'Anayasa, Kadın ve Siyaset Gündemi' paneli
Siyaset yaşamında da kadının hak ettiği kadar temsil edilemediğine dikkati çeken Gültekin, şöyle konuştu: ''Parlamentoda kadınların oturduğu koltukların oranı yüzde 10'lara bile denk gelmiyor. Oysa İsveç'teki parlamento koltuklarının hemen hemen yarısında kadınlar oturuyor. Oysa biliyoruz ki demokrasinin olmazsa olmazı bu farklılıkların temsil edilmesidir. Dolayısıyla da toplumun yarısını, hatta yarısından fazlasını oluşturan kadınların siyasi erklerde, karar makamlarında, kanunları çıkarma ve uygulamada bu orana yakışır bir düzeyde yer almaları gerekmektedir.''
Erkeklerin kadınları, ''kadınlar çiçektir'' diyerek, ''bir fanusun içine hapsettiğini'' öne süren Gültekin, ''Evet bizler çiçeğiz, erkekler bizi bu yüzden fanusa almak istiyor alabilirler ama oksijensiz kalırsak yaşayamayız, rengimizi göremez, kokumuzu duyamazlar'' diye konuştu. Prof. Dr. Gültekin, erkeklere, ''Bize duvarlar örmeyin, bırakınız özgür ortamlarda daha çok üretelim'' diye çağrıda bulundu.
'Son 30 yılda Türkiye'de elde edilen kazanımların son derece önemli'
Avukat Hülya Gülbahar, erkek egemenliğinin tüm dünyada binlerce yıldır sürdüğünü ifade ederek, kadınların seçme ve seçilme de dahil olmak üzere haklarını elde etmesinin yaklaşık 200 yıllık sürece dayandığını belirtti. Son 30 yılda Türkiye'de elde edilen kazanımların son derece önemli olduğuna işaret eden Gülbahar, bu yüzyılın en büyük politik gücünün kadınlar olduğunu kaydetti. Gülbahar, şöyle konuştu: ''Türkiye'de kadınlara haklarının Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildiği veya Cumhuriyet'in ilanıyla bir takım haklara kavuştukları ama kadınların bu hakları yeterince kullanmadıkları gibi bir klişe var. Kadın hareketine ve Türkiye'nin tarihine yapılmış çok büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kadınların mücadelesi Cumhuriyet ile başlamıyor. Çok daha eskilere dayanıyor. Mağdur kadın söylemlerini tartışmamız gereken bir söylem olduğunu görmek için bu tablo çok önemli. Kadınlara ve kadınların tarihine baktığımız zaman klasik siyasi formların bize öğrettiklerinin dışında bir bakış geliştirmemiz lazım.''
Gülbahar, kadınların Osmanlı İmparatorluğu döneminde de örgütlendiklerini ve dernekler kurduklarını söyledi. Erkek siyasilerin kadınların siyasetle ilgilenmedikleri gibi bir argüman öne sürdüklerine de değinen Gülbahar, ''15 Haziran 1923 yılında Nezihe Muhiddin başkanlığındaki kadınlar parti kurmak istiyorlar. Tüzüklerini hazırlayıp mülki idareye sunuyorlar. Bu tüzük 8 ay bekletiliyor ve sonunda parti kurmalarına izin verilmiyor'' dedi.
KATCAM Müdürü Adak
KATCAM Müdürü Doç. Dr. Nurşen Adak da ''Cinsel Tacizi Önlemede Stratejiler'' konusunda bilgi verdi. Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerinde uygulanan Üniversitede Cinsel Tacizi Önleme Yönetmeliğini anlatan Adak, bu yönetmeliğin benzerini uygulamak için Akdeniz Üniversitesi'nde de çalışmalara başladıklarını, bu talebi rektörlüğe de ilettiklerini kaydetti. Akdeniz Üniversitesi'nce düzenlenen ''Kadının İnsan Hakları'' eğitimine katılan öğrencilere de katılım belgeleri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meral Gültekin tarafından verildi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.