Tıpkı 12 Eylül gibi, 28 Şubat gibi, 12 Mart gibi 17 Aralık da on yıllarca konuşulacak.

Belki de bir devrin sonunun başlangıcı olarak konuşulacak.

Türkiye’yi sarsan operasyon olarak konuşulacak.

12 yıldır tek başına iktidarı elinde bulunduran AK PARTİ’yi sarsan operasyon olarak konuşulacak.

Adı ‘RÜŞVET ve YOLSUZLUK’ operasyonu.

Talimat veren isim eski Ergenekon Soruşturması Savcısı Zekeriya Öz.

İddialar usulsüz para transferi mi dersiniz imara kapalı alanların imara açılması mı dersiniz.

Dile kolay 'yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla' ilgili yürütülen soruşturma kapsamında;  Türkiye’nin ilk ona girecek olan en zengin işadamlarından Ali Ağaoğlu, AK PARTİ’li Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, İşiçleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan ve yine Çevre ve Şehircilik Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, işadamı Reza Zarrab ile Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan aynı dosyada buluşarak göz altına alınıyorlar.

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fetullah Gülen cemaati arasında süren bilek güreşi devam ediyor.

Önce yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından genel seçim hesaplaşmalarıdır bunlar.

Yıllardır devlet dairelerinde, emniyette, adli makamlarda tam teçhizat siper alıp bekleyen Cemaatçiler ile Başbakan Erdoğan’ın restleşmesidir bunlar.

İki taraftan birisi geri adım atmadan kolay kolay bu bilek güreşi sona ermez.

Baksanıza bu operasyonlardan sonra Konya’dan seslenen Erdoğan ‘Bizi millet getirdi, millet götürür. Kimsenin tehdidine geri adım atacak değiliz’ diyerek önemli bir mesaj veriyordu.

Bu arada daha önceki davalarla ilgili aramalar, gözaltılar, tutukluluklar, operasyonlar aksine bu operasyon basına pek yansımadı.

Tıpkı gezi eylemlerinde olduğu gibi basın neredeyse penguenlerin hayatını gösterecek  yayınlar yaptılar.

Son dakika diye, flaş haber diye o operasyonların hiçbir sahnesinden bizi eksik bırakmayan televizyon kanalları 17 Aralık operasyonunda aynı çalışkanlığı gösteremedi nedense.

Bütün bu tartışmaların ve kavgaların yurttaşa yarayacağını düşünüyorum.

Cemaat ve iktidar el ele daha mı iyi olur.

Bakın ne güzel işte iki taraf kavga etmeseydi adı ‘RÜŞVET ve YOLSUZLUK’ operasyonu olan bu iddiaların hiçbirisinden haberimiz olmayacaktı.

Sırf bu iddialar ile ilgili fikir sahibi olmamız bile kafi.

Her ne kadar ‘Atlar tepişir olan eşekler olur’ atasözümüz olsa da ‘İki cambaz bir ipte oynamaz’ atasözümüz de var…!

İster adına bilek güreşi diyelim, ister bir ipin üzerinde oynayan iki cambaz diyelim ne dersek diyelim sonuç aynı kapıya çıkıyor.

Güçlü olan her alanda ya gücüne güç katmıştır veya kontrolü kaybederek gücünü de kaybetmiş ve yenilmiştir..!

Bekleyip göreceğiz…

17 Aralık aynı zamanda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da doğum günü.

Kılıçdaroğlu; 17 Aralık 1948’de Tunceli’de doğdu.

Bir anlam çıkartmayın canım sadece bir tesadüf..!