Mehmet Mert
Alo Fatihleri siz yarattınız!..
Yayınlanma:
Bu günlerde herkes bir birisine ALO FATİH diye sesleniyor ama aslında kimse kendisine 'Fatihleri ben yarattım 'demiyor!
Nasıl oldu diye sormadan anlatayım.
Bakın mesela HABERDAR yola ilk çıktığında (2001 yılı) 'Gazetecilerin hazırladığı gazete' sloganıyla yayına başladık.
Çünkü o zaman bölgemizde bir iki gazete yayınlanıyordu ve hiçbirisinin patronu gazeteci değildi.
Bu gün ülke geneline baktığınızda da aynı gözlemi yapmak mümkün.
Hemen hemen her gazetenin veya televizyon kanalının sahibi ya politikacı, ya büyük iş adamı veya aynı ikili konsorsiyumdan oluşan şirket yönetimi.
Tepki böyle gösterilmemeli!
Tamam güzel alo fatih esprileri yaparak bir birinizi güldürüyorsunuz ama yapılması gereken bu değil.
Eğer daha bağımsız ve daha özgür yayın organlarına sahip olmak istiyorsanız neyi okuduğunuzu kimi izlediğinizi iyi bilip tanımalısınız.
Zira izlediğiniz kişi gazeteciliği bırakıp bir şirket ceosu olmuşsa artık o adamın size objektif bilgi vermeyi unutmalısınız.
Okuduğunuz gazete eğer iktidar partisi aracılığı ile devlet bankalarından büyük krediler kullanmışsa, büyük yatırımlar yapmışsa, büyük paralar kazanmışsa o gazetenin size objektif haber vermesini unutun.
Bir gazete veya televizyonun sahibi, yöneticisi, muhabiri siyasi bir yer hedefliyorsa o yayın organından da objektif ve doğru haber beklemek yaz gününde karın yağışını beklemekten öteye gitmez.
Böyle gelmiş böyle gitmemeli!
Dün geride kaldı artık yarınlara bakmalı ve bir yerlerden başlayarak bazı şeyleri değiştirmeli diyorsanız buyurun size yöntem.
Bu satırları her okuyan lütfen bir dakika düşünsün ve dün akşam hangi kanalı izlediğine en son hangi gazeteyi okuduğuna baksın.
Alın size bir isim.
SABAH gazetesi dün 1.1 milyar doların tamamı devlet bankasından 10 yılda ödenmek üzere Çalık grubuna satıldı.
Grup medya grubunu elinde bulundurduğu dönemde cebinden kuruş ödemeyerek bütün gelirleri dilediği gibi kullandı ve bu gün kar ederek medya grubunu bir konsorsiyuma sattı.
Üstelik bu konsorsiyuma havuz sistemiyle ödenen paralar sayesinde yayın organı el değiştirildi.
Şimdi siz bu grubun objektif yayın yapacağına inanıyor musunuz?
Yine Türkiye'nin en büyük haber ajanslarından birisi (Samanyolu), en çok okunan gazetesi (ZAMAN) ve içerisinde bir çok yayın ağını bulunduran televizyonlar ile radyolar (SAMANYOLU HABER, SAMANYOLU TV, MEHTAP TV, SAMANYOLU RADYO v.b.) Fethullah Gülen'e ait Gülen Cemaati'nin yayın organlarıdır.
Siz bu yayın organlarının Başbakan Erdoğan'a ve hükümete karşı objektif yayın yapacağını sanıyorsanız kusura bakmayın ama çok komiksiniz!
Ve üstüne üstlük bu yayın organları dün de tam tersi olarak muhalefet partilerine karşı (özellikle CHP) objektif değilllerdi!
Ekonomik ihtilal gerek!
Bugün ALO FATİH dün ALO YİĞİT yarın ALO OSMAN!
Çünkü Başbakan o medya gruplarına büyük krediler verdiği için kendisini de o grupların patronu diye görüyor.
O medya grup patronlarının da eli mahkum olduğu için kuzu kuzu başbakan daha ağzını açmadan 'ANLAŞILMIŞTIR EFENDİM' diyor.
ALO FATİH'lerin olmaması için, basının daha özgür daha şeffaf, daha objektif olması için aslında tek gereken olay ekonomik ihtilaldır.
Alın medya devlerinin elinden ekonomik yatırımları bırakın ortada görün bakalım o zaman kim medya dünyasına girecektir!
Aslında hiçbir yayın organı büyük paralar kazanmıyor ama maalesef siyasi olarak bir yere gelmek, belli bir gücü elinde bulundurmak için ülkemizde en kolay yol medya dünyasına girmek olarak biliniyor.
Dünyada bu tam olarak böyle değil.
En azından medya devleri hükümetlere fazla içli dışlı olmuyorlar.
Yasalar bunlara engel teşkil ediyor.
Son sözümüz şu olsun.
Okuduğumuz gazeteleri, yazarları, izlediğimiz televizyonları, programcıları iyi tanımadan onlara inanmayı ve onlara desteğimizi askıya alacağız.
Kredi vererek medya grubu satın alan siyasi partilerin iktidara gelmemeleri için dua edeceğiz.
Basın yayın organları için harcadığımız her kuruşu (yerel basında bu daha önemli) hak edene vermeliyiz!
Nasıl oldu diye sormadan anlatayım.
Bakın mesela HABERDAR yola ilk çıktığında (2001 yılı) 'Gazetecilerin hazırladığı gazete' sloganıyla yayına başladık.
Çünkü o zaman bölgemizde bir iki gazete yayınlanıyordu ve hiçbirisinin patronu gazeteci değildi.
Bu gün ülke geneline baktığınızda da aynı gözlemi yapmak mümkün.
Hemen hemen her gazetenin veya televizyon kanalının sahibi ya politikacı, ya büyük iş adamı veya aynı ikili konsorsiyumdan oluşan şirket yönetimi.
Tepki böyle gösterilmemeli!
Tamam güzel alo fatih esprileri yaparak bir birinizi güldürüyorsunuz ama yapılması gereken bu değil.
Eğer daha bağımsız ve daha özgür yayın organlarına sahip olmak istiyorsanız neyi okuduğunuzu kimi izlediğinizi iyi bilip tanımalısınız.
Zira izlediğiniz kişi gazeteciliği bırakıp bir şirket ceosu olmuşsa artık o adamın size objektif bilgi vermeyi unutmalısınız.
Okuduğunuz gazete eğer iktidar partisi aracılığı ile devlet bankalarından büyük krediler kullanmışsa, büyük yatırımlar yapmışsa, büyük paralar kazanmışsa o gazetenin size objektif haber vermesini unutun.
Bir gazete veya televizyonun sahibi, yöneticisi, muhabiri siyasi bir yer hedefliyorsa o yayın organından da objektif ve doğru haber beklemek yaz gününde karın yağışını beklemekten öteye gitmez.
Böyle gelmiş böyle gitmemeli!
Dün geride kaldı artık yarınlara bakmalı ve bir yerlerden başlayarak bazı şeyleri değiştirmeli diyorsanız buyurun size yöntem.
Bu satırları her okuyan lütfen bir dakika düşünsün ve dün akşam hangi kanalı izlediğine en son hangi gazeteyi okuduğuna baksın.
Alın size bir isim.
SABAH gazetesi dün 1.1 milyar doların tamamı devlet bankasından 10 yılda ödenmek üzere Çalık grubuna satıldı.
Grup medya grubunu elinde bulundurduğu dönemde cebinden kuruş ödemeyerek bütün gelirleri dilediği gibi kullandı ve bu gün kar ederek medya grubunu bir konsorsiyuma sattı.
Üstelik bu konsorsiyuma havuz sistemiyle ödenen paralar sayesinde yayın organı el değiştirildi.
Şimdi siz bu grubun objektif yayın yapacağına inanıyor musunuz?
Yine Türkiye'nin en büyük haber ajanslarından birisi (Samanyolu), en çok okunan gazetesi (ZAMAN) ve içerisinde bir çok yayın ağını bulunduran televizyonlar ile radyolar (SAMANYOLU HABER, SAMANYOLU TV, MEHTAP TV, SAMANYOLU RADYO v.b.) Fethullah Gülen'e ait Gülen Cemaati'nin yayın organlarıdır.
Siz bu yayın organlarının Başbakan Erdoğan'a ve hükümete karşı objektif yayın yapacağını sanıyorsanız kusura bakmayın ama çok komiksiniz!
Ve üstüne üstlük bu yayın organları dün de tam tersi olarak muhalefet partilerine karşı (özellikle CHP) objektif değilllerdi!
Ekonomik ihtilal gerek!
Bugün ALO FATİH dün ALO YİĞİT yarın ALO OSMAN!
Çünkü Başbakan o medya gruplarına büyük krediler verdiği için kendisini de o grupların patronu diye görüyor.
O medya grup patronlarının da eli mahkum olduğu için kuzu kuzu başbakan daha ağzını açmadan 'ANLAŞILMIŞTIR EFENDİM' diyor.
ALO FATİH'lerin olmaması için, basının daha özgür daha şeffaf, daha objektif olması için aslında tek gereken olay ekonomik ihtilaldır.
Alın medya devlerinin elinden ekonomik yatırımları bırakın ortada görün bakalım o zaman kim medya dünyasına girecektir!
Aslında hiçbir yayın organı büyük paralar kazanmıyor ama maalesef siyasi olarak bir yere gelmek, belli bir gücü elinde bulundurmak için ülkemizde en kolay yol medya dünyasına girmek olarak biliniyor.
Dünyada bu tam olarak böyle değil.
En azından medya devleri hükümetlere fazla içli dışlı olmuyorlar.
Yasalar bunlara engel teşkil ediyor.
Son sözümüz şu olsun.
Okuduğumuz gazeteleri, yazarları, izlediğimiz televizyonları, programcıları iyi tanımadan onlara inanmayı ve onlara desteğimizi askıya alacağız.
Kredi vererek medya grubu satın alan siyasi partilerin iktidara gelmemeleri için dua edeceğiz.
Basın yayın organları için harcadığımız her kuruşu (yerel basında bu daha önemli) hak edene vermeliyiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.