Mehmet Mert
Hayır diyen hain, evet diyen yalaka mı?
Yayınlanma:
Resmen olmasa bile fiilen referandum sürecine girmiş bulunuyoruz. Şimdilerde herkes bir an önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’den çıkan referandum sonuçlarını değerlendirip resmi gazetede yayınlanmak üzere imzayı çakmasını beklese de.
Ben şahsen Erdoğan’ın kafasında bir tarih netleştiği için resmi gazetede yayından 60 gün sonra denk gelecek pazar günü referandum olacağı için o günü beklediğini düşünüyorum.
Ve o gün de büyük bir ihtimal ile 1928’de TBMM’nin, Anayasa'nın ikinci maddesini değiştirdiği ve laiklikliğin yürürlüğe girdiği tarih olan ‘9 Nisan’ olacaktır.
O gün söz konusu maddenin, "Türkiye Devleti'nin dini İslam’dır" bölümü çıkarıldı.
Böylece ‘EVET’ ve ‘HAYIR’ oylayacaklar arasında az da olsa ‘din’ vurgusu gözetilmeye çalışılacaktır.
Bu benim fikrim.
Yanılabilirim belki, bilemiyorum.
Yok referandum tarihinde 2 Nisan veya 16 Nisan kararı alınırsa o zaman bu fikrim geçerliliğini yitirir.
*
Ben aslında bu yazımda şimdiden fikrini açıklayanlara yönelik başlatılan ‘linç kampanyası’ndan bahsetmek istiyorum.
Evet zaman zaman bizler de yazılarımızıda görüşünü önceden açıklayanlara yönelik eleştirilerde bulunuyoruz.
Ancak bu eleştirilerimiz saldırı niteliği taşımadan, karalama yapmadan, aşağılamadan, hakaret etmeden, küfür etmeden, sadece ve sadece durumu ortaya koymak adına, yaşananlara vurgu yapmak adına yapılan eleştirilerden ibaret olmakta.
*
Öncelikle daha şimdiden karar verenlerin ‘EVET’ oyu da verseler, ‘HAYIR’ oyu da verseler çok erken verilmiş bir karar olarak değerlendirmek gerekiyor.
En azından 60 gün sürecek referandum sürecindeki kampanyaları takip etmek gerek.
Söylemlere ifadelere bakmak gerek.
18 maddelik değişikliği doğru anlamak, iyi analiz etmek, irdelemek, yorumlamak gerek.
*
Bakın mesela AK Parti, önceliklerini belirlemek için başkanlık sistemine yönelik seçmen tercihleriyle ilgili birden fazla araştırma yapmış.
Son araştırmalarda kararsızların oranı yüksek çıkmış.
Dolayısıyla AK Parti kurmayları bugünlerde kararsızları ‘evet’e ikna etmek için kullanılacak kampanya argümanları üzerinde çalışıyor.
Kararsızların çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunun da ortaya çıkmasına, AK Parti analizcileri “tek adamlık ve yaşam tarzı” konusunda beliren kaygıların sebep olduğunu belirlemişler.
AK Parti kurmaylarının referandum kampanyasında öncelikli olarak dikkate alınacak diğer bir grup ise Kürtler.
MHP ile girilen işbirliği ve HDP’lilerin cezaevinde olmasının, Kürt oylarında çözülmeye neden olduğu yorumları yapılıyor.
*
Muhalefetin, “tek adamlık, diktatörlük, ülkenin bölüneceği” tezlerini öne sürmesi bekleniyor.
AK Parti’nin; Anayasa metni üzerinden polemiğe girmek yerine, “güvenlik, gelecek ve kalkınma” başlıklarında yeni umutlar vaad etmesi bekleniyor.
Her iki kesiminde bana göre en çok dikkat etmesi gereken vurgular, ayrıştırma, dışlama, bölme, ötekileştirme gibi kavramlardan uzak durmak olmalı.
*
Evet herkes fikrini özgürce söylemeli.
Evet herkes zihninden geçenleri dile getirmeli.
Evet bu iki seçenekli bir oylama; ‘EVET’ veya ‘HAYIR’ şeklinde oylanacak.
Evet herkesin fikrine saygı duyulmalı.
Ancak bütün bunları en önce sorumluluk sahibi olanlar, göz önünde kişiler, bakanlar, başbakanlar, belediye başkanaları, devlet adamları, siyasiler, STK yöneticileri, spor adamları, sanat dünyasının öne çıkanları yapmalılar.
*
Hayır, kimseye hakaret edilmemeli.
Hayır, kimse linç girişimine maruz kalmamalı.
Hayır, kimse fikrinden dolayı dışlanmamalı, atılmamalı, kakılmamalı, ötekileştirilmemeli.
Hayır ve asla, kata, kesinlikle referandumda ‘HAYIR’ oyu verecekleri yönünde görüşünü açıklayanlara ‘hainlik’ yakıştırmaları yapılmaması gibi, ‘EVET’ oyu verecekleri yönünde görüş belirtenlerin tamamının da mevcut iktidar yanlısı ve destekçisi kısaca ‘yalaka’ yakıştırılması doğru değil.
*
Her iki kesim de ne yazık ki çok fazla etkisi ve katkısı olmadan önlerine gelecek olan bir referandumu oylamaya çalışacaktır o kadar.
Evet diyeceklerin tamamı maddelerden tam anlamıyla tatmin ve memnun olmayacaklardır.
Hayır diyenlerin bir kısmı ise maddelerin bazılarını doğru ve gerekli bulmasına rağmen evet oyu veremediklerine üzüleceklerdir.
Ne ‘HAYIR’ oyu verecekler ‘HAİN’dir.
Ne de ‘EVET’ oyu verecekler ‘YALAKADIR’.
Her iki kesim de bu güzel ülkenin gerçek sahipleri, yurttaşları, kardeşleri, dostları, insanaları, namus bekçileridir….
Ben şahsen Erdoğan’ın kafasında bir tarih netleştiği için resmi gazetede yayından 60 gün sonra denk gelecek pazar günü referandum olacağı için o günü beklediğini düşünüyorum.
Ve o gün de büyük bir ihtimal ile 1928’de TBMM’nin, Anayasa'nın ikinci maddesini değiştirdiği ve laiklikliğin yürürlüğe girdiği tarih olan ‘9 Nisan’ olacaktır.
O gün söz konusu maddenin, "Türkiye Devleti'nin dini İslam’dır" bölümü çıkarıldı.
Böylece ‘EVET’ ve ‘HAYIR’ oylayacaklar arasında az da olsa ‘din’ vurgusu gözetilmeye çalışılacaktır.
Bu benim fikrim.
Yanılabilirim belki, bilemiyorum.
Yok referandum tarihinde 2 Nisan veya 16 Nisan kararı alınırsa o zaman bu fikrim geçerliliğini yitirir.
*
Ben aslında bu yazımda şimdiden fikrini açıklayanlara yönelik başlatılan ‘linç kampanyası’ndan bahsetmek istiyorum.
Evet zaman zaman bizler de yazılarımızıda görüşünü önceden açıklayanlara yönelik eleştirilerde bulunuyoruz.
Ancak bu eleştirilerimiz saldırı niteliği taşımadan, karalama yapmadan, aşağılamadan, hakaret etmeden, küfür etmeden, sadece ve sadece durumu ortaya koymak adına, yaşananlara vurgu yapmak adına yapılan eleştirilerden ibaret olmakta.
*
Öncelikle daha şimdiden karar verenlerin ‘EVET’ oyu da verseler, ‘HAYIR’ oyu da verseler çok erken verilmiş bir karar olarak değerlendirmek gerekiyor.
En azından 60 gün sürecek referandum sürecindeki kampanyaları takip etmek gerek.
Söylemlere ifadelere bakmak gerek.
18 maddelik değişikliği doğru anlamak, iyi analiz etmek, irdelemek, yorumlamak gerek.
*
Bakın mesela AK Parti, önceliklerini belirlemek için başkanlık sistemine yönelik seçmen tercihleriyle ilgili birden fazla araştırma yapmış.
Son araştırmalarda kararsızların oranı yüksek çıkmış.
Dolayısıyla AK Parti kurmayları bugünlerde kararsızları ‘evet’e ikna etmek için kullanılacak kampanya argümanları üzerinde çalışıyor.
Kararsızların çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunun da ortaya çıkmasına, AK Parti analizcileri “tek adamlık ve yaşam tarzı” konusunda beliren kaygıların sebep olduğunu belirlemişler.
AK Parti kurmaylarının referandum kampanyasında öncelikli olarak dikkate alınacak diğer bir grup ise Kürtler.
MHP ile girilen işbirliği ve HDP’lilerin cezaevinde olmasının, Kürt oylarında çözülmeye neden olduğu yorumları yapılıyor.
*
Muhalefetin, “tek adamlık, diktatörlük, ülkenin bölüneceği” tezlerini öne sürmesi bekleniyor.
AK Parti’nin; Anayasa metni üzerinden polemiğe girmek yerine, “güvenlik, gelecek ve kalkınma” başlıklarında yeni umutlar vaad etmesi bekleniyor.
Her iki kesiminde bana göre en çok dikkat etmesi gereken vurgular, ayrıştırma, dışlama, bölme, ötekileştirme gibi kavramlardan uzak durmak olmalı.
*
Evet herkes fikrini özgürce söylemeli.
Evet herkes zihninden geçenleri dile getirmeli.
Evet bu iki seçenekli bir oylama; ‘EVET’ veya ‘HAYIR’ şeklinde oylanacak.
Evet herkesin fikrine saygı duyulmalı.
Ancak bütün bunları en önce sorumluluk sahibi olanlar, göz önünde kişiler, bakanlar, başbakanlar, belediye başkanaları, devlet adamları, siyasiler, STK yöneticileri, spor adamları, sanat dünyasının öne çıkanları yapmalılar.
*
Hayır, kimseye hakaret edilmemeli.
Hayır, kimse linç girişimine maruz kalmamalı.
Hayır, kimse fikrinden dolayı dışlanmamalı, atılmamalı, kakılmamalı, ötekileştirilmemeli.
Hayır ve asla, kata, kesinlikle referandumda ‘HAYIR’ oyu verecekleri yönünde görüşünü açıklayanlara ‘hainlik’ yakıştırmaları yapılmaması gibi, ‘EVET’ oyu verecekleri yönünde görüş belirtenlerin tamamının da mevcut iktidar yanlısı ve destekçisi kısaca ‘yalaka’ yakıştırılması doğru değil.
*
Her iki kesim de ne yazık ki çok fazla etkisi ve katkısı olmadan önlerine gelecek olan bir referandumu oylamaya çalışacaktır o kadar.
Evet diyeceklerin tamamı maddelerden tam anlamıyla tatmin ve memnun olmayacaklardır.
Hayır diyenlerin bir kısmı ise maddelerin bazılarını doğru ve gerekli bulmasına rağmen evet oyu veremediklerine üzüleceklerdir.
Ne ‘HAYIR’ oyu verecekler ‘HAİN’dir.
Ne de ‘EVET’ oyu verecekler ‘YALAKADIR’.
Her iki kesim de bu güzel ülkenin gerçek sahipleri, yurttaşları, kardeşleri, dostları, insanaları, namus bekçileridir….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.