Dün yapılan grup toplantılarında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli; ''2019 seçimlerinde partimiz Adalet ve Kalkınma Partisi’yle birlikte yan yana mücadelesini sürdürecektir'' demiş.
Bu sözü duyanların pek garipsediğini zannetmiyorum.
Zira ne Bahçeli'nin ne de MHP'nin başka alternatifi olduğu söylenemez.
*
Seçim barajı konusunda daha önce yaptığı açıklamaya istinaden ise Bahçeli şöyle konuştu; ”Dedim ki ‘Yüzde 10 barajı ağır bir barajdır’ Dedim ki, ‘12 Eylül sonrasında yüzde 20 – 25 arasında il barajı, bunun üstünde yüzde 10 ülke barajı oluşmuştu’ bunu yok sayacak çıkacak mıdır? Dedim ki ‘12 Eylül sonrasında inşa edilen barajla MHP ve MSP’nin silinmesi hedeflenmişti’ Seçim barajının aşağı çekilememesi sonucunda mesela 1991’de olduğu gibi ittifaklarla barajın aşılması mümkün olmuştu. Artık bu kadar zorlamalarla, birilerini öldürerek kendini yaşatmak yerine hep beraber nasıl yaşarız, Türkiye’yi nasıl istikrara getirebiliriz noktasında bir uzlaşmaya varacak çalışma yapılmalıdır. Bu yüzde 5 mi 6 – 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır? Özet olarak söylediklerim bunlardır. Şunu herkes bilsin ki MHP’nin baraj maraj sorunu asla yoktur...”
*
Yaklaşık iki hafta önce Bahçeli baraj olayını dillendirdiğinde bir arkadaş ortamında (o arkadaşlar anımsayacaklardır) aynen şu yorumu yapmıştum; “MHP'nin bugün seçim olsa yüzde 10 barajını geçmesi zor görünüyor. Bunu Anadolu'ya çıktığınızda çok net olarak görebiliyorsunuz. Adana'da bulundum geçenlerde. Sayın Bahçeli'nin kendi memleketinde bile kendisine çok tepki var. İYİ Parti olmasa bile MHP ciddi oy kaybı yaşayacaktı. İYİ Parti kuruldu bu çok açık ve net kendisini göstermeye başladı. 2019 seçimlerinde şayet baraj aşağı çekilmez ise MHP'den en az 20 milletvekili ittifak ile meclise girer ve MHP ancak böyle mecliste grup kurar. Aksi taktirde yüzde 10 barajını geçip milletvekili çıkarması zor görünüyor. Çünkü Sayın Bahçeli'nin ve MHP'nin iktidar olmak gibi bir derdi olmamakla birlikte, iktidara destek vermek gibi bir derdi var...”
*
Daha aradan 3-4 gün geçmeden ne yazık ki Bahçeli'den benim yorumumu yüzde yüz doğrular bir açıklama geldi.
Bu açıklama üzerine daha fazla yorum yapmayacağım.
Şimdilik sadece ve sadece şunu söyleyeceğim.
Şayet İYİ Parti teşkilatlanmayı tamamlayıp kazasız belasız seçimlere girerse MHP'den daha yüksek oy alacağını kestirmek çok güç değil...



Yaşar ağabey seni çok özleyeceğiz...
Son on yıldır aynı apartmanda yaşıyorduk.
Her binaya girişimde balkondan bana Hoş geldin der, her sabah işe gittiğimde güle güle der, arada bir çocuklarla bir yere çıktığımızda, 'hayrola Memetçim nereye böyle...' diyişi ile yolculuk öncesi uğurlaması içimizi ısıtırdı.
Çok ortak noktamız vardı.
Atatürkçü.
Fenerbahçeli.
Kumburgazlı.
Akşamcı.
Ortamcı.
Oluşları bir yana, hoş sohbeti ve beyefendi kişiliği ile bana çok şey öğretti.
Evvelki gün kendi telefonundan; 'babamı kaybettik' mesajını aldığımda bir an üzüntüye büründüm.
Kısa süre önce yakalandığı kanser lanetine çok erken teslim olmuş ve oğlu Mevlana Çavdar (Dünya gazetesinden meslektaşım) bu acı durumu bizlerle paylaşmıştı.
Son iki yıl üst üste önce annesini, sonra tek erkek kardeşini toprağa vermek onu büs bütün yıkmıştı.
Kanser ise son darbeyi vurmuştu ve bir defa daha bir güzel adam aramızdan ayrılmıştı.
Daha yetmişine yeni basmıştı.
Dün Büyükçekmece Küba Camii'nde, eski PTT müdürlüğünden kalma mesai arkadaşları, Kumburgaz'dan komşuları, kahvehane arkadaşları, meyhane arkadaşları, apartman komşuları o güzel insanı memleketi Adapazar'ına oradan da cennete uğurladık.
Güle güle Yaşar (Çavdar) ağabey. Seni ve o nur yüzünü hiç unutmayacağız...
Işıklar içinde uyu, mekanın cennet olsun, Allah rahmet eylesin...

GÜNÜN SÖZÜ
Ölüm olmasaydı, hayat bütün güzelliğini kaybederdi....