Basını bu hale getirenler utansın!

 Basını kim bu hale getirdi?


Öncelikle gündem çok hızlı geliştiği için gecikmiş bir yazı olduğunu söylemeliyim.

Aslında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nden bu yana gündemimde ancak bugüne nasipmiş bu konuyu yazmak.

Malum gazeteciler günü bölgemizde düzenlenen bir çok etkinliğe, geceye ve kahvaltıya katıldık.

En kalabalık toplantı Beylikdüzü Mado’da gerçekleşen CHP Esenyurt Belediye Başkan Adayı Dr. Gürbüz Çapan’ın kahvaltılısında yaşanmıştı.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci aynı akşam yemek düzenlediği için o gün gazeteciler ikiye bölünmüş ve her iki yemek de biraz daha sakin geçmişti.

Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yemekli daveti ise geçmiş yıllardaki Albatros Restaurant’da değil Kültürpark’da Dalyan Cafe’de gerçekleşmişti.

Bu gecede ben yeri falan eleştirmeyeceğim aksine son derece sıcak ve samimi bir ortam oluşmuştu.

Bu gecede belediye basın bürosunun bir duvara astığı ‘hepimiz bir ağacın dallarıyız’ figürünün oluşturulduğu resimden bahsedeceğim.

Bu resimde ağacın her bir dalına ilçede yayın yaptığı söylenen basın organlarının logoları yapıştırılmıştı.

Resim veya fotoğraf fark etmez hemen yazının içerisinde sizlerle paylaşıyorum alın tek tek sayın kaç yayın organı var diye.

Ben saydım tam 30(otuz) tane.

Bunun daha unutulanları, yazılmayanları, web haber sitelerini de eklerseniz adet kırkı geçer.

Şimdi sizlere soruyorum; bu normal bir durum mudur?

Hayır der gibi hissediyorum.

 

 

Peki basın gibi dördüncü küvet organını bu hale kim veya kimler getirdi.

Siyasiler mi?

İş adamları mı?

Okurlar mı? Yoksa biz yerel basın temsilcileri mi?

Ben hepimizin biraz katkısı olduğunu düşünüyorum.

Kimimizin biraz az kimimizin fazla.

Ama kesinlikle bu durumdan hepimiz sorumluyuz.

Peki şimdi ne yapmak lazım?

Önce siyasiler üzerine düşeni yapmalı.

Bir ilçede 30-40 yerel basın organı varsa bu durumdan dolayı kendisine öz eleştiri yapmalı ve  üzerine düşeni hemen ivedi olarak gerçekleştirmeli.

Sorarım size? Türkiye’de bir başka ilçe örneği var mıdır ki; tam 40 adet yerel basın organı olsun.

Kesinlikle yoktur.

Bırakın ilçeyi Büyükşehirlerde bile yoktur. Gidin Kayseri’ye, Konya’ya, Aydın’a, Adana’ya sorun bakalım. Bu şehirlerde 30-40 yayın organı var mı ve bu şehirlerin belediyeleri 30-40 yayın organına belediye bütçesinden reklam dağıtıyor mu?

Bir başka soru? Bir ilçenin bütçesinden 30-40 basın organına ilan reklam vermek pay dağıtmak ne kadar doğrudur?

Buraya dağıtılan 3-5 kuruş veya 30-40 bin lira her neyse o ilçenin menfaatine daha güzel hizmetler için kullanılsa daha doğru olmaz mı?

Bu reklamlar dağıtılırken her hangi bir kriter alınıyor, her hangi bir ölçü alınıyor ve hak etmeyenler eleniyor mu?

Elenmediğini ve kıstas alınmadığını ben biliyorum?

Peki bu durum bir Cumhuriyet ülkesinde modern bir belediye yönetimine yakışıyor mu?

Kesinlikle hayır!

Bakın ben basın yayın organlarına reklam verilmesin demiyorum ki. Yine lafı kıçından anlamasın kimse.

30-40 yayın organına dağıtılan bütçe büyük bir bütçe. Ve bunu sadece Büyükçekmece Belediyesi için de demiyorum.

Bölgemizdeki bir çok ilçede var aynı durum.

Bu bütçeyi kullanarak; daha sağlıklı, daha adil ve daha mantıklı basın projeleri geliştirilebilinir.

Hem basın yayın organları ekonomiksel olarak faydalanır hem de ilçe halkı bu bütçe ile yerel basından ve yerel haberlerden faydalanır.

Bakın geçenlerde Silivri belediyesi bir anket yapmış belediye ile ilgili haberleri nereden alıyorsunuz diye ve yerel basın % 4 çıkmış.

Daha başka bir şey denilir mi bu verinin üzerine!

 

Başka türlü yardım edin?

 

Bir belediye başkanı 30-40 basın organı sahibine eğer destek vermek yardım etmek istiyorsa ve bu kişilerin iş güç sahibi olmasını istiyorsa bunlara yardım etme yöntemi bu olmamalı.

Daha farklı yöntemler üretmeli.

Bu yayın organı sahipleri de sadece belediyelerden ve bazı kurumlardan ayda senede kutlama reklamları adı altında yayınlanan ilanlarla ayakta durmayı göze almamalı.

Bir basın organı sahibiyim diyenler; periyodik, nitelikli, özenli, düzenli yayın organları ile okurlarının karşısına çıkmalı veya daha nitelikli yayın organlarında çalışmayı göze almalılar.

Aksi halde buyurun buradan yakın. Bugün 30-40 yayın organı, yarın 60-70 yayın organı barınacak bir ilçede.

Kusura bakmayın ama bu da basın için utanç verici bir durumdur.

 

Bakın ben kendi adıma şöyle bir öz eleştiri yapayım.

Meslekte yirmi yılımı çoktan geride bıraktım.

Yirmi yılda ilk on yıl çalışan olarak mesleğimi sürdürdüm.

Son on iki yılımı (12 yıl) aşkındır ise sadece HABERDAR’ı yayınlamaktayım.

Sırf bu yazdığım durumdan dolayı, GERÇEK gazetesi sahibi Ali Tarakçı ile birlikte Gazete İstanbul diye bir proje geliştirdik. Yarın belki de HABERDAR ile GERÇEK bu projede yoluna devam edecek.

Üstelik bu üç gazetede yoluna günlük periyotta devam ediyor.

 

Akgün’ün haberi yok mu?

 

Tabi Büyükçekmece Belediyesinin bu konu ile ilgili bir başka problemi de belediye bünyesinde günlük bir gazete yayınlanmasına rağmen gazetenin sahibinin, belediye basın danışmanlığı yapmasıdır.

Bu durumdan Başkan Akgün’ün haberi var mıdır bilmem! Ancak bu gazetenin künyesi, sahibinin durumu, dağıtımını nasıl yaptığı, yayınladığı reklamlarda belediyeyi kullandığını bilmeyen yok!

Gidin belediye muhasebe kayıtlarına bakın bu gazeteye yılda kaç para ödendiğini öğrenin.

Gidin belediye basın bürosu bilgisayarlarına, silinen bilgileri geri getirme programlarını kullanarak  bu gazetenin o bilgisayarlarda hazırlanıp hazırlanmadığına bakın bakalım!

Kısacası yerel basınımızın bu durumundan dolayı son derece üzgünüm.

Abonelerimizden bu günlerde ‘kaç kişi oldunuz kardeşim, üstelik hepiniz aynı haberleri yazıyorsunuz’ şikayetlerinden bıktım.

Bu böyle gitmez gitmemeli diyerek hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.

Yazım çok uzun oldu biliyorum. Bu konuya daha sonra yine değineceğim!

 

 

 

twitter.com/MehmetMert1

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi