Sevim Güney
"Bitsin mi, bitmesin mi!"
Yayınlanma:
Bu hafta; Evlilik ve İletişim Uzmanı, aynı zamanda, Aile Yaşamını Koruma Derneği Başkanlığını yürüten, İnci Yeşilyurt ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisini “Evlilikler bitmesin” programından ve kitaplarından tanıyorsunuz. Basılmış, beş kitabı var. Son kitabı ise “Beyni bakire aşıklar” adıyla yayınlandı.
İnci Yeşilyurt, danışanların, evlilik öncesi beraberlik, evlilik sırasında ve boşanma aşamasında oluşan iletişim problemlerinde tıkandıkları anda, kendisine başvurduklarını söyledi. Ancak son iki yıldır, özellikle üniversiteli gençlerin de, sağlıklı beraberliklerini uzun süreli yaşama isteği nedeniyle de öneri almak için başvurduğunu söylüyor.
Evlilik, aşk, aldatma, neden boşanmalar artıyor, nerede hata yapıyoruz?
Yarın da bu söyleşiye devam edeceğiz. Gelin hep birlikte bakalım, İnci Yeşilyurt sorularımıza nasıl cevap vermiş;
Evlilikte yapılan en büyük hatalar nedir size göre?
-Evlenmeyi bilmeden evlenmek. Saygı, ilgi, anlayış, fedakarlık, sevgi ve güven temelini ihmal etmek. Karşılıklı empati yapmada başarısızlık. Aile büyüklerini, evliliğin problemleri dışında tutamamak. Berbat cinsel hayat…
Evliliklerde, en çok hangi yıllarda problemler yaşanmaya başlıyor?
-Evliliğin en tehlikeli yılları ilk beş yıl. Ardından ikinci sırada 11-17 yıllar arası. Üçüncü sırada 23. Yıl geliyor. Boşanma oranlarına bakıldığında her yıl evlenen 6 çiftten biri, ilk beş yıl içinde boşanıyor.
Danışmaya en çok hangi yaş gurubu geliyor?
-Danışılan konuya göre değişmekte. Ama yoğun olarak 22- 48 yaş grubu başvurmakta…Geniş bir yelpazedir. Ebeveyn-Ergen İletişim problemleri bu yaş grubunun dışındadır.
Eşler genelde birlikte mi geliyorlar?
-Kimi problemde çift olarak, kimi problemde ise tek olarak başvurmaktalar. Bizim toplumumuzda büyükşehirler dışında, genelde boşanma sonrasında hemen her açıdan kadın zor durumda kalabilmekte. Duygusal olarak kadınlar evliliğe ve sorunların çözümüne daha sıcak baktığı için kadınların başvurması daha yoğun….
Kadınlar, boşanma aşamasında sanki eşi kaybetmekten çok “ben ne olacağım” bencilliği içinde. Sanki para kasaları gitmiş gibi davranıyor. Çoğu da istemediği bir evliliğe bu yüzden katlanıyor. Bu biraz çıkarcılık mı? O zaman, dışarıda para karşılığı çalışan kadından ne farkı var sizce?
-Hiçbir farkı yok. Yıllardır bununla savaşıyorum. Evlilik ticaret değildir. Hatta boşanma sonrası çocuklar hariç, çalışmayan kadının sadece kendisi için yoksulluk nafakası adı altında adamdan para almasını doğru bulmuyorum. Boşandıktan sonra babalık kalır. Onun için nafaka ödenir. Ama kadın belli yaşın altındaysa çalışmayıp nafaka aldığında, karşılığında ne veriyor??? Bu kadın hangi onurdan bahsedebilir? Sen onunla evlendiysen o da seninle evlendi. Çalışmadan yan gel yat, sonra da eşitlik iste.
Diyelim ki; Kadın veya erkek evliliğini kurtarmaya çalışıyor, diğeri artık eşini istemiyor. Tek başına evliliğini kurtarması mümkün mü?
-Zorla güzellik olmaz. Evlilik tek başına yapılmadığına göre, evliliğin tek tarafın isteği ile kurtulması mümkün değil. Ama istek ikisinde de olur. Yalnız tek tarafla çalışırsınız ve kurtulur. Buna sık rastlıyoruz. Bu tür evliliklerde erkeğin veya kadının egosu yüksektir. Her şeyi en iyi ben bilirim düşüncesindedir. Bu yüzden, diğer eşe verdiğimiz hizmetin karşılığı da mükemmel olabiliyor. Çünkü en iyi ben bilirim diyen ve istemez görüne taraf, aslında istiyordur ama egoları nedeniyle destekten kaçınır. Ona diğer eş üzerinden müdahale etmek en uygunu…
(Devam edecek)
Sevgiyle kalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.