Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi.

Büyük bir sürpriz olmaz ise 3 aday yarışacak.

Ak Parti adayı RecepTayyipErdoğan.

MHP ve CHP’nin ortak çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu. Ve BDP adayı SelahattinDemirtaş. Erdoğan’ın adaylığının bugün kesinleşmesinin ardından Türkiye şu soruyu tartışıyor: Cumhurbaşkanı 10 Ağustos’taki 1. turda mı belli olur? Yoksa adaylardan 1. turda yüzde 50’yi aşan olmazsa 2. tura mı gidilir?

 
3 aday yarışacak

 
Son yerel ve genel seçimlerdeki verilerden yola çıkarsak; CHP ve MHP’nin oylarının toplamı (ve tabi bütün partililerin oy vermesi koşuluyla) % 40-45 oranında seyreder.

BDP oyları ise % 6-7 aralığında seyreder.

Ak Parti’nin oy oranı ise % 50 bandını zorlar.

Bu durumda şayet ilk turda AK Partililer seçimlere fazla asılır ve diğer partiler zayıf seçim kampanyası gerçekleştirirler ise oy kullanma oranı düşer ve ilk turda Erdoğan % 50’yi az da olsa geçerek 12. Cumhurbaşkanı seçilir.

Seçim ikinci tura kalırsa BDP ve Kürt oyların çoğu Recep Tayyip Erdoğan’a gider ve bu defa Erdoğan büyük farkla seçimi alır diye düşünüyorum.

 
Ekmel bey eleştiriliyor!

 
Her ne kadar benim Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağı tahminim tutmasa da seçim turları tahminimin yüzde doksan  gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Daha yaklaşık kırk gün sürecek seçim yarışı ve seçim propagandaları başlamadı ama görünen köy kılavuz istemez.

MHP ve CHP’nin ortak çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu maalesef bütün partililerin onayını alamadı.

Ben şahsen Meral Akşener veya Deniz Baykal’dan birisinin aday olabileceğini düşünmüştüm.

Akşener veya Baykal Başbakan Erdoğan’ı ciddi bir şekilde zorlayabilirdi.

Her ikisi de Erdoğan gibi tecrübeli siyasilerdir.

Her ikisi de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna çok güzel yakışırlardı.

Her ikisi de gerek MHP ve gerek CHP tabanı dışında diğer siyasi oluşumlardan da destek alabilirlerdi.

Erdoğan’ı eleştirenler madem sağcı olduğundan dolayı, İslamcı olduğundan dolayı anti laik olduğundan dolayı eleştiriyorlar ya.

Ekmel beyinde belki en zayıf yönü bu eleştirisel yönleri kendisinde barındırmasıdır.

 
Bölünecek miyiz!

 
Fatih Altaylı dünkü yazısında bölüneceğiz kehanetinde bulunarak; Türkiye bölünerek büyüyecek, üniter yapı yerine federatif bir yapı kurulacak ve K. Irak Türkiye'ye katılacak, diye yazdı.

Altaylı yazısında şuna değindi:

"Mesela bana sorarsanız, Türkiye çok önemli bir "idari değişikliğe" doğru koşar adım gidiyor.

Başkanlık sistemi falan demeyeceğim, çok daha önemli ve kökten bir değişimin arifesindeyiz gibi geliyor.

Öyle görünüyor ki, Türkiye önümüzdeki süreçte "üniter yapısını bir kenara bırakacak" ve "federatif" bir yapıya doğru gidecek.

Allah ömür verirse önümüzdeki 10 yıl içinde göreceğimiz şudur: Türkiye en az iki, belki de daha fazla parçaya bölünecek.

Bunun sinyalleri her yerden gelmeye başladı.

Son olarak Yargıtay'ın onay verdiği "Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi" adı bile nereye gittiğimizin çok açık bir göstergesi.

Bu partinin bir benzeri Irak'ta var, adı da Irak Kürdistan Demokrat Partisi.

Türkiye'deki Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi de siyasi Önder olarak IKDP gibi Molla Mustafa Barzani'ye gösteriyor.

Belli ki, Türkiye artık bu yolda.

Bölünecek.

Büyük ihtimalle stratejik derinliğimizin bu yeni rotasında bölünerek büyüme gibi bir planlama yapılmış.

Kürdistan Irak'tan kopacak, Türkiye'de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeleri de içine alarak federatif bir yapıda Türkiye'nin geri kalanıyla birlikte olacak.

Bu iyi midir, kötü müdür, olur mu, oldurulur mu bilmiyorum. "

Ama tüm veriler, planın bu olduğu yönünde bir izlenim yaratıyor.

…

Altaylı’nın yazdıkları aslında kehanet falan değil.

Birinci cumhuriyetçiler, ikinci cumhuriyetçiler, libareller, solcular, ulusalcılar, Aleviler, Kürtler, gericiler, şeriatçılar, sosyalistler olarak zaten yıllardır bölük pörçük olmuş bir milletiz.

Zaten Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığına götüren süreç bir anlamda başkanlık sürecinin adım adım işlemesi ve önce yarı başkanlık ardından başkanlık sistemi ile bir anlamda Türkiye’nin "federatif" yapıya dönüşmesinin atılımlarıdır.