Kimilerine göre sadece sistem değişikliği.
Kimilerine göre rejim değişikliği.
​Kimilerine göre Türkiye'nin kurtuluş reçetesi.
Kimilerine göre Türkiye'nin bölünmeye giden yol haritası.
Kimilerine göre birkaç aylık kolaisyon hükümetlerinden kurtulma, belirsizliklere son verilmesi, istikrarın devamı, büyük Türkiye'ye giden adım.
Kimilerine göre; tek adam rejimi, yargıyı, askeri, polisi, ekonomiyi, demokrasiyi tek adama teslim edecek oylama.
Bu tartışmalar ortamında referanduma doğru gidiyoruz.
*
16 Nisan’da yapılacak bu referandumda oyunun rengini ‘EVET’ olarak açıklayanların ödüllendirildiği, 'HAYIR' olarak açıklayanların cezalandırıldığı, göz altına alındığı, hapse atıldığı, vatan haini ilan edildiği bir ortamda.
Birilerinin korkarak saklanmaya çalıştığı, başını kaçırdığı, söylemlerden ve ifadelerden kaçtığı bir ortamda.
Bir belediye başkanı tüm belediye personelini toplayarak onlara referandum dersi veriyor.
Sistem değişikliğini anlatıyor.
“Şimdiye kadar hiçbir seçimde sizlere hangi partiye oy verip vermeyeceğinizi sormadım.
Sizleri yönlendirmedim.
Kararınıza saygı duydum” diyor.
*
Ancak bu defa farklı.
Bu bir ülke meselesi.
Bu bir Cumhuriyet meselesi.
Laikliğin tartışılması.
Demokrasinin tartışılması.
Şöyle böyle değil.
Yarın telafisi çok mümkün olmayacak bir konu.
İyi düşünün.
İyi tartın.
İyi analiz edin.
Sandığa öyle gidin diyor.
*
“Bakın ben mezardan Mustafa Kemal Atatürk gelse ve benden bu sisteme evet oyu istese ben yine hayır derim” diyor.
“Bu değişikliğin ülke menfaatine en küçük bir katkısı yok” diyor.
“Bu sistem her şeyi tek adama bağlama sistemidir” diyor.
“Bu tek adam kim olursa olsun o adama da yazık olur” diyor.
Bu akıl dışı bir oylamadır diyor.
Ve bütün bu düşünceler doğrultusunda yüzlerce personelin de iyi düşünerek hayır oyu vermeleri ve bu yönde çevrelerini etkilemeleri gerektiğini vurguluyor.



*
Evet yanlış okumadınız, bu zamanda, referandum oyunun rengini 'EVET' olarak açıklayanların ödüllendirildiği, 'HAYIR' olarak açıklayanların cezalandırıldığı, göz altına alındığı, hapse atıldığı, vatan haini ilan edildiği bir ortamda bir ilçe belediye başkanı, bu cesareti gösteriyor.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün 23 Şubat Perşembe günü, World Point Tesisleri’nde belediye personeli ile referandum toplantısı yaparak bu ifadeleri kullanıyor.
*
Ak Parti'li bir belediye başkanı benzer şekilde toplantı yaparak personelini 'EVET' kararı yönünde yönlendiriyorsa CHP'li bir belediye başkanının da 'HAYIR' kararı yönünde yönlendirme yapması kadar daha doğal ne olabilir ki.
Tüm devlet dairelerinde 'EVET' propagandaları yapılırken, CHP'li belediyelerde 'HAYIR' propagandası yapılması kadar daha doğal ne olabilir ki.
Yandaş medya ana ekranlarına 'Türkiye için EVET' sloganı atarken, muhalif medyanın ekranlarına 'Türkiye için HAYIR' sloganı yazması kadar daha doğal ne olabilir ki.
Değil mi...!
Biz de aynen onu söylüyoruz zaten!
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün yaptığı toplantı da gayet sıradan, gayet doğal, gayet demokratik bir hareket.
Kendisini taktir etmeye, alkışlamaya, göklere çıkartmaya gerek yok!
Hadi bakalım şimdi sıra diğer belediye başkanlarımızda...!