ÇATALCA’DA KADINLAR GÜNÜ

ÇATALCA’DA KADINLAR GÜNÜ
Belediye Başkanı Kara,"‘Evinde, işinde, tarlasında, bağında bahçesinde umutla çalışan, ak ak emeklerini sergileyen yaşanabilir bir dünyayı yaratma çabası içinde olan kadınlarımızın mutlu gününü kutluyoruz."dedi.
 
Çatalca’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü büyük bir coşkuyla kutlandı. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın kadınlara yönelik Nazım Özbay Kültür Merkezi’nde düzenlemiş olduğu etkinlikte, davetli olan kadınlar tiyatro salonuna sığmadı. Tiyatro salonunda protokolü kadınlara bırakarak arka sıralarda oturan Başkan Cem Kara, ‘bugün sizin gününüz, protokol de sizsiniz, yetkili de sizsiniz’ diyerek, tüm kontrolü kadınlara bıraktı. Tiyatro ve konser etkinliklerinin sunulduğu programda kadınlar Grup Otantik Trio gurubunun şarkıları eşliğinde gönüllerince eğlendiler. Keyifli dakikaların yaşandığı programda sahneye davet edilen Belediye Başkanı Cem Kara kadınlarla karşılıklı oynayarak eğlencelerine ortak oldu.  
 
BAŞKAN CEM KARA KAHVALTIYA DAVETLİYDİ
 
Çatalca’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Etkinliklerin ilki Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları tarafından düzenlenen kahvaltı ile başladı. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın da davetli olduğu Çatalca Belediyesi Kültür Evi’nde organize edilen kahvaltıda Belediye Başkanı Cem Kara, tüm kadınların bu özel gününü kutladı. Oldukça samimi bir havada geçen kahvaltıda, çeşitli ikramlar sunuldu.
 
KADINLAR GÖNÜLLERİNCE EĞLENDİLER
 
Öğleden sonra ise Çatalca Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Nazım Özbay Kültür Merkezi’nde düzenlenen çeşitli etkinliklerin sunulduğu program vardı. Saat 13.00’da başlayan programa kadınlar yoğun ilgi gösterdiler. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, buradaki programda protokol geleneğini bozarak, arka sıralarda kadınların arasında oturmayı tercih etti. Çatalca Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner”in de katıldığı programın açılış konuşmasını Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Belgin Tezer yaptı. Belgin Tezer konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınlarına verdiği önemi belirtti. Daha sonra kürsüye Emekli Öğretmen Müjgan Unutmaz geldi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel sürecini ve ülkemiz ile dünya kadınları arasındaki kıyaslamaları belirten Müjgan Unutmaz’ın konuşmasının ardından ise Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, bir konuşma yaptı. Başkan Cem Kara, konuşmasına; ‘Evimizin, yöremizin, ülkemizin kahrını çeken, verdikleri emekleri ile kahırlarını törpüleyen, ışığımız, aydınlığımız, Atatürk İlke ve Devrimlerinin gerçek sahipleri, analarımız, bacılarımız, kızlarımız, yeryüzündeki tüm güzelliklerden güzel ve özel kadınlarımız; hepinizin ‘8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun, hepiniz hoş geldiniz’ diyerek başladı. 
 
Belediye Başkanı Kara,
‘Evinde, işinde, tarlasında, bağında bahçesinde umutla çalışan, ak ak emeklerini sergileyen yaşanabilir bir dünyayı yaratma çabası içinde olan kadınlarımızın mutlu gününü kutluyoruz.
 
Mecnun’un Leyla’sı, Ferhat’ın Şirin’i, uğrunda dağların delindiği, tepelerin aşıldığı en narin çiçekten narin, en zarif daldan zarif, evinin ekmeği, bereketi, ışığı kadınlarımız; bugün, daha sağlıklı çalışma ortamı isteyen kadınlarımızın örgütlü ve haklı mücadelesi ile kazanılmıştır.
 
Ülkemize baktığımızda ise; Atatürk İlke ve Devrimleri içinde, kadınların erkekler ile eşit toplumsal varlıklar olarak toplum içinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Atatürk Devrimleri'nin en önde gelenlerinden birisidir.
 
1926 yılında yürürlüğe giren ve Türk kadınlarını "şeriat" zincirinden kurtaran Medeni Kanun ile Türk kadınına bin yıl evvel kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli atılmıştır. Artık kadın güçlenmeye, kişiliğini bulmaya başlamış ve erkeğinin yanında sosyal faaliyetlerde yer almıştır.
 
Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Haklarının Verilmesinde ilk adım 1930 yılında belediye seçimlerine katılma hakkı olmuştur.
1932'de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış; 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren bir başka yasa ile kadın-erkek eşitliği alanında bütün haklar, "Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı"nın tanınmasıyla verilmiş oluyordu.
 
Atatürk' ün kadın hakları konusundaki görüşleri ve gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler, Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur.
 
Türk kadını, yüzyıllardır özlemini çektiği haklarına sahip olmada; en azimli, inançlı ve güçlü desteği Atatürk'ten almış ve çağdaş ülke kadınlarının önüne geçmiştir. Örneğin; İtalya'da kadınlar ancak 1948 yılında seçimlere girebilmişler. Japon kadınları ise seçim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir. Medeni Kanun'ları aldığımız İsviçre'de ise, kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamazken, çağdaşlaşmada örnek aldığımız İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde de durum farklı değilken, Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
 
Kadın haklarının bu kadar ileri olduğu bir dönemden sonra kadınlarımız adeta pasife edilmiş, günümüzde ise yaşam haklarını arar olmuşlardır. Radyoda, gazetede, televizyonda çıkan cinayet haberleri her gün canımızı sıkmakta ve kadın olmanın günümüz Türkiye’sinde ne denli zor olduğunu gözler önüne sermektedir.
 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na göre, ülkemizde yaşayan her 100 kişiden 61,2’sinin mutlu olduğu ortaya çıkmış... 2009’da 100 kadından 58,1’i mutlu olduğunu söylerken, bu oran 2010’da yüzde 62,7’ye çıkmış! En mutlu olanlarımız da kadınlarımızmış…
 
Ucuz iş gücü olarak görülmenin, cinsel obje haline gelmenin, istismarın, tacizin artması kadınlarımıza mutluluk mu getirmektedir? Ülkenin doğusunda, batısında, her yerinde, durum hep aynı. Bazen boşanmak istemekti kadının suçu, bazen uğradığı şiddete artık dayanamamak, bazen çalıştığı işyerindeki bir arkadaşı ile telefonda konuşmak. Örnekler arttırılabilir.
 
Kadına yönelik bilinen şiddet biçimleri oldukça çeşitli olduğundan, “kadına yönelik şiddet” tabirinin neleri kapsadığına ilişkin bazı örnekler vermek yararlı olabilir: Kadın intiharları, töre-namus cinayetleri, kız çocukların okutulmaması, çok eşli evlilik, erken ve zorla evlendirilme, 20–30 yaş büyük erkeklerle 2. veya 3. eş olarak evlendirilme, çok çocuk doğurmaya zorlanma, çocuksuzluğun sorumluluğunu tek başına üstlenmek zorunda kalma, maaşına, banka kartına ve takılarına el konması, gözaltında çıplak bırakılmak, bekaret kontrolü gibi taciz ve tecavüzlere uğrama, işyerinde cinsel taciz, yapılan cinsel istismarları kimseye anlatmaması için ölümle tehdit edilmesi, ailesi tarafından bir yere kapatılarak, yemeksiz veya bağlı tutularak cezalandırılma, kayınbaba ve evdeki diğer erkeklerle konuşamama, kadın ticareti, pornografi, yoksulluk, işsizlik, dini inanç ve geleneklere uymaya zorlanma, dini inançlarla dayatılan değer yargıları, sakat kadınlara yönelik hizmet ve destek oluşturmama, zorunlu ya da ekonomik göçle yerlerinden olan kadınlara yönelik destek oluşturulmaması… Kadınların hayatının tamamı şiddet gibi bir tablo çıkıyor bu sayılanlardan.
 
Tüm bu saydıklarımız günümüz Türkiye’sinden kadınlar hakkında bizler için kara leke şeklindeki örnekler. 1935 yılında eşitlik yolunda ilerleyen Türk kadını, bugünlerde ise kıskanıldığı için! Çok sevildiği için! Gibi hafifletici sebepler yüzünden ölüme gidiyor. Eşleri, sevgilileri, nişanlıları tarafından öldürülen kadınlarımız, devletten koruma, güvence isterken devletin ihmali sonrasında göz göre göre ölüme terk ediliyor.
 
Tarihimize baktığımızda ise, kurulan Çağdaş ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları, emperyalist güçlere karşı kazanılan zaferin baş mimarları kadınlarımızdır.
 
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünde; “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim” diyerek, Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı bu sancılı dönemlerde Türk kadınının oynamış olduğu rolü bizlere birkaç cümleyle söylemiştir.
 
Kadına karşı ayrımcı uygulamaların son bulduğu, bu ayrımcılığa yol açan koşulların düzeltildiği ve yalnızca kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta da kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu bir Türkiye istiyoruz.
 
Demokratik ve laik bir düzende bu hedefe yönelik mücadelenin yalnızca kadınların değil, herkesin mücadelesi olması gerekir. Özellikle kız babalarına burada büyük iş düşüyor. Her kız babası kadın haklarını bilecek kadar donanımlı olmalı ki kızları da bu bilinçte olsun. 
 
Çatalca Belediye Başkanınız olarak her zaman olduğu gibi bu mutlu gününüzde de yanınızda olduğumu bilmenizi isteyerek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü en içten dileklerimle kutluyor, Tüm dünya kadınlarının, analarımızın önünde saygı ile eğiliyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bizimlesiniz…’ dedi.

Başkan Cem Kara, yapmış olduğu konuşmanın ardından günün anısına Belgin Tezer ve Müjgan Unutmaz’a da birer teşekkür belgesi verdi.
 
Çatalca Belediyesi tarafından organize edilen programda Çatalca Belediyesi Tiyatro Kursu öğrencileri tarafından ‘kadın’ temalı iki farklı skeç sunuldu. Kadınların günlük hayatta yaşadıkları sorunları eleştirisel ve mizahi bir biçimde oyunlarında sergileyen genç tiyatrocuları davetliler kahkahalarla izledi.
 
Tiyatro gösterisinin ardından Grup Otantik Trio sahne aldı. Şarkılarına davetli kadınların hep beraber tempo tuttuğu konserde kadınlar sahneye çıkarak hep beraber halay çektiler ve oynadılar. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’yı da sahneye davet eden kadınlar, Başkan ile birlikte oynamayı da ihmal etmediler.
 
Konserin sonuna gelindiğinde ise Belediye Başkanı Cem Kara, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü renklendiren Grup Otantik Trio’ya bir buket çiçek sundu. Burada kadınlara hitaben bir konuşma yapan Başkan, ‘sayın kadınlarımız, analarımız, bacılarımız. Bugün oldukça güzel bir organizasyonu hep beraber gerçekleştirdik. Hep beraber eğlendik. Ama size biraz kırgınım. Gelin beni biraz rahatsız edin. Gelin belediyeye, kapım her zaman, herkese açık. Gelin benden faaliyet talep edin. Projelerinizi, düşüncelerini getirin, Gelin biz eğlenmek istiyoruz, bize ayda bir eğlence yap diyin. Siz isteyin ben her şeyi sizler için yapacağım. Her zaman yanınızdayım ve her zaman olacağım’ dedi. Oldukça keyifli anların yaşandığı program 10. Yıl Marşının hep birlikte söylenmesinin ardından sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.