Mehmet Mert
Hüloooğ diyen de onlar, söz dinleyen de!
Yayınlanma:
Ne yapalım adamların 'hüloooğ' diye bağırmaları da var.
Susmaları gerektiğinde mum olup dinlemeleri de var.
Eğriye eğri, doğruya doğru.
Bu arada Binali Yıldırım'ın oluşturacağı yeni kabinede İstanbul Millevvekili Metin Külünk'ün Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna getirilmesi bekleniyor.
***
Dün gerçekleşen AKP 2. Olağanüstü Kongresi bir çok açıdan bir kez daha dikkat çekmeyi başardı.
Eveleyip gevelemeden hemen söyleyeceğim.
AKP ve CHP ile MHP gibi partilerin kongrelerini bir karşılaştırın arkadaşlar.
Salonda bir düzen, bir disiplin, bir hiyarerşi.
Sahnede söyleyeni herkes pür dikkat dinliyor.
Kargaşa yok.
Gürültü patırtı yok.
Protesto yok.
***
Öne geçeyim, yer kapayım kavgası yok.
Yaka paça indirilen delege yok.
Liste yarışı için bir birini kovalayan gruplar yok.
Konuşan partiliyi yuhalama yok.
Hakaret yok.
Küfür yok.
***
Ne yani eleştiriyoruz diye adamların doğrularını da yazmayacak mıyız.
AK Parti de deriz, AKP de.
17 Aralık, 25 Aralık da deriz, işte dünkü kongrede olduğu gibi doğrularınız olduğu zaman gocunmadan, çekinmeden, saklamadan taktir etmesini de biliriz.
Ne olur sizler de bu doğrularınızda olduğu gibi diğer yanlışlarınızdan da arının, daha çok sizi onaylayan yazılar yazalım.
Bundan bir garezimiz olamaz.
***
Neyse kongre diyorduk.
MHP ve CHP'de olsa diyorduk.
Salon keşmekeşliği.
Yaka paça indirilenler.
Sandalye kapmak için koşturanlar.
Elinde liste dolaşanlar.
Adam kovalayanlar.
Kamera kovalayanlar.
***
Ne yapalım adamların 'hüloooğ' diye bağırmaları da var.
Düzen, tertip, disiplin, organizasyon, saygı, sevgi, tahammül, mütevazi, itaatkar tutumları da var.
Baksanıza Ahmet Davutoğlu durup dururken başbakanlık koltuğunda alınmasına rağmen yine methiyeler diziyor Erdoğan'a.
Hem de şöyle böyle değil.
Mağrur bir ifade ile, gür ses tonu ile.
Varsa yoksa iki lafından birisinde Erdoğan diyor, liderimiz diyor, ne derse diyor, emri başımız üstüne diyor.
***
Yeni Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasında sesi kısılıyor.
İmdadına halefi Davutoğlu'nun eşi bir karışım yaparak yetişiyor.
Birden aklıma CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Mustafa Sarıgül'ün eşinin kongre salonunda CHP Lideri Deniz Baykal'a yaptıkları ve söyledikleri geldi de.
Aman Allahım.
Gerçekten de eleştirelim yanlışlarını, yaptıklarını, tutum ve davranışlarını.
Ama bir şeyi kabullenelim.
Şu Adalet ve Kalkınma Partisi'ne mensup insanlarda enteresan bir özellik var.
Kim bilir yarın belki de teker teker ayrışarak bu defa tam tersi bir tutuma girecekler.
Ancak şuanda Erdoğan ne yaparsa yapsın, doğrusu ile yanlışı ile adamın arkasında yer almayı sürdürüyorlar.
***
Kongre salonunda dikkatimi çeken bir pankartı paylaşmak istiyorum.
Kayseri il teşkilatı imzası ile; MESELE KOLTUK DEĞİL, SEN DAHA ANLAMADIN MI? parkatı yazılmış.
Gezi direnişine mesaj verilmiş.
Bildiğiniz gibi Gezi'de Mehmet Ali Alabora, “Mesele ağaç değil sen daha anlamadın mı” tweeti atmış ve daha sonra büyük baskı görmeye başlamıştı.
***
Belki mesele koltuk değil ama meselenin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
O meseleye AKP'nin gücü, zamanı, birikimi, şansı el verir mi bilemeyiz.
Bildiğimiz bir şey var ki; şuanda her şey hem Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hem de Recep Tayyip Edoğan'ın istediği gibi devam ediyor.
***
Bu arada Binali Yıldırım'ın olışturacağı kabinesi için de bazı isimler gelmeye başladı.
Yeni bakanlardan favorilerin koltuklarını koruyacağını belirtebilriz ancak; Sağlık Bakanlığı’na Recep Akdağ, Binali Yıldırım'dan boşalacak Ulaştırma Bakanlığı'na Metin Külünk, Milli Eğitim Bakanlığı'na Mahir Ünal, Ekonomi Bakanlığı'na Mustafa Elitaş'ın getirileceği konuşuluyor.
Şayet Metin Külünk, Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna getirilirse bu durumun fazla sürpriz olmayacağını da söyleyebiliriz.
Yeni MYK'da Yalçın Akdoğan, Mehmet Ali Şahin, Süleyman Soylu gibi isimlerin olmamayışı ise yeni sürprizlere gebe.
Susmaları gerektiğinde mum olup dinlemeleri de var.
Eğriye eğri, doğruya doğru.
Bu arada Binali Yıldırım'ın oluşturacağı yeni kabinede İstanbul Millevvekili Metin Külünk'ün Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna getirilmesi bekleniyor.
***
Dün gerçekleşen AKP 2. Olağanüstü Kongresi bir çok açıdan bir kez daha dikkat çekmeyi başardı.
Eveleyip gevelemeden hemen söyleyeceğim.
AKP ve CHP ile MHP gibi partilerin kongrelerini bir karşılaştırın arkadaşlar.
Salonda bir düzen, bir disiplin, bir hiyarerşi.
Sahnede söyleyeni herkes pür dikkat dinliyor.
Kargaşa yok.
Gürültü patırtı yok.
Protesto yok.
***
Öne geçeyim, yer kapayım kavgası yok.
Yaka paça indirilen delege yok.
Liste yarışı için bir birini kovalayan gruplar yok.
Konuşan partiliyi yuhalama yok.
Hakaret yok.
Küfür yok.
***
Ne yani eleştiriyoruz diye adamların doğrularını da yazmayacak mıyız.
AK Parti de deriz, AKP de.
17 Aralık, 25 Aralık da deriz, işte dünkü kongrede olduğu gibi doğrularınız olduğu zaman gocunmadan, çekinmeden, saklamadan taktir etmesini de biliriz.
Ne olur sizler de bu doğrularınızda olduğu gibi diğer yanlışlarınızdan da arının, daha çok sizi onaylayan yazılar yazalım.
Bundan bir garezimiz olamaz.
***
Neyse kongre diyorduk.
MHP ve CHP'de olsa diyorduk.
Salon keşmekeşliği.
Yaka paça indirilenler.
Sandalye kapmak için koşturanlar.
Elinde liste dolaşanlar.
Adam kovalayanlar.
Kamera kovalayanlar.
***
Ne yapalım adamların 'hüloooğ' diye bağırmaları da var.
Düzen, tertip, disiplin, organizasyon, saygı, sevgi, tahammül, mütevazi, itaatkar tutumları da var.
Baksanıza Ahmet Davutoğlu durup dururken başbakanlık koltuğunda alınmasına rağmen yine methiyeler diziyor Erdoğan'a.
Hem de şöyle böyle değil.
Mağrur bir ifade ile, gür ses tonu ile.
Varsa yoksa iki lafından birisinde Erdoğan diyor, liderimiz diyor, ne derse diyor, emri başımız üstüne diyor.
***
Yeni Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasında sesi kısılıyor.
İmdadına halefi Davutoğlu'nun eşi bir karışım yaparak yetişiyor.
Birden aklıma CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Mustafa Sarıgül'ün eşinin kongre salonunda CHP Lideri Deniz Baykal'a yaptıkları ve söyledikleri geldi de.
Aman Allahım.
Gerçekten de eleştirelim yanlışlarını, yaptıklarını, tutum ve davranışlarını.
Ama bir şeyi kabullenelim.
Şu Adalet ve Kalkınma Partisi'ne mensup insanlarda enteresan bir özellik var.
Kim bilir yarın belki de teker teker ayrışarak bu defa tam tersi bir tutuma girecekler.
Ancak şuanda Erdoğan ne yaparsa yapsın, doğrusu ile yanlışı ile adamın arkasında yer almayı sürdürüyorlar.
***
Kongre salonunda dikkatimi çeken bir pankartı paylaşmak istiyorum.
Kayseri il teşkilatı imzası ile; MESELE KOLTUK DEĞİL, SEN DAHA ANLAMADIN MI? parkatı yazılmış.
Gezi direnişine mesaj verilmiş.
Bildiğiniz gibi Gezi'de Mehmet Ali Alabora, “Mesele ağaç değil sen daha anlamadın mı” tweeti atmış ve daha sonra büyük baskı görmeye başlamıştı.
***
Belki mesele koltuk değil ama meselenin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
O meseleye AKP'nin gücü, zamanı, birikimi, şansı el verir mi bilemeyiz.
Bildiğimiz bir şey var ki; şuanda her şey hem Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hem de Recep Tayyip Edoğan'ın istediği gibi devam ediyor.
***
Bu arada Binali Yıldırım'ın olışturacağı kabinesi için de bazı isimler gelmeye başladı.
Yeni bakanlardan favorilerin koltuklarını koruyacağını belirtebilriz ancak; Sağlık Bakanlığı’na Recep Akdağ, Binali Yıldırım'dan boşalacak Ulaştırma Bakanlığı'na Metin Külünk, Milli Eğitim Bakanlığı'na Mahir Ünal, Ekonomi Bakanlığı'na Mustafa Elitaş'ın getirileceği konuşuluyor.
Şayet Metin Külünk, Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna getirilirse bu durumun fazla sürpriz olmayacağını da söyleyebiliriz.
Yeni MYK'da Yalçın Akdoğan, Mehmet Ali Şahin, Süleyman Soylu gibi isimlerin olmamayışı ise yeni sürprizlere gebe.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.