasında kişi başına sağlık harcaması yapıyorlar. ABD'de 8 bin 800 dolar civarındaydı en son. Bir türlü artışı da engelleyemiyorlar. Belki 10 bin dolarlara da yükseldi. Onu bilmiyorum.
"HAREKETLİ AMBULANSA İHTİYACIMIZ VAR"
Ambulansla Hastaneye taşıdığımız kişi sayısı 10 katına çıktı. Ambulans tarafı hemen hemen bitti. Büyükşehirlerimizde özellikle İstanbul'da ilave ambulansa ihtiyaç var. Bir de hareketli ambulanslara ihtiyacımız var. Bunları bu sene büyük ölçüde zenginleştiriyoruz.
"ZAMAN AYIRABİLECEKLER"
Aile hekimliği Türkiye'de yerleşti ama biraz heyecanını yenilemek gerekiyor. Bunun için bin tane sağlıklı yaşam merkezi kuracağız. Buralar aile hekimlerimiz için eğitim alanı olacak. Ayrıca aile hekimlerinin sayısını arttıracağız ve aile hekimi başına düşen vatandaş sayısını azaltacağız. Şu anda bu rakam ortalama 3 bin 500 hasta. Bunu ilk etapta 3 binin altına düşüreceğiz, 2023'e kadar da 2 bin 500'lerin altına, 2 binlere düşürmeyi hedefliyoruz. Böylece aile hekimleri hastalarına daha çok zaman ayırabilecek. Aile hekimlerinden performans olarak istediğimiz en önemli vazife, anne ve bebek ölümleri. Bu alanda büyük problemimiz vardı. Bir de aşılamalar. Bu problemi büyük ölçüde yendik.
"3 KONUYLA SAVAŞACAĞIZ"
Şimdi önümüzde yoğunlaştığımız yeni bir konu var. Kişinin hayatını kronik hastalıklar itibariyle tehdit eden, şişmanlık, hareketsizlik, sigara kullanımı gibi risklere yoğunlaşacağız. Şeker hastalığının erken tanınması ve takibi, kanser hastalarının tanınması, hiper tansiyon gibi hususlarda aile hekimlerimizi biraz daha eğiteceğiz ve onlara performans ölçütleri koyacağız.
HERKESE RANDEVU HİZMETİ
Poliklinik alanlarında randevulu hizmeti, karşılama hizmetlerini ve yönlendirme hizmetlerini geliştiriyoruz. Hastaneye giren yaşlı, engelli ya da ne tarafa gideceğini, nasıl hizmet alacağını çok iyi kestiremeyen kişilerden ihtiyacı olan herkese bu hizmeti vereceğiz.
YOĞUN BAKIMA YENİ DÜZEN
Yatan hastalar için hastaların tek başına bir odada, bir yatakta refakatçisinin de kendisi ile beraber olabileceği banyosu, tuvaleti olan oda düzenine geçiyoruz. Yoğun bakımlar da artık tıkış tıkış değil, birbirinden ayrıldığı odalar olacak. İzlem açısından ise hemşire ve doktorun daha güzel izlem yapabileceği odalar olacak.
"RAHAT ÇALIŞABİLECEKLER"
Biz hastanelerimizi kendimize göre yapıyoruz. Vatandaşın ve aynı zamanda sağlık çalışanın, doktorların rahat edeceği bir hastane. Burada en önemli husus da vatandaşın cebini korumak. Vatandaş kamu hastanelerine geldiği zaman herhangi bir para ödemeyecek. Girişte sembolik bir katkı ücreti ödeniyor. 6-7 lira gibi. Bu hizmetler geliştikçe özel sektör de değişimler oluyor."
HASTANELERDE VALE DÖNEMİ
Bakan Recep Akdağ yeni dönem hastanecilikte bir taraftan vatandaşın konforu ve rahatının yükseltildiği, diğer yandan tıbbi işlemlerde teknolojinin en yüksek seviyede kullanılacağını söyledi. Ayırca 'klinik kalite' denilen ve hastaya verilen hizmetin takip edildiği bir döneme geçildiğini belirten Akdağ "Bu sonuncusu zor bir alan. Bunu dünyada çok iyi başaran ülke hemen hemen yok. İngiltere'de Kanada'da, ABD'de yer yer diğer ülkelerde de üzerinde çalışılıyor. Kapısına geldiğinizde acilde bir hastanız varsa, en önemli problemlerden biri bugün aracımızı nereye koyacağımız. Kapıda aracınızı bir vale alacak, otoparka götürecek, çıkışta anahtarını size takdim edecekler" diye konuştu.
MÜLTECİLERİ SURİYELİ DOKTORLAR TEDAVİ EDECEK
Son günlerde mültecilere verilen sağlık hizmetleriyle ilgili ortaya atılan iddialara da cevap veren Akdağ, "Kendi vatandaşlarımıza verdiğimize yakın bir bakımı onlara da vermeye çalışıyoruz. Bir takım handikaplarımız var. Bunların biri lisan. Her ne kadar tercüman ile bunu aşmaya çalışsak da zaman zaman zorlandığımız yerler oluyor. Hamile takibi, doğumlar, aşılar konusunda çok dikkatliyiz" diye konuştu.
"170 MERKEZ YAPTIK"
170 tane göçmen sağlığı merkezi yaptıklarını belirten Akdağ, "Bunlar küçük ölçekli tıp merkezi diyebileceğimiz yerler. Suriyeli doktorları ve sağlık çalışanlarını eğitiyoruz. Bize diploma getiren herkesin diplomasını kabul ettik. Eğitimden sonra çok ciddi bir sınavdan geçiyoruz. Sadece Suriyelilere bakım hakkı vereceğiz. Eğitimi veren hocalarımızın genel kanati şu yönde, 'Suriyeli doktorlar iyi yetişmiş konumda' sınavlardan büyük başarı ile geçiyorlar. Para istemiyoruz, bizim eskiden yeşil kart uygulama sistemimizi bunlara uyguluyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde ve şimdi, göçmenlere bu kadar doğru yerinde insani hizmet verilmemiştir. Bunu sağlık açısından söylemiyorum. Bunu BM'de söylüyor. Şükürler olsun ki bu meselenin altında kalmadık" dedi.
HAMAM BÖCEĞİ SALGINI VARDI
Türkiye'de eski hastaneleri de anlatan Bakan Recep Akdağ şunları söyledi: "Hastanelerimizin hali inanılmaz perişandı. Bir hastanede hamam böceği salgını olur mu? Hastanelerimizin yarısından çoğu böyleydi. Bir türlü de baş edilemezdi, ilaçlama yapılır baş edilemezdi. Geriye gidersek 1930'lu yıllarda, yani Refik Saydam döneminde Türkiye'de sağlık sistemi çok doğru temellerle yerine konulmuş. Yapılan kanunlar, mevzuat, o günün imkanları ile oluşturulan sistem gerçekten çok takdire şayan. Baya hastane, altyapı yapılmış. O dönemden sonra Türkiye'de kamu hastaneciliği hemen hemen durmuş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.