"4 bin aday adayının yüzde 25'i kadın"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de aile içi şiddetin önlenmesi konusunda çok iyimser olduğunu, kaderine razı olmayan milyonlarca kadın bulunduğunu belirterek, ''Türkiye'de yeni bir Kurtuluş Savaşı'nın sürdüğünü bilen Cumhuriyetin, Mustafa Kemal'in çocukları var ve hiç de azımsanmayacak kadar sayıları yüksek'' dedi.
Türkiye'nin seçim sürecine girdiğini ve partilerin adaylık sürecinin başladığını anlatan Bilgehan, ''CHP'ye başvuran 4 bine yakın adaydan yüzde 25'i, hiçbir kota olmadan, kendi istekleriyle gelen kadın adaylar. Sanıyorum ki uzun dönemden beri ilk defa bu kadar çok kadın adayımız var. Kendi istekleriyle, kendi iradeleriyle kaderlerini değiştirmek isteyen cesur, namuslu kadınlar bizim partimize gelip aday oldular'' diye konuştu.
Partisi adına bu adaylardan onur duyduğunu ifade eden Bilgehan, şöyle devam etti:
''Çok önemli sivil toplum kuruluşlarının, kadın derneklerinin, kadın hakları mücadelesi verenlerin önemli temsilcileri aday olarak başvurdu. Onlar artık partimizin üyeleri. Daha da önemlisi hiç adını sanını duymadığımız, görmediğimiz, en sorunlu bölgelerden, doğudan, Güneydoğu Anadolu'dan, kırsal kesimden gelen kadın adaylarımız var. Biliyorsunuz kadın sorunu en çok oralarda hissediliyor, hem ekonomik hem geleneksel hem de etnik olarak. İşte o kadınların temsilcileri korkmadılar, kaderlerini değiştirebileceklerine inandılar ve gelip aday oldular.''
Dünyada yaşananın tersine Türkiye'de birçok bakımdan kadınların 1920'li, 1930'lu yıllardan geriye gittiğini belirten Bilgehan, ''Bunun en güzel örneği siyasette, temsilde. Mecliste kadın temsil oranı olarak 1934'te dünya ikincisiyiz. Şimdi ise dünyanın en gerisindeyiz'' dedi.
Son 7 yılda kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığını vurgulayan Bilgehan, ''Bunun nedeni sadece geleneksel, zihniyet, muhafazakarlık mı? Bence bunun nedeni çok önemli oranda ekonomik de. Kadın hakları konusunda Türkiye 21 sıra gerilemiş. Ama yoksulluk da o oranda artmış. Ekonomik sorunlardan, yoksulluktan en çok etkilenenler de kadınlar oluyor'' diye konuştu.
"Geleneksel beklentiler, çağdaş kadının da üzerine bindiriliyor"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Figen Şahin ise sorunun temelinde toplumsal cinsiyet ve rol modelin olduğunu söyledi.
Toplumun kadınlara ''iyi ev kadını olmalı, anne olmalı, çalışsa bile bu görevlerini ihmal etmemeli'' diye baktığına işaret eden Şahin, ''Geleneksel beklentiler, çağdaş kadının da üzerine bindiriliyor. 'Erkek aldatabilir, şiddet uygulayabilir, tölere et' şeklinde bir beklenti var'' diye konuştu.
Bu tür toplumsal değerlerin değişmesi gerektiğini belirten Şahin, ''Şiddetin önlenmesi konusunda hukuk kurallarında çok büyük açıklar olduğunu düşünmüyorum. Ama bu kuralları uygulayanlar kim? Bu değerlerle yetişmiş kimseler'' dedi.
Gazeteci Ruhat Mengi de kadına yönelik şiddetle ilgili 25 yıl önce yazdığı yazılar ile bu yıl yazdıklarının aynı olduğunu belirterek, bunun Türkiye'de hiçbir şeyin değişmediğini gösterdiğini savundu.
Mengi, ''Tek çözüm hakimlerin tecavüz suçlularına ağır cezalar vermesi. Toplum olarak yapılması gereken, tecavüz suçlularını serbest bırakan, yanlış karar veren hakimlerin de suça ortak olduğunu haykırmak'' diye konuştu.
Oturum başkanlığını Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Nazan Moroğlu'nun yaptığı panele, eşi tarafından öldürülen Ayşe Paşalı'nın avukatı Elif Kabadayı Tatar da katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.