Zinde kalmak için zeytin tüketin
Bu nedenle hiçbir zararı bulunmayan zeytinin sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, şunları kaydetti:
''Zeytinde, zeytin ve zeytinyağına has bir bileşik olan, acılık hissi veren oleuropein maddesi de bulunmaktadır. Zeytinde buruk, acı ve yakıcı tat hissinden sorumlu olan fenolik bileşikler, zeytinin duyusal özelliklerinin oluşmasına katkıda bulunuyor. Zeytinde oleuropein, tyrozol gibi çok sayıda fenolik bileşikler bulunur. Zeytinin içerdiği D vitamini kemiklerin gelişmesinde önemli rol almaktadır. Bu nedenle özellikle gelişme çağındaki, ilkokul çağındaki çocuklar zeytini düzenli şekilde tüketmeli. Sabah sofralarımızın vazgeçilmezlerinden olan zeytin, içerdiği fenolik maddeler nedeniyle daha sağlıklı ve dinamik olmamızı sağlamaktadır.''
Prof. Dr. Özcan, trafik, iş yaşamı ve benzeri nedenlerden kaynaklanan stresin, sağlığımızı olumsuz yönde etkilediğini dile getirerek, günde tüketilecek 15-20 zeytin ile bu stres ve yorgunluğun bir nebze de olsa hafifletilebileceğini, daha sağlıklı yaşam sürmemizi sağlayacağını bildirdi.
Tüketilecek zeytin yağının imkanlar ölçüsünde sızma yağ olarak tercih edilmesi gerektiğini, rafinasyon sırasında zeytin yağına has vitamin ve fenolik bileşiklerin çoğunun yağdan uzaklaştırılabildiğini anlatan Özcan, ''Zeytin yağının en önemli yağ asitlerinden biri olan oleik asidin, damar tıkanıklılıklarını önlediği araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Bu nedenle zeytin meyvesi içerdiği doymamış yağ asitlerinden dolayı hem sindirimi hem de bağırsak faaliyetini kolaylaştırmaktadır. Zeytin meyvesinde rafinasyon söz konusu olmadığı için tüm bu faydalı maddeler insan vücuduna alınabilir'' diye konuştu.
Türkiye'nin zeytin tüketiminde İspanya, İtalya, ve Yunanistan'dan sonra Avrupa'da 4. sırada olduğunu anımsatan Özcan, zeytin tüketiminin daha da artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.